19 Eylül 2015 Cumartesi

Eşcinseller açılmalı mı, açılmamalı mı?


Bu haftaki toplantımızın konusunu gene "açılım" yaptık. Açılan katılımcı arkadaşlarımızın bu süreçte karşılaştıkları durumları, açılmayan arkadaşlarımızın açılmama sebeplerini konuştuk.

Toplantımıza ilk defa katılan genç "trans erkek" arkadaşımızın sürecini kısa bir şekilde kendi anlatımıyla paylaşmak istiyorum...

"İlkokuldayken bile etek giymeyi sevmez, okula eşofmanla gider, kız elbiselerimi arkadaşlarıma dağıtırdım. Ailem kız gibi olmam için çok baskı yaptı ama ben kendimi erkek gibi hissediyordum. Hormonlarımın normal çıkması ve götürüldüğüm psikoloğun aileme "dikkat çekmek için" erkek gibi davrandığımı söylemesi, ailemin baskısını daha da arttırdı. Evden kaçtım, çocuk esirgeme yurdunda kaldım ve ailemle görüşmüyorum artık. Annem ve tarafının aşırı baskısına ve translığıma karşıtlığına rağmen, babam ve tarafı daha esnek. İleride sorun yaşamamak için geçiş ameliyatımı gerçekleştirdikten sonra gideceğim üniversiteye. Çünkü geçiş sürecindeki değişimden dolayı olumsuz tepki ve durumlarla karşılaşmak istemiyorum. Geçiş sürecinde babamın destek olacağına inanıyorum..."

Genç bir eşcinsel arkadaşımız da yaşadığı ilişkinin gasp gibi olumsuz bir olayının karakola yansımasından dolayı annesine açılma ihtiyacı hissetmiş. Arkadaşımızın açılımdan önce izletmek istediği "Benim Çocuğum" belgeselini teknik bir arızadan dolayı o an izletemese de, annesi arkadaşımız evde yokken bilgisayarında buluyor ve izledikten sonra bu konudaki yüzleşme gerçekleşiyor. Doğru bir psikologla karşılaşması da annesinin desteğini arttırmış, babasına karşı bile çocuğunu destekler konuma getirmiş.

Başka genç bir eşcinsel arkadaşımıza da hissettiği için babası soruyor "gey misin?" diye. O da evet diyor ama  babası ne kadar sert tepki vermese de kabul edemiyor çocuğunun eşcinselliğini. Hatta kadınlarla yakınlaştırmaya çalışıp heteroseksüelleştirme çabasına bile giriyor. O da ailesinden ayrı yaşıyor.

Trans örneğimizde annenin çocuğunun kimliğine karşı çıkmasına rağmen son iki örnekte olduğu gibi erkek eşcinsellere karşı anneler, babalara göre daha esnek oluyor gibi. Sanırım bu durum, babalar olarak erkeklerin toplum içersinde daha ön planda olup hesap verme durumunun daha fazla olmasıyla alakalı. Yani heteroseksist bir toplumda erkek olarak çocuklarının eşcinselliği onlara daha ağır geliyor... Toplantılarımıza da bu güne kadar ebeyen olarak hiç baba gelmedi diyebiliriz.

Açılmayan bir arkadaşımız, açılmama sebebi olarak ailesini üzmek istememesini gösteriyor. Ailesinin mutaassıplığı da etkiliymiş açılamama konusunda. Ailemizi kendimizden daha iyi tanıyan olamaz ama biz eşcinseller ailelerimiz adına düşünmeyi de çok seviyoruz. Bir çok arkadaşımız açıldıktan sonra beni destekleyeceklerini düşünmüyordum demiyor mu?

Kendisine eşcinsel bir arkadaşının açılımını anlatan heteroseksüel bir arkadaşımız da, arkadaşının maskülen görünümünden dolayı hiç şüphe etmemiş eşcinselliğnden. Bir gün yemekte açıklamış biseksüelim diye. Eşcinsellerde böyle yani biseksüelim diye bir açılım geleneği de var sanki biseksüellik eşcinselliği absorbe ediyormuş gibi. Şimdilerde maskülen bir havası olan bu eşcinsel arkadaşımız aslında çocukluğunda feminenliğiyle alay edilen biriymiş. Biseksüellik veya maskülenlik eşcinselliğin bir kamuflajımı?

Başka bir eşcinsel arkadaşımız açılmak isteyip de açılamamanın sıkıntısını yaşıyor. Benim demek istediğim de işte bu aslında. Açılmalı mıyız, açılmamamlı mıyız? Açılacaksak niye açılmalıyız, açılmıyorsak niye açılmıyoruz? Arkadaşlarımız eşcinsellik normal karşılanmadığı için açılamamanın sıkıntısını yaşıyorlar ama eşcinsellik normal karşılansa zaten "herkesin kimliğinden kime ne" durumu ortaya çıkar ve açık olup olmamak önemini kaybeder. Biz niye açılmalıyız; psikolojik baskıyı üzerimizden atmak için; ya eşcinselliğimizi öğrenirlerse korkusunu yaşıyoruz ve bu yüzden rahat olamıyoruz. Oysa ailemizle bu konuyu halletsek her şey çok daha güzel olacak; rahatlayacağız. Bir şeyleri gizlemeden hareket etmenin rahatlığı başka oluyor çünkü. Ama gizli olunca nereye gideceğinin, kiminle görüşeceğinin öğrenileceği korkusunu yaşıyorsun... Zaten onların da hep koruyucu baskısı olacaktır açılmadığın sürece. Biliyorum; ne kadar esnek olursa olsun, heteroseksist bir dünyada o kadar kolay değil açılınca ailelerin bu durumu kabul etmesi. Ben demiyorum ki her şeye rağmen herkes açılsın. Kabul edecek durum ve ortam vardır, kabul etmeyecek durum ve ortam vardır. Yani açılınması gereken ortam ve zamanlarda açılınmalı. Mesela ebeveynleri artık belli bir yaşın üzerindedir ve senin özel hayatını yaşamanda engel teşkil etmiyorlardır, sana baskı yapmıyorlardır, ve sen de bu konuda onlarla yüzleşmek istemiyorsan, yüzleşmediğin için vicdanın da rahatsız olmayacaksa açılmazsın. Bir de herkes, her ortamda, mesela işte veya okulda açılsın diye bir durum yok ki. Seni anlamayacak ve sana zorluk çıkaracak ortamlarda niye açılasın ki. Gerçek kimliğinle varolmak psikolojik olarak insanı rahatlatacaktır ama bu yüzden sürekli ayrımcılığa maruz kalacaksan veya işinden okulundan olacaksan açılmayabilirsin. Ben açık yaşamak istiyorum ve bunun üstesinden gelebilirim diyorsan, en güzeli açılmaktır ama benim ekonomik özgürlüğüm yok, daha bu aşamada okulda, işte ve aile ortamında eşcinsel karşıtlığını kaldırabilecek bir psikolojim yok diyorsan uygun zamanı beklersin. İstemiyorsan ve kendini öyle rahat hissedeceksen hiçbir zaman da açılmayabilirsin. Ama insan gizli kalınca daha az ayrımcılığa maruz kalıyor diye bir durum da yok. Aslında herkes kimin ne olduğunu az çok biliyor zaten. Aileler konuyla yüzleşmek istemedikleri için sessiz kalıyor, dışarıdakiler de yüzüne karşı ayrımcılık yapmasa da arkandan plan yapıyorlar, dedikodunu yapıyorlar, vesaire ve ayrımcılığa, dışlamaya bir şekilde maruz kalıyorsun. Açılmayınca bir de kendini savunamıyor, eşcinsel olmanın hep ezikliğini yaşıyorsun. Bir de şu gerçeği gözardı etmemek gerekiyor; açık eşcinsel olunca belki hedef haline gelinebiliyor ama açık olmanın getirdiği özgüven dışarıya yansıyınca, insanların sana yaptığı baskı veya ayrımcılık da azalıyor veya olmuyor. Çünkü korkarsan, bu korkun hissediliyor ve korkutuluyorsun. Açık olmadığın sürece de o korkuyu hep taşıyorsun zaten. Çünkü açılmadığın sürece eşcinselliğin hep açılınması zor bir şey olduğunu düşünüyorsun; bu da eşcinselliğin kabul edilmeyecek bir şey duygusunu hissettiriyor sana. Mesela ben artık kendimi eşcinsel olarak bile hissetmiyorum. Çünkü açık olarak yaşamak o kadar sıradan hale geldi ki, eşcinselliğimle hareket etmiyorum. Yani o korkuyu biraz da biz büyütüyoruz kafamızın içinde. Belki açık olsak kafamızın içinde büyüttüğümüz kadar bir homofobiyle, tepkiyle karşılaşmayacağız. Açık olmadığımız sürece biz ne ile karşılaşacağımızı bile bilmiyoruz. Beynimizde şekillendirdiğimiz homofobiye göre korku yaşıyoruz. Açık olunca karşılaşacağımız şeyler kötü olabilir ama kötü olmayabilir de. Sadece homofobik varsayımlarla mı yaşamalıyız? Doğru tespitler yaparak küçük adımlar atmalıyız diye düşünüyoum açılım konusunda. Açılmak sadece bizi kurtarmayacak ki; eşcinselliğe bakış açısını da değiştirecek. Biz açılmadığımız sürece, eşcinselliğin utanılması gereken bir durum olduğunu pekiştirmeye devam edeceğiz. Eşcinselliğe bakış açısını değiştirmediğimiz sürece de homofobi, transfobi devam edecek. Bakış açısını nasıl değiştireceğiz; konuyla yüzleşeceğiz, yüzleştireceğiz. Biliyorum herkesin fiziksel ve psikolojik koşulları farklı ama kendi içimizde alt edemediğimiz bir homofobi de var. Belki işe oradan başlamak gerekiyor. Kendi içimizde bir şeyleri halledersek belki açılımımız da kolay olacak, belki de açılmamıza bile gerek kalmayacak. Çünkü ailemizin eşcinselliğe bakış açısının önemi kalmayabilecek içimizdeki homofobiyi halledersek. Homofobiyi, biz kendi homofobimiz yüzünden daha şiddetli hissediyoruz. Bir de biz kendimizle barıştıktan sonra çevremizin bize bakış açısını şekillendirebiliriz. Mesela ben eşcinselliğimin arkasında durduğum için kimse bana homofobik tavır sergileyemiyor. Çünkü biliyor ki homofobisinin karşılığını alacak benden. Belki arkamdan konuşuyorlardır ama bu da umrumda değil. Sadece eşcinselliğin değil ki, her şeyin, herkesin dedikodusu yapılıyor. Önemli olan fiziksel olarak yansıyıp yansımaması ve bu yansımanın şiddeti. Ben yapıma uygun düştüğü için açık olmayı tercih ettim ve bana olumlu faydası oldu. En önemlisi de hukuki fırsatlardan faydalanabiliyorsun açık olunca. Öbür türlü saldırılara karşı şikayette bile bulunamayabiliyorsun çevrem eşcinselliğimi duyacak korku yüzünden diye. Açık olunsa her saldırı adliyeye yansıyacak, bu da belki yargının eşcinselliğe bakış açısını değiştirecek. Çünkü o kadar saldırıya yargının sessiz kalması, yargıyı sorgulattıracaktır. Kısaca açık eşcinsel olmanın getirileri mutlaka olacaktır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder