17 Nisan 2015 Cuma

Ne şaka, ne kaza; resmen eşcinsellik

Haberin başlığı, "Bu nasıl şaka?". Bu şaka değil, resmen eşcinsellik. Erkek, hava kompresörünün üstüne mi düşmüş, arkadaşıyla şakalaşırken mi olmuş ne, hava kompresör tabancasından verilen hava, adamın barsaklarını parçalamış. Akıl var, mantık var; insan hava kompresörünün üzerine düşer de, barsaklarına hava dolar mı; çamaşırlardan geçerek mi kaçmış hava makattan barsaklara? Veya nasıl bir toplumda yaşıyoruz ki makatsal şaka yapılabiliyor o yaşta insanlar birbirine? Biz erkek bir toplumuz ve bu tür şakaları kaldırmamız söz konusu bile olamaz. Akıl var mantık var iki; nasıl bir "şey"dir bu-makata hangi amaçla olursa olsun makattan hava vermek? Hani belki kazadır diyeceğim ama, bu tür kazalar milyarda bir olabilir akıl-mantık çerçevesinde... Neden olayı eşcinselliğe bağlıyorum; bu tür kaza haberlerini muhafazakar toplumlarda o kadar çok duyuyoruz ki... Kamyonun vitesine düşmeler, banyo yaparken pet şişenin üstüne düşüp şişenin makata kaçması veya soda şişesinin üzerine düşüp şişenin makattan içeri kaçması... Bunlar son dönemlerde okuduğum ve aklımda kalan bir kaç makatsal kaza...

Eşcinsellik ayıp günah, ahlaksızlık, vesaire olarak tanımlandığı sürece, insanlar kendilerini kendi türü ve cinsiyle gerçekleştirmek yerine, bu tür kazalar olmaya devam edecektir. Peki şimdi bu kazayı yuttuk ve de çok daha mı iyi oldu? İnsanlar, "Aaa, gerçekten kaza!" mı diyecekler bu tür vakalara? Kendimizi iki kat rezil etmiş olmuyormuyuz; hem iki yüzlü olduğumuz için, hem de cahil olduğumuz için. Gerçekler anlaşılır ne yazık ki ve de yaptığımız eylemin cahilce oluşuyla da iyice gülünç duruma düşeriz. Hadi heteroseksist toplum eşcinselliği kabul etmiyor ve bu yüzden eşcinseller acı çekiyorlar; peki bu acılarla mücadele etmek yerine kendimizden kaçarak çektiğimiz acıları katlamıyor muyuz, ötekileştirilmemizi haklı konuma getirmiyor muyuz? Biz kendimizle barışsak da barışamasak da, bu eşcinsellik yaşanacak belliki. Bari bilinçli eşcinsel olalım, eşcinselliğimizin arkasında duralım da; hem az acı çekelim, hem de kabul edilebilirliğimiz açısından geleceğimize yatırım yapalım. Eşcinseler ne kadar inkar etseler de, kendileri de heteroseksist toplum kadar homofobikler ki cinsel yönelimlerini kendileri de kabul edemiyorlar. Ve o yüzden de hem acı çekiyorlar, hem de maskara oluyorlar.

Ben açık bir eşcinsel olduğum için parmakla gösteriliyor olabilirim ahlaksız, lanetli, hasta, günahkar vesaire biri olarak (onların tabiriyle; yoksa kendimi öyle hissetmem söz konusu bile değil) ama sadece o kadar. Ben kendimi seviyorum. Ben kendimle barışığım. Ben kendimden kaçmıyorum. Ben kendimi cinsel olarak sağlıklı bir şekilde gerçekleştiriyorum. Ben bilinçli bir eşcinsel olduğum için saçma sapan kazalara kurban gitmiyorum. Ben açık bir eşcinel olduğum için şantaja veya baskıalra maruz kalmıyorum. Ötekiyim ama onun dışında hayatımı yaşıyorum. Yani açık bir eşcinsel olunca insanın bu konuda hem kafası, hem de bedeni dinç oluyor. Varsın olsun homofobi. Bu benim sorunum değil ki; doğanın gerçekleriyle barışamayan bilgisizlerin sorunu. Onlar düşünsün daha çok homofobiyi. Ben kendimi, eşcinselliğimi hayatın içinde bulunarak zaten anlatıyorum, savunuyorum, elimden geleni yapıyorum, kısaca üzerime düşeni yapıyorum bu konuda. O yüzden homofobi, haklarını gerektiği kadar mücadele edenlerden çok, cahilliğinin kurbanı olanların sorunudur. Çözüm de eşcinsellikle barışamayanları, eşcinsellikle barıştırmakla mümkündür. Dışarıda, heteroseksist dünyada homofobi var ama, kafamın içinde homofobi yok; o yüzden homofbiyle fizksel olarak karşılaşmadığım sürece, kendimi bu konuda kötü hissetmiyorum. Zaten kurtulmamız gereken homofbi de önce kafamızın, kafaların içindeki homofobi; ondan ötesini halletmek çok daha kolay.

Not: Gerçekten bu ve benzeri durumlar eşcinsellikle alakalı değilse, eşcinsel işkencedir!

Ayrıca anlattıklarımın direkt olayın özneleriyle ilişkilendirilmemesi gerekir. Onlar üzerinden gizli eşcinselliğin mağduriyetlerini dile getirmeye çalıştım. Yoksa amacım kimseyi rencide etmek falan olamaz kendim de bir eşcinsel olarak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder