4 Nisan 2015 Cumartesi

LGBTİ'ler seslerini duyuruyor


Bu haftaki LGBTİ buluşmamızı da gerçekleştirdik 30 civarında bir katılımla. "Yaşayan Kütüphane" projesine Denizli LGBTİ ve Aileleri Oluşumu'ndan özneler seçmek için, Toplum Gönüllüleri Vakfının temsilcisi olarak Muğla Üniversitesi'nden misafirlerimiz vardı. Projelerinden bahsettiler bize ve ön kitap seçmesi yaptılar Mayıs ayında Muğla Üniversitesi'nde yapacakları etkinlik için. Yaşayan kitaplar için gerekli kıstasları açıkladılar. Projeden önümüzdeki hafta da bahsedip, projeye uygun canlı kitaplar oluşturmaya çalışacağız.

(Yaşayan Kütüphane Nedir?

Yaşayan Kütüphane normal bir kütüphane gibi çalışıyor. Kitapları, kitapların katalogları, okuyucuları, üye kartları ve kütüphanecileri var.

Okuyucular kütüphane kataloğundan seçtikleri kitapları alıp okuyorlar. Daha sonra kitapları kütüphaneye iade ediyorlar. Dilerlerse bir kitabı birden fazla kişi aynı anda okuyabiliyor. Yaşayan Kütüphane’nin diğer kütüphanelerden tek farkı kitapların insan olması!

Bu fikir ilk olarak Kopenhag'da yerleşik “Şiddeti Durdurun” (Foreningen Stop Volden) isimli bir gençlik örgütü tarafından geliştirildi ve 2000 yılındaki Roskilde Festival alanında ilk kütüphane kuruldu. Avrupa Konseyi desteği ile 2001 yılında Budapeşte’de Sziget Festival’inde kütüphanenin tekrar kurulması sağlandı. O tarihten bu yana her yıl Avrupa’nın çeşitli ülkeleri başta olmak üzere birçok festivalde ve çok sayıda gencin bir araya geldiği başka toplanmacalarda da kurulmaya devam etti.

Türkiye’deki ilk Yaşayan Kütüphane uygulaması Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Gençlik Çalışmaları Birimi tarafından 2007 yılındaki Barışarock Festivali’nde uygulandı. Daha sonra bu iki kurumun işbirliğinde 2008’de GePGeNç Festival’de ve tekrar Barışarock’ta okuyucularla buluştu.2009 yılındaki ilk Kütüphane Sivil Sesler Festivali’nde düzenlendi. İkincisi TÜYAP Kitap Fuarı’nda hayat buldu. Halen farklı STK’ların da Kütüphane uygulamaları devam ediyor.)

Toplantımızın ikinci bölümünde, Denizli LGBTİ ve Aileleri oluşumu olarak yapacağımız etkinlik programını oluşturmaya çalıştık. Haziran ayında bir LGBTİ günleri ve yürüyüşü gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. O etkinlikte bize destek olmaları için, her hafta bir kaç Sivil Toplum Kuruluşunu toplantılarımıza davet etmek veya onları ziyaret etmek istiyoruz. Buluşmalarımızdan birini LGBTİ ailelerine ayırmak istiyoruz. İranlı LGBTİ'leri de aramızda görmek istiyoruz bundan sonra.

Bu haftaki buluşmamıza yeni bir LGBTİ annesi daha katıldı. Bunu neden belirtme ihtiyacı hissettim... Çünkü LGBTİ'leri ailelerin kabulü, büyük ailenin yani toplumun kabulü demek. LGBTİ'lerin açılmakta en çok güçlük çektikleri de aileleri değil mi zaten? Oluşumumuza aileleri dahil etmemizin sebebi de, dönüşümü toplumun temel kurumu aileden sağlamanın en mantıklı olacağına inanmamızdan... LGBTİ'ler aileleri tarafından kabul edilse, dışarıdaki homofobiye, transfobiye karşı daha cesur olacaklardır büyük ihtimal...

Toplantılar dışında bir güzellikten de bahsetmek gerekirse... İnternet bu konuda bir velinimet. Sesimiz duyuldukça, daha önce gizli olan LGBTİ'ler, oluşumumuza katılarak LGBTİ olarak varolmaya çalışıyorlar. Kendilerinin varolabilecekleri bir ortam onları çok heyecanlandırıyor... Daha önce çevreleriyle ilgili yaşadıkları sıkıntıları anlatıyorlar ve bu oluşum onlara varolmak adına özgüven kazandırıyor...

Sesimizi daha gür duyuracağımız günlerin inancıyla haftaya görüşmek üzere....










Hiç yorum yok:

Yorum Gönder