1 Nisan 2015 Çarşamba

Beni zorla eşcinsel yaptılar!

Ben Halil Kandok, 45 yaşındayım, Denizliliyim..
Eşcinsel-mişim!
Hiç bana sordular mı ne olduğumu veya tanımladıklara kalıba uyup uymadığımı?
Biyolojik olarak kendi cinsimi sevdiğim için eşcinsel diyorlar bana ama asıl bunun için demiyorlar;
Beni ötekileştirmek için eşcinsel diyorlar, lanetlemek için eşcinsel diyorlar,
beni hasta gördükleri, günahkar gördükleri, ahlaksız gördükleri için eşcinsel diyorlar...
Beni sindirmek, beni utandırmak, kendimden vazgeçmem için eşcinsel diyorlar...
Yoksa eşcinseller bir kategoriye ait oldukları için değil.
Heteroseksüeller kendilerini tanımlarken ben karşı cinsle ilişkiye giriyorum deme ihtiyacı hissediyorlar mı?
Eşcinsel demek ters ilişki demek, bunun başka bir açıklaması yok ve saf derecesinde iyi niyetli olarak kendimizi kandırmayalım.
Ben de bütün bu nefrete, homofobiye inat kimliğimden utanmak yerine, kendimle gurur duyduğumu ifade etmek için, herkesin ötekileştirdiği biçimde ters ilişkiyi, bana duyulan nefreti anlayacakları şekilde topum diyorum, ibneyim diyorum.
Çünkü benim biyolojik olarak kendi cinsime ilgi duymam, cinselliği sadece ahlaksızlık olarak gören heteroseksizmin ters ilişki kalıplarıyla sınırlandırılamaz.
Sınırlandırılırsa da, ben lanetimle, ahlaksızlığımla, hastalığımla restimi çekerim; beni ötekileştirenlere cici gözükmeye çalışacağıma, başımı eğeceğime, kendimi onların usulüyle kabul ettirmeye çalışacağıma...
Her türlü ayrımcılığa maruz kalırım, her türlü dogma inanışları reddederim ama kendimden, kendime olan inancımdan vazgeçmem, hatta kendimle ilgili zerre kadar bile şüpheye düşmem, başkalarının şüpheye düşmesine sebep olacak tereddütler aksettirmem dışarıya karşı.
Sapasağlam dururum kimliğimin arkasında, bana atfedilen lanetimin, ahlaksızlığımın, hastalığımın arkasında.
Evet çekerim restimi, sana ne derim; bahanelerin arkasına sığınmak yerine.
Bahanelerle koruyacağıma kendimi, ayrımcılıkla mücadele ederim, şiddetle mücadele ederim, nefretle mücadele ederim....
Bari bir işe yarar direnişim.
Ben acı çekerim ama eşcinsellik meşrulaşır belki; belkiye rağmen en ötekiliğimin arkasında gururla durarım, duruyorum zaten ve duracağım da.
Çünkü benim ötekileştirilmem için hiçbir sebep yok.
Aynı beden, aynı kafa, aynı bilmem ne...
Sadece sevmek mi benim suçum?
Aslında o da değil; heteroseksizmin samimiyetsiz dayatmalarına boyun eğmemek.
Çünkü ben onun istediği kalıpların dışına çıkarsam, heteroseksist çıkar düzenlerini aksatmış olacağım.
Ben eşcinsel olsam da, heteroseksüel olarak cinsiyetçi bir şekilde davranmalıyım onlara göre.
Cinsiyetçi heteroseksist bir toplumda, cinsiyetsizlik bile ötekileştirilmek için bir sebep.
Yani seksistçe heteroseksüel olmazasan, gene ötekisin.
Kendini cinsiyetsiz olarak bile tanımlayamazsın.
Çünkü yerine getirmen gereken heteroseksistçe görevler var heteroseksizmin devamlılığı için.
Toplumsal rollere de uygun davranmak, yani erkek veya kadın gibi olmak zorundasın da.
O yüzden öteki bir kimlikle tanımlanmak kadar, toplumsal cinsiyete de karşıyım.
Ben erkek veya kadın da olmak istemiyorum, ki zaten hiçbirini de hissetmiyorum veya ne hissettiğimden kime ne, nasıl davranacağımdan kime ne?
Kısaca biyolojik olarak kendi cinsine ilgi duyan cinsiyetsiz bir topum, ibneyim!..
Ama şimdilik.
Ötekileştirilen kimliğim olan eşcinselliğimi normalleştirene kadar eşcinselim
Yarın(!) hiçbir şey olarak sürdürmek istiyorum hayatımı.
Çünkü ben dayatmacı heteroseksist sistemin bir parçası değilim, hiçbir zaman olmadım, asla da olmayacağım.
O kim oluyorki de beni tanımlıyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder