7 Şubat 2015 Cumartesi

Sarı Melekler Avrupa Şampiyonu gibi


Kadınlar Voleybol Ligi'mizde heyecanlı bir maç vardı; Eczacıbaşı - Fenerbahçe'nin ertelenmiş maçı. Ben Fenerbahçe'nin maçı alacağına inanıyordum ama Eczacıbaşı'nın alacağı bir galibiyete de hazırdım. Çünkü şu anda dünyanın en güçlü üç kadın voleybol takımı ligimizde bulunyor ve her üç takım da çok geniş ve sağlam birer kadroya sahip. Hangi takım günündeyse, kazananın o olacağı takımlar. Kadrolara baktığımızda VakıfBank daha güçlü gibi, oyuncuların istikrarına baktığımızda Eczacıbaşı daha güçlü gibi ama Fenerbahçe'ye baktığımızda vitesi yükselttikleri takdirde maçın seyrini her an değiştirebilecek Kim ve Montanio gibi iki faktör mevcut. Avrupa Şampiyonlar Ligi'nin de en güçlü adayı Fenerbahçe gibi bana göre. Büyük bir olasılıkla, eğer ciddi bir aksaklık olmazsa, kupa bu yıl da Türkiye'ye gelecek gibi. Fenerbahçe'nin pasör çaprazı mevkiindeki istikrarsızlıktan dolayı Eczacıbaşı ve VakıfBank'a şans vermeme rağmen, son maçlara baktığımızda şampiyonlukta ibre Fenerbahçe'den yana gibi. Çünkü Fenerbahçe'de gelmiş geçmiş dünyanın en iyi voleybolcusu Kim var. At pası, % 90 sayı garanti. Çünkü bloğun üzerinden oynuyor. Sağlam bir pas geldikten sonra, smacının sayıya dönüşme garantisi tam. 2 numarada Montanio var. Feberbahçe'ye geldiğinde ne heyecanlanmıştım... Bir tarafta Kim, bir tarafta Montanio... Sanki bir çita Montanio; durduğu yerde bile blok üzeri sıçrıyor. Smaçları balyoz gibi. Servislerini de bir tutturdu mu, karşılamak mümkün değil. Bugünkü maçın son setinde de, iki servisi jet hızıyla ace'e dönüştü. Evet Montanio maçın kaderini değiştirebilecek 2. faktör Fenerbahçe'de ama bir istikrarsızlık da söz konusu. Ama bu durum da doğal. Çünkü sert oynayan bir oyuncunun hata yapma riski de yüksek oluyor haliyle. Belki de sportif bir yapıya sahip olmasından dolayı çok şey beklediğimiz için çok fazla memnun değiliz Montani'dan. Yoksa normal görevini yapıyor sayılır. Çünkü Kim kadar sayı üretiyor ve Kim olmadığı zaman da sorumluluğu alıp takımı sırtlamasını biliyor.

Dünyanın en iyi iki takımı karşılaşınca da düello da sert oldu tabi bugün (dün). Maçı, Fenerbahçeli olarak, Fenerbahçe açısından değerlendirirsek... Herkes görevini layığıyla yaptı. Bosetti'nin sadece bir smaçör değil, libero gibi çalışan bir 4 numara olduğunu gördük. Zaten Fenerbahça'nin ilk yarıda Vakıf ve Eczacı kadar güçlü olmamasının sebebi, takımın adaptasyonu ve Bosetti'nin sakatlığıydı. Final Four'a kadar da her şey tam rayına oturacak diye düşünüyorum; hatta oturmuş bile. Fenerbahçe'nin avantajı, ilk 6'da yer alamayan oyuncuların da aynı güçte olması. Zaten o yüzden sürekli dönüşümlü oynuyorlar ve birbirlerini aratmıyorlar. Fenerbahçe'nin, Kim'in bulunduğu 4 numara mevki kadar garanti olmayan 2 numaralı bölgede Montanio ve Polen aksarsa, umarım Kristin Richards 4 numaradan 2 numaraya çekilerek o bölgenin eksikliği giderilir. Çünkü Kristin de komple bir oyuncu. Ortalarımız çok güven veriyor Eda ve 2 metreye yakın boylarıyla Bauer, Gökçen ve Dicle ile. Merve sanırım tüm zamanların en iyi liberosu olarak adını yazdıracak bu gidişle. Çünkü çıkmaz dediğin topları çıkarıyor. Bugünkü maçta Eczacı'nın şevkini kıran da Fenerbahçe'nin defansıydı. Ölmedi çünkü Eczacı'nın topları. Elif'in etkili servis serileri de Fener'in maçı kazanmasında belirleyici oldu. Fener iyi ki de Elif gibi bir pasörü transfer etmiş diyorum. Fenerbahçe bu yıl Avrupa Şampiyonluğu'nu hak ediyor; umarım bir kazaya kurban gitmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder