12 Ekim 2015 Pazartesi

"Hatırla Gönül"ü izlemek duyarsızlık mı?!


Hayattaki toplumsal olarak en büyük günahım çok şeffaf, çok içi-dışı bir, çok samimi biri olmak. Hatta samimiyetim o kadar % 100 ki, insanlara inandırıcı gelmiyor. Çünkü alışmışlar iki yüzlü olmaya, göstermelik davranmaya, rol yapmaya, sahteliğe... Bugün gene, izlediğim bir diziyi beğendiğime dair bir paylaşımdan dolayı duyarsızlıkla itham edildim. Neymiş, gene başka dünyalarda yaşıyormuşum. Yapım gereği ben çoklu dünyalarda yaşıyorum zaten. Paylaşımıma edilen lafın eleştiri olduğunu bile düşünmemiştim "başkalarının yası umrunda değil" diyene kadar... Bu rahatsızlık, olsa olsa kişilerin kendi duyarsızlıklarının, hatta dışarıya karşı duyarlı görünüp de sahteliklerinin psikolojik bir yansıtmasıdır. Yoksa nereden bilecekler benim yas gibi konularda falan neler hissettiğimi? Acılarımı, gözyaşlarımı naklen mi yayınlamam gerekiyor acaba? Bir de herkesin yasını bir yaşama şekli vardır. SAMİMİLER YASLARINI İÇLERİNDE YAŞAR diyorum ve diğer yas şekilllerinin YORUMUNU YAPMAK İSTEMİYORUM. Beni duyarsız buluyorsanız, benimle hiç kontakt kurmazsınız olur biter. Sosyal medyada kişileri açık bir şekilde yargılamak ne kadar güzel bir şey acaba? Ha homofobiye hedef göstermişsin, ha başka bir nefrete; hiçbir farkı yok. Eğer çok merak ediyorsanız acı olaylar karşısında benim hislerimi, bana sorun. Ne geçiyor ki ele böyle davranarak? Ego dedikleri bu olsa gerek; başkalarının moralini bozarak olumsuzluktan beslenmek gibi bir şey... KISACA ÇOK SAYGISIZCA BİR DAVRANIŞ. Genel olarak dizi izlemek duyarsızlık gibi bir laf falan kullansan kendi sayfandan, yarası olan gocunur ve cevap verir ama direkt insanı duyarsızlıkla suçlamak çok saygısızca, hatta hadsizce gerçekten. Dün akşam "Hatrıla Gönül"ü duyarsız olarak bir ben izlediysem, dizi raiting canavarına kurban gitmiş demektir ve yayından kalkacaktır büyük ihtimal! Beni eleştiren kişi, milyonlarca televizyon izleyicisini acaba duyarsızıkla suçladı mı?

Oysa ben Ankara'daki patlama olayı ile ilgili yazımı bile yazdım ama yayınlayamadım. Çünkü bu tarihimizde yaşadığımız en acı ve üzerinde çok durmamız, çok düşünmemiz gereken bir olay; hatta barış adına ders çıkarılacak nitelikte çok büyük bir acı olay ve bunun farkında olmamak için belki robot falan olmak gerekir veya egolarını saçma sapan fırsatçılıklarla belden aşağı tatmin etmeye çalışarak beslenen tarzda biri olmak gerekir. Bu önemli olayda yanlış tek bir kelime dahi kullanmamak için yazımı çektim. Haa, seni kim okuyacak, yazın kaç kişiye ulaşacak diyebilirsiniz; VİCDAN denilen şey var ya... Yanlış düşünmek bile beni rahatsız eder biliyor musunuz? Benim hassasiyetim, duyarlılığım hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar hassastır. O yüzden insanlar beni duyarsızlıkla yargılarken veya bazıları gibi egosal bulurken, bunu, beni çok iyi gözlemleyemediklerine, çok iyi anlayamadıklarına veya anlamak istemediklerine bağlıyorum. Çünkü BAZILARI GERÇEKTEN HER ŞEYE TERSTEN, OLUMSUZ YAKLAŞMAYI ÇOK SEVİYOR. Onlara sevgi temenni etmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Onların damarlarına sevgi enjekte etsen dahi, DNA'larını değiştiremezsin çünkü. Çok mu ağır oldu; başkalarının haksız eleştirisi benim hassas yapıma daha ağır geliyor ama...

Not: Hatırla Gönül"ü de bazı şiddet sahnelerinden dolayı izlemekten vazgeçecektim ama oyunculuklar çok iyiydi, diğer diziler gibi düz bir dizi değildi... Gökçe Bahadır'ınkini biliyorduk da, Onur Şaylak'ın ne kadar mükemmel bir oyuncu olduğunu öğrenmiş oldum en azından kendi adıma... Engin Öztürk'ü de beğendim... Şunu da söyleyeyim; acımı da yaşarım, dizimi de izlerim! İnsana bu lafı da söylettiriyorlar ya neredeyse hiç dizi veya televizyon izlemeyen biri olarak...

Şu lafı da etmeden geçemeyeceğim beni duyarsızlıkla suçlayanlara karşı... Her gün kaç insan açlıktan ölürken, Kanada'da fok katliamı veya Japonya'da yunus katliamı yapılırken, veya sokak hayvanları katledilirken, her ay kaç kadın erkek cinayetine kurban giderken sizin duyarlılığınız neredeydi, yasınızı neden göremedik DE?!

Bir de şunu söyleyebilir miyim..? İnsanlar davranışlarıyla karakterlerine dair kartvizitlerini kendi elleriyle elimize tutuşturuyorlar da farkında bile değiller. Kendinden emin olan bir insan başkalarının YERSİZ eleştirisiyle tereddütler yaşamaz, sadece dostunu düşmanını tanır bence.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder