27 Temmuz 2015 Pazartesi

Hangi sevdiğinin yerini hiç kimse tutamaz..?


İnsanın hayatta yaşamak istemeyeceği acılar vardır; kaçınılmaz da olsa, VESAİRE de olsa...
Sevdiğini kaybetmek, sevdiklerini kaybetmek ama en önemlisi en sevdiğini kaybetmek;
bir arada yaşadığın için onu ne kadar çok sevdiğini kaybetme noktasında anladığın, dediğim gibi kaçınılmaz da olsa kaybetme noktasında ayrılık-veda acısına dayanamadığın, dayanamayacağın,
o noktadan dönebilmek için filmi geriye sarmak istediğin,
kaybetme noktasına gelmeden önce ileride vicdanının rahatsız olmayacağına inandığın ama geçmişteki kendinden pişmanlıklar yaşayıp vicdanının sızladığı anlar...
Gözyaşlarına hakim olamadığın anlar...
Gözyaşlarından utanmadığın anlar...
İnsan kaç kere yaşar bu anları...
Çocukluğunda, gençliğinde, orta yaş halinde...
Hangi acıdır bu..?
Kimin en çok ne tarafı acır?
Kim hangi en çok sevdiğini kaybetmek istemez?
Hangi sevdiğinin yerini hiç kimse tutamaz..?
Kim seni en çok sever,
Kim seni en çok affeder,
Kim seni en çok düşünür gider ayak bile..?
En büyük fırtına nedir sizin için?
Hayata yeniden başlatan nedir heyecanla?
Çocukluğumda, gençliğimde hep kendime sorardım;
Onu kaybetmenin acısını kaldırabilir miyim?
Olağan-kaçınılmaz süreçte bile anladım iki gündür;
HAYIR.
Dünyanın en büyük zorluklarının acısı bile onu kaybetme acısının yanında solda sıfır kalıyorrmuş.
Hayata daha sorumlu başlışyorum yeniden.
46 bitiş(ler)in değil başlangıcın tarihi artık benim için....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder