23 Ağustos 2015 Pazar

SoHan Parti


Nerden bilebilirdim ki bir gün tesadüfen başladığım badminton sporunun Badminton ailesine dönüşeceğini, o aileye İranlı dostlarımızın da dahil olacağını, hatta İranlı ağırlıklı olacağını... Belki gerçek aileler bile bizim kadar sık görüşmüyor ve bir arada olmuyordur... Biz her gün 3-4 saat birlikte oluyoruz badminton sporu sayesinde ve bu dostluğumuzu bazen bir çay bahçesinde, bazen bir piknik alanında keyfe dönüştürüyoruz... Bugün de hafta sonu aktivitesi olarak piknik mahiyetinde bir şey gerçekleştirdik işte... Benim böyle sosyal faaliyetlerim yoktur piknik gibi ama İranlı mülteci dostlarımızla bu eksikliğimi de tamamlıyorum... Kültür olarak birbirimize çok benziyoruz İranlılarla ama farklı taraflarımızı da keşfediyoruz birbirimiz sayesinde... Onlar geride bıraktıkları yakınları aracılığıyla yeme içme kültürleriyle de tanıştırıyor bizleri... Mesela bugün de Sohan tatlısıyla tanıştırdılar bizi... Ama en önemlisi farklı coğrafyalarda yaşasak da, farklı değerlerimiz ve kültür yapımız olsa da, insanın her yerde insan olduğunu hatırlatıyorlar... Ben memleketimi-Denizli'mi çok seviyordum, hep sevdim ve sevmekten asla vazgeçmeyeceğim ama son yıllardaki mülteci akınıyla farklı kültür ve kimlikteki misafirlerimizi ağırlamak, memleketimi çok sevmekte ne kadar haklı olduğumu gösterdi. Vizeleri çıkıp yerleşecekleri ülkelere gittikten sonra, ekonomilerini düzeltip Denzili'ye yerleşmeyi düşünen Denizli aşığı İranlılar var... Ben de zaten onlara o kadar alıştım ve o kadar sevdim ki hiç gitmelerini istemiyorum... Ben de sanki eksik taraflarımı onlarla tamamlıyorum gibi... Çünkü onların bana karşı sıcak ilgisi bambaşka, hiç görmediğim farklılıkta... Hayatta her şey karşılıklıdır ama bazen karşılık görmeyebilir... Ama onlar karşılıksız da seviyorlar, karşılık da veriyorlar... Onların samimi dostluğuna karşı hep bir borcum olacak ve ben de bir gün umarım elimden geleni yaparım onlar için... Onlarla nasıl anlaşılıyor diye düşünülebilir dil olarak ama onlar İngilizce de biliyor, Azeri kökenli olanlar Türkçe de biliyor ve Azeri kökenli olanlar tercümanlık yapıyor zorlandığımız anlarda ama sevgi diliyle zaten anlaşılmayacak bir durum kalmıyor gibi... Gerçekten sevginin açmayacağı hiçbir kapı yok... Unutamayacağım günlerden birini yaşadım... Tüm dostlarımıza-badminton ailesi bireylerine çok teşekkür ediyorum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder