24 Eylül 2015 Perşembe

Eşcinselliğin din üzerinden açıklanması mantık dışıdır

Antikapitalist, yazar ve düşünür R. İhsan Eliaçık ile yapılmış bir röportaj okudum...
Dinler tarihinden bahsediyor...
Kurbanın bilinmezlikten ve Allah fikrinden de önce var olduğunu...
İnsanların, doğa olaylarından korktukları için Allah fikri zihinlerde doğmadan önce de rüzgara, yıldırıma, depreme kurban kestiklerini...
Kuran'da Tanrı'nın insanlardan kurban istemediğini, aksine kurban kesmenin hata olduğunu ama insanların bunu yanlış yorumladığını...
Kesilen kurbanın Allah'a ulaşmadığını, ulaşacak olanın bu dünyada yaptığınız iylik ve kötülüğün olduğunu...
Kurbanın kelime anlamının kimsesizler, yoksullar, çaresizler, evsizlere armağan edilmiş bayram olduğunu...
Bazı hayvanların Kuran'da ötekileştirilmesinin sebebinin Arapların birbirlerine olan öfkelerinin ifadesi olduğunu...
Mesela domuzun Müslümanlıkta haram olmasının, çok yiyen insanlara hitap şeklinden ileri geldiğini...
Allah'ın, yarattığı hayvanların insanlar tarafından kesilmesini yasakladığını...
Dinlerin özünün merhamet olduğunu, o yüzden vejeteryanların daha merhametli olduğunu, dolayısıyla vejeteryan ruhun dini ruh ile aynı olduğunu...
Kadının erkeğin kaburga kemiğinden yaratıldığının, erkeğin kadını dövme hakkının veya bir erkeğin 4 kadınla evlenebilme hakkının, veya kadının evde kapalı kalmasının veya kıyafet olarak kapalı olmasının Kuran'ı yanlış yorumlamaktan ileri geldiğini... söylüyor.

Gelelim eşcinsellik ile ilgili bölümüne...
Kuran bize heteroseksüel ilişkiyi öngörüyormuş ama eşcinsel olunca heteroseksüel ilişkinin dayatılmasını istemiyormuş. Eşcinsellik ceza öngörmüyormuş ve mahrem bir durum olduğu için kul ile Allah arasında olan bir şeymiş, inanmıyorsa da vicdani bir meseleymiş...

Gelelim benim bu konudaki düşüncelerime...
Eşcinsellik dışındaki bütün düşüncelerine katılıyorum Eliaçık'ın ama...
Eşcinselliğe Kuran'ın karşı çıkmamasına rağmen mahrem bir durum olmasından dolayı kul ile Allah arasında bir mesele olduğunu söylemesine, ancak dine inanmaktan başka çaresi olmadığı için din dışında başka hiçbir açıklamayı kabul etmeyenleri ikna etmek için katılınabilir. Onun dışında eşcinsellik ne mahrem bir durumdur Allah'a hesabı verilecek olan, ne de vicdani bir meseledir insanın kendisini rahatsız etmesi gereken. Eğer eşcinselliği din üzerinden kabul ettirmeye kalkışırsak, bu uzun vadede kalıcı bir çözüm getirmeyecektir. Doğal yaşama karşı haksızlıkların dinin yanlış yorumlanmasından kaynaklandığını kabul ediyorsak, dinin toplumsal yaşama etkisi devam ettiği sürece bu yanlış yorumlama kişilerin çıkarları doğrultusunda devam edecektir. O yüzden ben din üzerinden hiçbir savunuyu kabul etmiyorum. Din bir inanç sistemidir; doğal yaşamı sağlıklı bir şekilde karşılayamaz. Dolayısıyla insan hakları ihlal edilecektir bu şekilde. Din kültürel açıdan bir dönemin toplumsal yaşamında bir düzen sağlamış olabilir ama güncellenmediği sürece bırakın doğal yaşamla çelişmesini, toplumsal yaşamda da çatışmalara sebep olacaktır. Bu, bilimle uğraşmak falan varken, insanın saçıyla, cinsel yönelimiyle falan uğraşmak gibi bir şeydir. Demokrasi insan haklarını kapsayıcı bir yasa gerektiriyorsa, din, müdahaleci değil, kişinin sadece kendi içinde yaşadığı bir şey olmalıdır artık. Dinin eşcinselliğe karşı olmasının dayanağı ne; günah olması. İnsan haklarını din üzerinden açıklayabilir miyiz o zaman? Eşcinselliğin mantıklı bir açıklaması yok işte din ve kitaplarında. Ben sapık değilim, eşcinselim. Sen ne kadar heteroseksüelsen, ben de o kadar eşcinselim. Herkes eşittir, herkes eşit derece özgür olma ve insanca yaşama hakkına sahiptir. Sen eşcinsellik günah dersen, senin dinin ayrımcıdır o zaman. Din böyle bir şey demese bile, din kişinin kendi içersinde yaşanılan bir duruma dönüşmediği sürece tek taraflı müdahale aracı olarak kullanılmaya devam edecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder