9 Temmuz 2015 Perşembe

Giyimden yaşama androjenizm; cinsiyet geçişgenliği


- Kendi hikayeme başlamadan önce Cross Dresser nedir, ne değildir kısaca açıklamak isterim. Cross Dresser (kısaca CD), karşı cins ile özdeşleşmiş kıyafetleri giyen kimse. Kadın CD erkek kıyafetleri, erkek CD kadın kıyafetleri giyen kimsedir. Kavram kıyafetlerin yanısıra, karşı cins ile de özdeşleşmiş…

* Gerçekten içinizde hiç eşcinsellik yok mu, bunu travestilikle kamufle ediyor olabilir misiniz?

- Var canım, olmazmı... İnsan zamanla kendini tanıyor...
Diane Ehrenhaft ın "Cinsiyet Geçişkenliği"ni okudunuz mu? "Non-Profit" de diyebilirim kendime aslında, ya da insanım diyelim... Cinsiyet ya da cinsel tercih ile kendimizi sınırlamak bana özgürlüğümü kısıtlamak olarak geliyor.

* Bu kimliğin özetleyebilir misin?

- Ehrensaft'ın "cinsiyet geçişkenliği" dediği bu durum, ona göre bir isyan biçimi. Ehrensaft bunun "Gençlerin artık yaygın kimlik tanımlarını kabul etmediğini, belli giysileri giymeleri gerektiğine dair kuralları umursamadıkları" şeklinde açıklıyor. Bu tür bir cinsiyet belirsizliğinin sadece kabul edilebilir olması değil önemli olan, toplumun herkesi ayırt etmeden birey olarak kabul etmesi için bütün mücadelemiz... Dayatmalar değil özgürlüklerdir önceliğimiz...

*LGBTİ'lere karşı da mücadele vermek zorunda kalıyoruz bu yüzden; çünkü onlar da kategorisel şekilde varoluyorlar...

- Aslında hayat boyu bir arayış içinde herkes. Zaman zaman belirli basamaklarda duruyorlar. Belki başka bir basamağa geçiyorlar bir süre sonra. Nerde ve nasıl özgür isek, o zaman mutlu oluyoruz. Sorun şurada başlıyor; toplumsal ve mahalle baskıları, toplumsal mesuliyetler, para kazanmak için gerekli tiyatro sahnesindeki rolümüz ve ailemize karşı olan sorumluluklar ve rolümüz...

Olay özgürlük. Bu senin hayatın diye bir slogan var. Benim hayatımı, aklımı, düşüncemi, hak ve özgürlüklerimi kısıtlayan her türlü kuruma, devlete, veseaireye karşıyım... Cinsel özgürlük de özgürlüklerin bir parçası. Benim cinsel hayatım ve tercihim, benim özelimdir. Herkesin seçme ve seçilme hakkı vardır her anlamda. Biz CD'ler biraz daha geniş bir yelpazedeyiz; CD'lik ile başlayıp, trans ve travesti olan çok arkadaş tanıyorum. Bu arada 43 yaşında olup 6-7 yaşlarında giyinmeye başladım. 35 yıldır CD'yim diyebilirim.

* CD'lik ve transseksüellik arasındaki farkı nasıl tanımlıyorsun?

-CD'lik daha geçişgen ve esnek, trans daha kalıpsal ve heteroseksist. Trans aslında kadın ruhu olup erkek bedeni, yada erkek ruhu olup kadın bedeninde olanlar. Bu sadece ruhen değil hormonal, fizyolojik, genetiksel, vs.. CD'lik sadece zihinsel, yani beyinde...

* Yapı veya beyin birbirinden bağımsız mı..? O zaman çevresel faktörlerin etksi ne travestiliğe?

- Benim pasif deneyimler yaşamam beni bir yere koymadı zaman içinde. Hiç trans yada travesti olasım yok mesela. Travestilik ayrı bir durum, sex işçiliği bir noktada. Yine de onları da sahiplenirim ve kardeşim olarak görürüm, insan insandır. Fakat düşünsel olarak bir noktada değiller. Aralarında kültürlüsü pek azdır...

* CD'lik travestiliğin günümüzdeki tanımı değil mi?

- Bence CD'liğin tanımını yaparsak, DOGMAlaştırmış oluruz. Akışkan bir zemin CD'lik, cinsel akışkanlık, "gender fluidity". "Transvestik fetişizm" diye geçiyor ingilizce literatürlerde. Crossdresser'in tanımı zihindeki fetişizm. Benim için bir tutkudur giyinmek, bir fetişdir, bir yaşam tarzıdır... Bazısı çorap giyip mastürbasyon yapar, onlar CD değildir... Ya da bazı pasif gay'ler çamaşır ve çorap giyerler ama üzerlerinde sırıtır...

* Peki biseksüel olarak tanımlıyor musun kendini?

- Tabi ki biseksüel im. Evliyim 11 yıldır. Eşimi çok ama çok severim. Onun bana olan sevgisini azaltamam kesinlikle. Eşimin yanında çok rahat giyinirim. O bana kıyafet vb.. alır, ben de ona alırım...

* Eşcinsellerin çoğu evli zaten heteroseksist kültürde. Eşcinseller de sevdiklerini söylüyor... Bir vefa mı eşcinsellerin eşlerine sevgisi, yoksa gerçekten eşlerine duygusal bir şey hissedebiliyorlar mı?

* Pasif olarak bilmez eşim beni. Onun için başını omzuna koyduğum kocasıyım. "Pasif"lik benim özelim, 6 ayda yada yılda birdir.

- Ama insanın aktif tarafı olması, onu ne kadar heteroseksüel yapar? Peki kendini tutmak değil mi bu?

* Non-profit tanımını arayıp okumanı rica ediyorum...

* Okurum ama sen kendini o tanım çerçevesinde nasıl tanımlıyorsun. Gerçi yukarıda tanımladın, hiçbir kalıba koymamak şeklinde ama...

- Cinsiyet kalıbı olmayan özgür diyebilirim, "androjen"... Hem zihinde, hem cinsiyet, hemde cinsel tercih olarak androjen...
Kendimi tutmuyorum ki... Ben kendi hayvani üreme ve cinsel güdülerimi aşmış durumdayım. Onlar benim kontrolümde ama benim kadınlara karşı cinsel ve duygusal oalrak mesafem var. Bu sayede zihnimi ve aklımı daha çok kullanabiliyorum. Dünyada her insan birbirinden farklıdır, bazıları birbirine benzer...

"Cinsiyet geçişkenliği" yeni bir deyim. Bu deyimin üzerine okuma ve araştırma tavsiye ediyorum."... "Gender Fluidity", "Post Gender Future Androgyny Rules", cinsiyet geçişkenliği (özgürlüğü diyorum ben). "Fluidity" aslında akışkan demek ama burada bu tanımda kullanılıyor.

Ben bu konuyla ilgili yazıyı yazmadan bir süre önce Lambda'ya gittim bir cesaret açılma toplantılarına... Benim için açılımın başlaması oldu, düşünsel olarak da... Orada gay yada lezbiyen harici CD bir ben vardım...

* Takma isimler de kıyfet gibi CDliğin bir uzantısı mı?

- Benim adım aslında 20 yıldır LegolasCD idi facebook'ta. Facebook LegolasCD ye müsade etmedi, bende Linda Lee ismini aldım mesela...

Gerçek kimliğimizi gizliyoruz, çünkü iş hayatı ve aile hayatımızdaki kimlik erkek kimliği. Hayat sahnesinde tiyatro yapıyoruz. Gizlemek dışında belki de ruhla örtüşen bir şey seçilen isimler de; onu demek istedim.

* Peki CD'lerinki gerçek bir tiyatro mu, mecburiyetten bir tiyatro mu?

- Bizimkisi güzel bir elbise giyinip aynanın karşısındaki o anki mutluluktan ibaret. Hiç bitmesini istemediğimiz tutkudur bizim için. Bir kadın için güzel bir elbise giydiğindeki aynadaki mutluluk, yatakdaki orgazmdan daha büyük bir mutluluktur. Bunu anlamak için kadının yada bir CD'nin gözlerine ve yüzüne bakman yeterlidir.
Sosyal statü, çevre ve refah seviyemizi erkek yaşantımız ile kazanıyoruz. Aile yaşantımız var, Kopamıyoruz. Ciddi kuvvetli aile bağlarımız var. Benim iki çocuğum var mesela... Bir mesleğim var...

* Peki çocuklarının bu durumdan haberi var mı?

- Kesinlikle onların yanında giyinmem. Onlara örnek ve sevgi dolu bir baba olmaya çalışıyorum. İlerde kendi özgür tercihlerini yaşayacakları bir yaşam sunarım. Her seçimlerinde ve tercihlerinde yanlarındayız... Eşim de modern ve aydındır

* Ama bu bir anlamda onlara toplumsal cinsiyeti aşılamak değil mi, örnek babalık yani...

- Psikolojik olarak çocuk gelişimi açısından örnek bir baba durumu diyelim. İleride her türlü tercihlerinde yanlarındayım emin olabilirsin. İleride mutlaka payşlaşırım. Kesin olarak homofobik yetişmeyecekler...

* Toplumsal cinsiyetle doğal kimlikler arasında bocalama yaşamasınlar diye mi CD'liği saklıyorsun onlardan veya daha anlayacak yaşta olmadıkları için mi?

- Doğuştan gelen cinsiyet durumundalar şu anda. Ergenlik döneminde cinsiyet seçimleri ve oluşumları olacak. Şu anda çocuklar yani...

* Doğuştan gelen cinsiyet derken...

- Yani her ikisi de erkek olarak doğdular. Sonuç olarak genital organları ile doğuyor insan bildiğin gibi. Sen erkek olarak doğmadın mı?

* Biyolojik cinisyet ile hissettiğimiz cinsiyet kimliğmiz ayrı ve de doğuştan değil mi, ben öyle biliyordum...

- Belli bir süreçten veya yaştan sonra seçimini, tercihini yaptın ya da içinden gelen hislere ses verdin... Sen doğru tanımı verdin kusura bakma ben doğaçlama söylüyorum, akademik olarak değil. Hissedilen cinsiyet ergenlik öncesi de gelebilir bu arada...

* Ozaman seçim değil de keşfetme süreci diyelim...

- Keşfetme ve içinden gelen hisler de diyebiliriz. Pek çok çocuk trans olabiliyor. Benim 6-7 yaşlarımda içimden gelen hislerle, çocuk yaşta annemin kıyafet, çorap ve ayakkabılarını giymemin cinsellilkle ilgisi olabilir mi? Ergen bile değildim. Uzun uzun senelerce kendimi aradım. Cinsellikle değil de cinsiyet kimliğiyle alakalı. İnternet sayesinde Cross Dresser tanımını buldum. Senelerce ben gay miyim dedim kendime.

- O zaman CD'ler bir anlamda translar da...

- Çok da ayıramayız aslında birbirinden.

* Geylik biyolojik bence.. Yani karşımızdaki kişinin içine bakmıyoruz. Geyler olarak erkekse beğeniyoruz. İçinde kadın olan bir erkeği sevebilirim mesela ben...

- "Çift cinsiyet kimliği" yada "çoklu cinsiyet kimliği" mi desek? Ben de mesela inanılmaz olarak vücutçu, iri yarı bir erkek istiyorum. Henüz şanslı erkeği bulamadım.

* Aslında doğada belki sadece erillik ve dişilik var ama doğa cinsiyetleri farklı bedenlerle çeşitlendiriyor... Belki de belli bir cinsiyet kimliği yok, toplumsal cinsiyet şekillendiriyor onu. Sevginin cinsiyeti mi olur; her cinsiyet sevemek de ister, sevilmek de...

- Buna androjen cinsel kimlik diyelim.

* Doğa belki de androjenlik gibi gerçek kimliğine hazırlıyor insanları erkek ve kadınlıktan. Yani gelecekte aslına kavuşacak...

-  Buna cinsiyet geçişkenliği deniyor, cinsel kimlik olarak "non-profit". Evrim süreci devam ediyor.
Sence evrim tamamlandı mı? 100 yıl yada 1000 yıl sonranın nereye gideceğinin ışığı bunlar... LGBTİ' ler kendi kültürünü yaratmaya başladı son 20 yıldır. İternet sayesinde bu o kadar hızlandı ki, inanılmaz... Ve LGBTİ bireylerin hepsi, sex işçisi olanlar hariç kültürlü, entellektüel ve düşünsel olarak fikir üretiyorlar. İnternet yaşam hızımızı arttırdı. Toplumun özgürleşmesi için çalışıyoruz. İnternet, düşünce ve fikir üretimini arttırdı. Düşünsel evrimi çok ileri taşıdı.

"Konu" moda ile de direkt olarak bağlantılı. Konuyu moda direkt olarak takip ediyor. Zaman içindeki kırılma noktaları ya da etkilenme noktaları var. Artık erkek kıyafetlerinin tamamı slim-fit ve skinny olmaya başladı. Marka olan, modern giyim satan mağazalarda normal kesim kot ya da pantolon yok mesela. Moda sektoründeki major oyuncular da yönelimi belirliyor. Onlar ne derse üretim ve tüketim o yönde gidiyor. Erkek, takım elbise, tshirt, gömlek ve pantolonlar ile atletlerin tamamı artık slim-fit veya skinny tasarım. Normal kesim kot artık pek çok marka üretmiyor; çünkü satılmıyor, talep yok. Slim fit bir kot giydikden sonra normal kesim giyilmiyor.

* Yani androjen kimlik moda üzerinden kendini daha hızlı mı gerçekleştirmeye başladı..? Yani moda ile belki de daha hızlı yol alınacak bu konuda. İnsanlar farkındaysan görsel olarak dışa vurumla gerçekleştiryorlar kendilerini.

- Moda insanların taleplerini üretiyor. İnsanların talepleri bu yönde. Giyim unisexe doğru gidiyor. Modacılar da bu talepleri doğru yakalıyorlar. Benim üzerimdeki kıyafet ile cinsel kimliğimin belirlenmesi, toplumun koyduğu kurallar ve sınırlar çerçevesinde. Yeni nesil kendini özgürleştiriyor aslında. Üzerimdeki kıyafet benim cinsel kimliğimi yada cinsel tercihimi belirlemez diyor. Olay tamamen toplumun tanımladığı cinsel kimlikler ve cinsel tercihlerin yıkılmasına doğru gidiyor. İlerde "birey" olmaya gidiyoruz.

* Cinsiyet geçişgenliği bir cinsel özgürlükse, üzerimizdeki taşıdıklarımız da geçişgenliğimizin bir ifadesi değil mi?

- Birbirini birey yani insan olarak kabul etme yolunda ilerliyor yeni Z kuşağı.

* "Üzerimizdeki kıyafet cinsel kimliğimizi belirlemez" derken...

- İki ayağımızın üzerinde fikirlerimizle ve düşüncelerimle birbirimizi birey olarak kabul etmeye doğru gidiyoruz... Birbirimizin cinsel kimliğini ve tercihini anlamak için kıyafet gibi görsel bir "ipucuna" ihtiyaç kalmadı. Androjenizm ve moda arasındaki bağ; cinsiyet geçişgenliği. Çünkü artık sosyal medya var. Birbirimizi cinsel tercih ve seçimlerimize göre, fetişlerimize göre sosyal medyadan buluyoruz

* Fetişizmin ana aktörü cinsellik mi oluyor?

- Fetişizm cinsel uyarılma ve tercihler. Beyindeki uyarılma ile ilgili. Eskiden sosyal medya yok iken dışarıda birbirimizi bulabilmek, tavlayabilmek için kıyafete ihtiyaç vardı. Hatta erkekler kızlara, kızlar erkeklere kendini beğendirme yada seçilebilmek için giyinirdi. Artık herkes sadece kendisi için giyiniyor.

*Eşcinsellerin kimliklerini bazı aksesuarla ifade ettiği gibi...

- Nasıl "rahat" ve "ÖZGÜR" hissediyorsan öyle giyinmek istiyorsun...

* "Özgürlük" çok çok çok önemli bir kavram.  "Z kuşağı ve Özgürlük" konulu da bir yazı bekilyorum senden...

* Özgür ve androjen...

- Crossdresser ile ayır bence...

* X kuşağı ile atıldı ama özgürlüğün temelleri...

- X kuşağı temelli fakat Z kuşağında bayrak ve çok hızlılar... Benim skinny pantolon giymeye halen cesaretim yok

* Ama o çocukların anaları-babaları olan Y kuşağını yetiştiren ve özgürlüklerin temelini atan bir X kuşağı var gerçeği var...

- İstanbuldaki o kadar çok genç erkek skinny kot giyiyor ki inananmazsın.

* Muhafazakarlar da dar kot hastalık yapıyor diye yırtınmaya başladı. Kan dolaşımını aksatıyormuş...

- Kesinlikle alıntı resim ve sahte haberler. Psikolojik propaganda...

* Yandaş medyanın çığırtkanlığı...

- Bu dar kalıplar bizim "Özgürlük" sınırlarımızı ihlal ettiği için yeni nesil hızla yıkıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder