17 Haziran 2015 Çarşamba

İnanmamam, inanmayacağım anlamına gelmez... hep birlikte dönüşeceğiz...

(Kaos GL'de başka bir başlık altında yayınlanan yazım. Arşivde bulunsun diye kendi bloğumda da yayınlıyorum.)

Politikayla aslında aram hiç iyi değildir. Hatta iktidar omak için yapılan politika anlayışınınsa tam karşısındayımdır. Çünkü insanlar kendi ideolojilerini dayatmak için iktidar oluyor ve o doğrultuda politika yapıyorlar. Hiç kimsenin derdi, halkı, halkın istediği şekilde yönetmek değil; iktidarı ele geçirip, kendi inandıkları doğruları dayatmak. Hele kendilerini desteklemeyenler hiç umurlarında bile değil; onlar birer öteki kendilerine dahil olmadıkları sürece. Hal böyle olunca da, insan sadece kötünün iyisini falan seçmke zorunda kalıyor kötü yönetimlere maruz kalmamak için.

Açık konuşayım; bu ülkede destekleyebileceğim hiçbir parti olamaz şu aşamada. Öncelikle samimiyet gerekir; sadece iktidar olmak için vaatler vererek siyeset olmaz. LGBTİ'ler açısından ele alırsak... LGBTİ'leri sadece seçim zamanında değil, yaşamın her alanında ve her zaman desteklemek, her zaman dile getirmek gerekir; sadece seçim arifesinde değil.... Diyebilirsiniz ki, HDP tabanına rağmen çoktan beridir LGBTİ'leri ele alıyordu... Peki HDP'nin tabanını göz önünde bulundurduğumuzda ve HDP'nin yan taraflarından gelen çatlak seslere ne diyeceğiz; hiç mi içimize kurt düşmedi? Ona rağmen desteklemekten başka seçeneğimiz var mıydı?

Ben LGBTİ konusunda CHP'ye daha çok güveniyorum... Bir yazımda dediğim gibi, gerçekten ben kitleleri temsil etmek isteyen partilere sadece seçim zamanındaki vaatlerine bakarak oy vermem; bana yarın iktidar olsa ve eşcinsel evliliği vaat etse bile bir parti, inanmam o partiye... Bizim gibi ülkelerin politika anlayışında yalancılık vardır; bir saat içersinde söyledikleri sözün bile arkasında durmama söz konusu... Ben bir şeye inanmak için, tabandan tavana, geçmişten günümüze kadar her şeye bakarım...

Ama bu oy vermeyeceğim, bir tarafı desteklemeyeceğim anlamına gelmez. Oy sadece senin en iyi temsil edilmen olmayabilir; kötü yönetilmeye bir dur demektir de. Bu seçimde de koordineli olmasa da, herkes gibi stratejik davrandım. CHP'nin alacağı oy belliydi ve HDP barajı aşamazsa, herkes gibi muhafazakar iktidarın emellerinden kurtulamayacağımızı biliyordum.

Adına emanet oy dediler benimki gibi oyların. Oysa hiçbir oy daima birine atılacak diye garanti olmamalı. Sabit demokrasi anlayışı mı olur? Bugün bize ters gelen bir şey bile ileride çıkarımıza uygun olur, düşüncelerimiz değişir, ideallerimiz değişir, siyaset değişir, insanlar değişir, dolayısıyla oy vereceğimiz partiler de değişir... Bugün çıkarımıza HDP uygundu ona verdik, yarın CHP tek başına iktidar olabilme durumuna gelir ona veririrz...

Kendim üzerimden gideyim... Muhafazakar iktidarın baskıcı yönetimine karşılık HDP'ye oy verdim barajı aşması için ama, aslında doğru atılan her adımın, genele yansıyan iyi tarafları olacaktır. Olmaz ise zaten, AKP'nin başına gelen, eninde sonunda her partinin başına gelir ama olan vatandaşa olur, demokrasiye olur... Doğru atılan her adımın iyi tarafları olacaktır dedim... Zaten iyi niyetli omaktan başka seçeneğimiz de yok ülke koşullarında... LGBTİ'leri destekleyen bir toplum yapısı var da partisi mi yok? Birlikte dönüşeceğiz, dönüştüreceğiz birbirimizi işte... HDP de sorumluluğunun bilincinde olacak, tabanıyla birlikte onlar da demokrasiye doğru yol alacaktır kapsayıcı bir şekilde herhalde...

HDP'nin LGBTİ'leri dile getirmesi çok önemli; çünkü CHP'yi de kıvılcımladı bu konuda... Dikkat çekildi en azından LGBTİ'lere... AKP'nin veya MHP'nin HDP üzerinden LGBTİ karşıtlığı bile bizleri dile getirdiği için, hak mücadelesi konusunda değerlendirmemiz gereken bir fırsattır. Yanlış addedilmek bile yok sayılmaktan iyidir çünkü.

LGBTİ'ler de çatlamaya başladı seçimden sonra; neymiş; HDP, LGBTİ'lere teşekkür etmemiş; siz de seçim arifesinde ismimizin zikredilmesinin karşılığı olarak görün verdiğiniz oyları! Tabi bu işin espirisi... HDP'nin tabanından gelen homofobik sesleri ben de kabul edemiyorum ve bende zikredilmek isterim ama durun bakalım... Hükümet bir kurulsun, ondan sonra tekrar konuşuruz LGBTİ'liği... HDP'ye inanarak oy verenler gerçekten ertesi gün LGBTİ haklarına kavuşacaklarına mı inanıyorlardı..? O kadar çok inanıp da, birden inancını tamamen yitirmek diye bir şey olabilir mi?

Ben HDP'nin vaatler konusundaki samimiyetine çok inanalar kadar inanmıyorum ama az da olsa inanıyorum ama bu bizim birden Avrupalı olacağımız anlamına gelmez, gelmemeli de... Ben de her zaman savunuyorum insanın doğuştan getirdiği temel ihtiyaçlarının bekletilmemesi gerektiğine ama "burası Türkiye, eşcinsel hakları gelmez" diye inananmayanlar da LGBTİ'ler değil miydi? "HDP vaat etti ama bize teşekkür etmedi" lafı bana çok "şey" geliyor. En demokrat başka bir parti, HDP'den farklı mı davranırdı..? CHP'ye LGBTİ'lerin oyları daha çok gitmiştir; CHP teşekkür etti mi LGBTİ'lere?

Hepimiz bir bütünün parçalarıyız, hepimizin birbirimize ihtiyacı var ve birlikte dönüşeceğiz... LGBTİ'lere seçim sonrası teşekkür edecek bir parti vardı da biz mi oy vermedik? Seçim sonrası yazılarımdan birinde belirttiğim gibi, Selahattin Demirtaş, direkt LGBTİ'lere teşekkür etmese de, kapsayıcı bir teşekkürü var; "bizi destekleyen herkes" demesi bile LGBTİ'leri kapsar...

Şu anda güzel bir yola girdik, hatta kötü bir virajdan döndük... Barış ve kardeşlik adıan değerlendirmemiz gereken bir fırsat var ve bizim de inanmaktan başka çaremiz yok... 13 yıl sabrettik de azıcık mı sabredemiyoruz..? Eğer AKP dışındaki partiler koalisyon hükümeti kurarsa, farklı kimliklerin bir arada yürüyebilmesi adına çok cesur bir adım olur bu... Türk, Kürt kardeş demiyor muyduk; temsilci partiler de mecliste bu kardeşliği göstersinler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder