22 Haziran 2015 Pazartesi

"Bir oğlumuz vardı, gitti..!"

Aileler çocuklarının farklı cinsel kimliklerini fark ediyorlar aslında ama erkek egemen toplum yüzünden yüzleşemiyorlar gerçeklerle. Çocuklarını kabul edecekler belki ama topluma hesap vermek zorunda kalacaklar. Aslında verilecek hesapları da yok... Doğanın bir gerçeğine aracılık etmişler... Utanılacak bir şey yok ki... Hayatın bir gerçeği eşcinsellik, transseksüellik... Belki de anne-baba ve aileler için bir şans düz bir çocuklarının olmaması... Bu farklılık onlara hayatı öğretecek ama onlar bu fırsatı görmezlikten gelip, erkek egemen sisteme teslim olmayı seçiyorlar... Yani insanlık bir kez daha darbe almış oluyor. İnsanlık; hayatı, herkesi, her şeyi anlamayı gerektirir... Hayatı iyi yaşayabilmek, sevgi ve barış içersinde yaşayabilmek, hayatı iyi anlayabilmekle mümkündür. Hayatın gerçeklerine sırt çevirerek hayat nasıl anlaşılabilir, nasıl düzgün yaşanabilir..? Martha da yola çıktı nefretten kurtulmak için... Ailesi, "Bizim bir oğlumuz vardı, gitti" diyor şimdi çevrelerine... Aslında biliyorlardı Martha'nın kadın olduğunu ama bilmezlikten geldikleri gibi, gitmesine de seslerini çıkarmadılar... Gitti demek, ne demek..? Çocuklarını gözden çıkarmak mı, onu uzak diyarlara azad etmek mi..? Martha azad mı edildi, yoksa sürgüne mi gönderildi..? Özgürlük için sürgün hayatı yaşamak..! Martha'nın çok büyük hayalleri yok... Sekreterlik yaparak hayatını sürdürmek istiyor... Mümkün olsa, yani gittiği yerde ayrımcılığa maruz kalmayacağını bilse üniversite okuyup daha iyi meslek edinmek istiyor ama bilmiyor ne olacağını şimdilik... Bir iş, bir hayvan, bir de sevgili istiyor... Bu kadar... Biz eşcinseller çok şey beklemiyoruz ki hayattan, çok şey istemiyoruz ki insanlardan... Sadece insanca yaşamak... Ama bunun için uzaklara gitmek zorunda kalabiliyoruz... Martha tek bir dokunuşla kadın olmak isterdi ama kadın biyolojisinde doğmadıysa, o kadar büyük acıya katlnamya değmezdi... O kadar acıya katlanacağına, insanlar onu olduğu gibi kabul etmeliydi. Etmiyorsa, bu Martha'nın, "biz"im sorunumuz değil ki... Hayatı öğrenmeyen, öğrenmek istemeyen insanların sorunu... Nefreti sevgiye tercih edenlerin sorunu. Ama biz tercih etmedik bu hayatı; bize sunulan yaşam hediyesini yapımıza uygun yaşamak istiyoruz sadece ama dediğim gibi "siz" sevgi yerine nefreti tercih ediyorsunuz işte. Martha transseksüel bir mülteci yerleşeceği ülkeye gitmek için sıra bekleyen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder