31 Temmuz 2015 Cuma

Erkek cinsiyetçiliğinin tek sorumlusu erkekler değil

Çok kısa bir iki cümle sarf edeceğim Meclis'te Bülent Arınç'ın HDP'li kadın milletvekiline "bir kadın olarak sus" demesine. Haberi ayrıntılı bir şekilde okumadım da. Çünkü artık Meclis'te olanlara laf yetiştirmek hiç de çözüm değil. Tepkisizlik, duyarsızlık olartak algılanmasın bu. Tepkisini gösteren gene göstersin, hatta göstermeli de... Ama ben bazen milletvekili de olsa kişiler üzerinden çözüm üretmenin havanda su dövmekten farkı olmadığı için, boşverebiliyorum yanlış da olsa. Çünkü... cinsiyetçi şekilde konuşan kişinin arkasında koskoca cinsiyetçi bir toplum var. Bu milletvekilinin böyle bir cesareti olmasa cinsiyetçi konuşabilir mi? Bu sadece cinsiyetçi yetişip de ağzından cinsiyetçi laf kaçırmak durumu değildir. O yüzden önce erkekleri yetiştiren kadınlarımıza bir bakmamız gerekiyor. Eşitlikçi , özgürlükçü olduğunu söyleyen kadınların bile, iş cinsiyet meselesine gelince ne kadar erkek taraflı cinsiyetçi olduğuna şahit olmuyor muyuz? Kadınlarımız da, cinsiyetçi koşullardan dolayı mecburiyetten erkek cinsiyetçisi diye düşünülebilir ama kadınlar bile cinsiyetçi düşünüp davranırken, bir milletvekilinin cinsiyetçi sözlerini kafaya takmak o kadar da çözümcü bir durum değildir. Belki de sadece cinsiyetçilik konusunda değil, her konuda olaya mağdur ve mağduriyet üzerinden bir bilinçlenme şeklinde çözüm üretilmeli. Çünkü egemen ve mağdur eden, kendi tarafını destekleyen bir düzende düzenini korumak adına insafa gelmeyecektir. Meclis temsilcilerinin her ne kadar geleneksel, muhafazakar bir tabanı olsa da onlardan eşitlikçi ve özgürlükçü bir yaklaşım beklememiz hakkımızdır ama Meclisimiz o kadar toplumumuzun bir yansıması ki çoğunluk olarak... Hatta eşitlikçi, özgürlükçü olanların bile cinsiyetçi olduğunu bilmiyor muyuz..? Eşitlik ve özgürlük anlayışlarının çok da muhafazakar kesimin cinsiyetçi anlayışından farklı olmadığını bilmiyor muyuz? Cinsiyetçilik erkeklerin olduğu kadar kadınların cinsiyetçiliği pekiştirmesiyle de alakalı. Çözüm üretilememesi ise daha çok kadınlarla alakalı... Çünkü kadınların kafasının içindeki kadınlık bile erkekliğin tekelinde; erkekliğin şekilendirdiği bir kadınlık var kafalarının içinde. Erkek bakış açısına göre ahlakçı bir kadınlık, erkeğin kadından daha güçlü olduğuna dair bir algı, teslimiyetçi ve de sahiplenici bir algı... Yani erkekten bağımsız bir kadınlık mevcut değil kadınlarımızın bile kafasının içinde. Hep erkekleri düşünerek bir hareket etme durumu mevcut... Bir de Meclis falan öyle başka dünyaların temsilcisi değil; içinde yaşadığımız dünyanın birebir bir yansıması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder