31 Mayıs 2015 Pazar

Sulltanlar'ın son turnuvası ve Güldeniz mucizesi!


Montreux Voleybol Master turnuvasında, Kadın Milli Takımız Hollanda'yı yenerek finale yükseldi. İlk karşılaşmamızda Japonya'ya 3-0 yenilmiş, grubumuzda Almanya ve İtalya'yı 3-1 yenerek yarı finale yükselmiştik.

Grand Prix ve Avrupa Şampiyona'sına yetiştirilmesi için Neslihan, Eda ve Gözde'nin sakatlıkları nedeniyle iyileştirilmeye çalışılmasından dolayı aslardan yoksun gittiğimiz turnuvada, aslında gelecekteki güvencemiz açısından takımımızın gençlerden oluşması isabetli bir seçim. Milli takım olarak eskilerden Neslihan ve Gözde kaldı. Neslihan'ın da form olarak diğer pasör çaprazlarından daha fazla bir artısı yok şu aşamada.

2003'ten sonra voleybolumuz ivme kazandı, voleybola ilgi arttı, yeni yeni oyuncularımız yetişti ama... Ama..! Sporcu olarak herkesin bir gücü var ama birini diğerinden üstün kılan işte o artı özellik niteliğindeki nüanslar. Ben 2003'teki kadromuza bir daha ulaşabileceğimizden hep şüphe ettim. Her mevki oyuncusunun yerini doldurabilecek oyuncular geldi ama... Ama işte! Mesela Gözde'nin Esra'dan eksik bir tarafı yok gibi ama, bir oyuncunun gerçek gücü büyük maçlarda ortaya çıkıyor. Keza Neriman... Belki de gelmiş geçmiş en güçlü 4 numara smaçörümüz ama bir oyuncuyu diğerinden üstün kılan özelliği değil, özellikleri... Aynı anda hem iyi manşet alabilmelisin, hem iyi defans yapabilmelisin, hem iyi blok yapabilmelisin, ve de en önemlisi iyi sıçrayabilmelisin... Voleybolda en önemli özellik belki de iyi sıçrayabilmek. Mesela Seda Tokatlıoğlu uzun boylu bir oyuncu ama çok bloklanıyor. Neden; belki de çok düz oynuyor. Gözde ve Esra, Seda'dan kısalar ama top öldürma yüzdeleri Seda'ya göre çok daha yüksek. Topu bir şekilde öldürebiliyorlar; blok arasında geçirebiliyorlar, blok dışından paralel vurabilyorlar, keskin çapraza vurabiliyorlar, köşeye vurabiliyorlar... Ama Seda'nın da 3 metre gerisinden vuruşları garanti... Bir ara servisleri de çok iyiydi... Zamanında Seda, Neslihan'ın boşluğunu çok güzel doldurmuştu... Hem 4 numara, hem de 2 numaradan aynı performansta oynayabilen tek oyuncumuz ayrıca. Gözde Yılmaz geldi onun yerine bu iki özelliğe sahip bir oyuncu olarak. Pasör çaprazı olarak Polen de çok heveslendirdi bizi zaman zaman ama, sanırım Neslihan olmasını beklediğimiz içindi hayal kırıklığımız... Aynı şeyi Seda'dan da bekledik... Oysa herkes Neslihan olamayabilirdi...

Mesela Güldeniz de kilit bir oyuncu ama smaçlarda bir noktaya kadar yeterli olabiliyor; manşeti iyi, defansı iyi, smaçlarda da mucizeler yaratabiliyor kısa boyuna rağmen ama dediğim gibi bir noktaya kadar. Yalnız servisleri olağan üstü. Yarı finaldeki performansı getirdi diyebiliriz bize maçı. Güldeniz servisten hiç soğumayan dünyadaki belki de tek oyuncu; oyun dışından girer ve iyi servis atar, karşı taraf soğutmak için mola alır ama gene iyi servis atar ve de ace'ler yaparak üstelik. Maçların kaderini bile değiştirdiği çok olmuştur sonradan maçlara dahil olarak. Şu anda da Milli Takım'ın kaptanıdır hakkıyla. Vakıfbank teknik direktörü Güldeniz'i takımdan gönerdi ama milli maçta Guidetti'nin çalıştırdığı Hollanda'yı yenmemizde en etkili olan isim Güldeniz'di. Guidetti, Güldeniz'in mucizevi özelliğini Hollanda - Türkiye maçında 5.sette13-13 iken servis için dışarıdan soktuğu bir oyuncunun topu fileye takmasıyla daha iyi anlamıştır sanırım; her oyuncu Güldeniz değil çünkü; dışarıdan oyuna girerek iyi servis atmak bambaşka bir şeydir... Böylece Vakıfbank'ta teşekkür edilen Güldeniz, ilk smaçını Guidetti'ye karşı yapmış oldu. Milli Takımı Guidetti'nin eski yardımcı antrenörü Ferhat Akbaş'ın çalıştırması ve Guidetti'nin takımını ekarte etmesi, saha dışından yapılan ikinci bir smaçtı.

Milli Takım'da umut veren 4 numara Meliha, pasör çaprazını emanet edebileceğimiz Gözde Yılmaz ve Polen gibi oyuncularımız var ama çatır çatı oynamıyorlar. Oynuyorlar da süreklilik sağlamıyorlar. Bu da insanın umutlarını kırıyor. Bu konuda orta oyuncularımıza daha çok güveniyorum. Aysun ve Eda'nın yerini alabilecek Kübra ve Dicle gibi oyuncularımz var genç olarak. Büşra'yı da es geçmemek gerekiyor tabi. Merve şu anda en iyi performansa sahip liberomuz ve Dilara Bağcı da belki dünyanın en iyi liberolarında biri olacak gelecekte; aslında olmuş bile ki, Eczacı şu anda ona emanet. Pasörlerimizin hepsi iy... Bahar'dan sonra; Naz, Elif , Nilay, Özge, Asuman...

Grubumuzda karşılaştığımız ve 3-0 yenildiğimiz Rusya'yı yarı finalde eleyen Japonya ile finalde tekrar karşılaşacağız...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder