11 Temmuz 2015 Cumartesi

Eşlerinin eşcinsel olduğunu öğrenip de ayrılmayan heteroseksüeller


Heteroseksist sistem, özellikle geleneksel toplumlarda, herkesi heteroseksüel yapmaya çalışıyor. Düşünmüyor ki sonrasında mutsuz insanlar olacak. Bilinçsiz insanlar, eşcinsellerin falan evlenince heteroseksüel olacağına inanıyor. Hayata heteroseksüel pencereden bakınca, eşcinselliği heteroseksüel evlilik yapınca yoluna girecek bir sapıklık olarak görebiliyor. Çünkü öğretilmiş dayanakları var üremek ve din gibi... Oysa bunlar heteroseksüelliğin tek doğru cinsel yönelim olması için geçerli bir dayanak olabilir mi? Olamıyor ki eşcinsellerin gerçekleştirdiği heteroseksüel evlilikler mutsuzlukla sonuçlanıyor veya mutsuz bir şekilde devam ediyor.

Radikal gazetesinde eşlerinin eşcinsel olduğunu öğrenen heteroseksüellerin deneyimleri paylaşılmış. Oradan ilginç başlıklar aktarmak ve kendi düşüncelerimi aktarmak istiyorum bu konudaki gerçek örneklere şahitliğim çerçevesinde.

"Bana göre bir kişiyle 10-20 yıl geçirip onu bir kenara atmak cesurca bir şey değil." diyor kocasının eşcinsel olduğunu öğrenen Emma. Çünkü öğrenilmiş bir kadınlık var... Erkekler üzerine kurulmuş ve feda edilmiş bir hayat... Tabi ki bunun hasarı da büyük olacaktır. Homofobik ve heteroseksist dünya, sadece eşcinsellerin değil, eşcinsellerle birlikte kimlerin hayatını da kararttığını bir bilse. Tabi umrunda mı bireyler; önemli olan heteroseksizmin devamlılığı. Eşcinseller bir şekilde hayatlarına devam edebiliyor öyle veya böyle, gizli veya boşanarak... Çünkü onlar homofobik dünyada acıların ve ayrımcılıkların en büyüğünü yaşıyorlar zaten kendilerini feda ederek; ayrılık benzeri yıkımlar, insanın kendini feda etmesinin yanında hafif kalabiliyor. Eşcinsellerin eşleri, yönelim ayrımcılığı yaşamadıkları ve toplumsal cinsiyeti içselleştirmiş bireyler oldukları için, eşlerinin eşcinsel olduğunu öğrenmeleri de onlara yıkıcı gelebiliyor. Dımdızlak ortada kalıyorlar. Eşlerini kazanmak için rekabet edebilecekleri aynı cinsiyette bir kişi de olmuyor karşılarında. Bir de yıllarca aldatılmışlığın bir acısı var. Hiç sevilmemiş olmak, aşk konusunda hep kandırılmış olmak. Burada eşcinseller ne derece suçlu? Toplum eşcinselliği normal karşılasaydı, bu yanlış evlilikler olur muydu? OLMAZDI. Ama gene de eşcinsellerin heteroseksüel evlilik konusunda direnmesi gerekiyor; hem kendi hayatları için, hem de yanlış evlilik yaptıkları kişilerin hayatları için. İnsanlar şunu unutmasın ki, özellikle çocuklarının eşcinsel olduğunu bilip de, çocuklarına belki düzelir diye heteroseksüel evliliği dayatan aileler, bir gün bir yerde lastik patlar ve hasarı ağır olur. Aşk ve sevgi denilen şeyler, temel ihtiyaçlardır gerçekleştirilmesi kaçınılmaz olan ve bu sağlıklı bir şekilde insanın yapısına uygun bir şekilde gerçekleştirilebilir ancak. Kimse kendini kandırmasın bu konuda. Kocasının eşcinsel olduğunu öğrenen ve ayrılan ama çocuklarının hatırına eski eşiyle görüşmeye devam eden Carol, artık erkeklere güvenemediğini söylüyor. Haklı; çünkü görünürde erkek ama kadınları sevmeyen bir erkek. Demek ki eşcinselliğin cinsiyet kimliğiyle alakası yokmuş. Erkekler için karılarının lezbiyen olması kabul edilebilir gibi düşünülebilir ama iş fantezi süresini geçtikten ve beraber olunan kadının aslında erkekleri hiç sevmediği anlaşılınca, iş çekilmez olur. Düşünseniz ya bir erkek olarak sizi sevmeyen bir kadın... Nereye kadar?

Eşcinsellere sormak istiyorum; Gerçekten, içinde yaşadığımız heteroseksist ve homofobik bir dünya, geleceğimiz adına kendimizden vazgeçmemiz için yeterli bir sebep olabilir mi? Gelecek dediğimiz şey sadece sosyo ekonomik bir yaşamdan mı ibarettir? Bizim kendi yapımız ve kendi yapımıza uygun duygusal ve fiziksel gerçekleştirmelerimizden daha önemli bir şey olabilir mi? Karnın tok, sırtın pek ama sevişemiyorsun; çok acı!
Eşlerinin eşcinsel olduğunu öğrenen kadınlar olduğu gibi, özellikle geleneksel doğu toplumlarında eşlerinin eşcinsel olduğunu öğrenmelerine rağmen, bu evlliği devam ettirmek zorunda kalan kadınlar var. Hatta kadınlar genellikle devam ettiriyorlar bu tür evlilikleri. Çünkü seçenekleri o kadar fazla değil. Hatta kadın bu noktada bile heteroseksizm adına kocasının eşcinselliğini saklamak zorunda bile kalabiliyor (Heteroseksüel erkeklerin o kadar da umurlarında olmayabiliyor eşlerinin lezbiyenliği). Çünkü kocasının namusu kendi namusu. 2. Ekonomik özgürlüğü yok, 3. Eğitimli değil ki, geniş kapsamlı düşünebilsin. Hatta bazı kadınlar için kocalarının eşcinsel olması o kadar önem taşımıyor bile. Yeter ki kendilerini boşamasın. Eşcinsellik dediğin ne ki? 4. Başka erkek bundan daha mı iyi olacak? Bilinçli kadınların eşcinsel erkek tercih etmesi diye bir durum var mı? Eşcinsel erkeklere aşık kadın hikayeleri duyuyoruz. 5. Eşcinsel de olsa, kocasına karşı çıkma gibi bir durumu olabilir mi bir kadının? Öyle bir hakkı var ama hem içsel, hem de toplumsal bazda bu o kadar kolay olmayabilir. 5. Kadın, "kadın"dır heteroseksist toplumlarda; ailesini, çocuklarını, çevresini düşünmek zorunda hisseder kendini. 6. Sahi bir erkeğin bir kadını sevmesi nedir; heteroseksist toplumlarda erkekler kadınları nasıl sever; bir kadının özlediği sevgi ve aşk var mıdır böyle toplumlarda; heteroseksüel erkeklerin kadınlara olan aşkı, eşcinsel erkeklerin kadınlara olamayan aşkından daha üstün olabilir mi?! Çok mu küçümsedim bir heteroseksistin aşkını?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder