14 Ekim 2015 Çarşamba

Türkiye futbolda Avrupa biletini kaptı da ne olacak sanki?


Türkiye Avrupa biletini kaptı da ne olacak sanki? Kupa mı kazanacak, derece mi yapacak..? Bir mucize mi gerçekleştirecek yoksa zar zor gittiği şampiyonada? Aslında önemli olan veya benim kafaya taktığım futboldaki derece değil; futbolun sporun herhangi bir branşından öte  hayat memat meselesi haline getirilmesi. Aslında bu da şaşırtmamalı beni... Dün karşılaşma öncesi Fatih Terim'in açıklamalarını dinliyorum da, o nasıl ağır abi sözleri öyle... Sanki dünyanın düzenini değiştirecek bir mücadeleye çıkıyorlarmış gibi ciddi ciddi konuşuyor. Futbolla sevindirmekten, acılı yüreklere su serpmekten de bahsediyor İzlanda maçını kazanarak. ACILI GÜNLERİMİZDE HAYAT DURUR, DURMAZ İSE AYIP OLUR AMA FUTBOL ACILARIMIZI UNUTTURUR! Çünkü futbol bir vatan millet meselesidir! "Futbola karşı ciddiyet", içinde yaşadığımız eril dünyada futbolun bir yönlendirici, bir sürükleyici konumunda olmasıyla alakalı... Erkek dünyanın futbolu da tabii ki eril olacak, erkek bir yapı nasılsa ona göre bir tavrı, tarzı olacak... Çünkü koskoca bir ülke(ler) buna kilitleniyor. Kültürü nasılsa o kültürün, en önem verilen şeyleri de kültürün bir yansıması olur, kültürün öğelerini taşır; sertse sert, argoysa argo, erkekse erkek, vesaire...

Bütün bunlara rağmen FIFA Eylül 2015 dünya sıralamasında kaçıncıymışız; 46'ncı. 46. olmak için mi bu kadar önem ve ciddiyet? Futbol ruhumuza işlemiş artık... Futbol da derece olarak iyi de olsak kötü de olsak artık futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz genel çoğunluk olarak. Hal böyle olunca futbolla sevinmek futbolla üzülmek, yaralarımızı falan futbolla iyileştirmek olağan bir durum. Niye yazdım bunları..? Bana göre böyle olmamalı. Spora spor gözüyle bakılmalı ve sporlar arasında bile ayrımcılık, cinsiyetçilik olmamalı. Çünkü bakıyorum da futbolun diğer sporlardan, top oyunlarından hiçbir artısı yok ki. Ha elinle oynamışsın ha ayağınla, ha daha geniş sahada ha daga  dar sahada... Her sporun zor tarafları da vardır, kolay tarafları da. O yüzden hiçbir spor branşı diğer branşlardan ayrıcalıklı olmamalı. Diğer sporlara da gereken ilgi gösterilmeli. Zaten futbal odaklı bir spor tercihimizin olması değil mi bizi olimpiyatlarda falan başarısız kılan? Sen elindeki spora ayrılan olanakların hepsini futbola aktarırsan, olimpiyatlardan işte böyle bir kaç bireysel başarıyla döner, sonra da olimpiyatlarda ev sahipliği neden Türkiye'ye verilmiyor diye haylazlaşırsın. Kadın voleybolunda artık dereceye bile sevinemiyoruz; birincilik kürsüsünü istiyoruz ama ona rağmen esamesi okunmuyor spor dünyasında. Bu sene Avrupa Şampiyonası'nda 4. olduk diye bile çok üzüldük. Çünkü 2. olmuşuz, 3. olmuşuz ve birincilik istiyoruz artık. Dünya Grand Prix'lerinin vazgeçilmez takımıyız ve hakkımızla yer alıyoruz bu turnuvalarda ve şu anda milli takımlar sıralamasında dünyanın en iyi 10. takımıyız.

DÜNYANIN EN İYİ 10 KADIN VOLEYBOL MİLLİ TAKIMI
1 USA
2 Çin
3 Brezilya
4 Rusya
5 Japonya
6 Sırbistan
7 Dominik Cumhuriyeti
8 İtalya
9 Güney Kore
10 Türkiye

Buna rağmen büyük turnuvalarda final falan oynamazsak voleybola hiç ilgi gösterilmiyor gibi bir durum söz konusu. İlgi olmayınca yatırım da fazla olmaz, bu sporun alt yapısından istediğimiz seviyede ve kadar oyuncu çıkmaz... Bakınız Rusya'ya... Her zaman başarılı... En kötü dönemlerinde bile şampiyon olmasını biliyorlar. Çünkü o kadar iyi yetişmiş voleybolcusu var ki... Sadece voleybolda değil, spora geniş kapsamlı bakıldığı sürece her branşta başarıya imza atılır.

Bakınız Fenerbahçe'ye; voleybol takımına yaptığı yatırım sayesinde Türkiye Kadınlar Voleybol ligi dünyanın 1 numaralı ligi haline geldi ve 3-4 kulübümüz sürekli Avrupa Şampiyonlar Ligi'nde hep 4'lü finalde ve her yıl şampiyorn oluyoruz. Bir takıma yapılan yatırım bile diğer kulüplerimizi harekete geçirdi yarışabilmek adına güçlenmek için. Bugün de Fenerbahçe-Vakıfbank arasında Şampiyonlar Kupas karşılaşması var. İyi seyirler, hak eden kazansın... Tabi kadın sporuyla o kadar sevinemeyiz sanırım değil mi?!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder