15 Kasım 2014 Cumartesi

İnsanların kedileri kısırlaştırmaya hakkı olabilir mi?


"Prenses" kızım, yani kedim, 1 yaşındayken hamile kalmıştı ve doğurduktan sonra yavrularına bakmadı. Sanırım ilk yavruları olduğu için bakmasını bilmediğinden veya çocuk bakmayı sevmeyen bir yapıya sahip olduğu için. Aynı anda doğuran anne-anne kızının da yavrularına sahip çıkıp büyüttü. Prenses kız tekrar hamile kaldığı için 3 ay sonra 4 yavru daha yaptı ama aynı sorumsuzluk gene vuku buldu. Bir-iki hafta emzirdi ama daha sonra benim zorlamam da işe yaramadı. Tabi yavruların hayatta tutunmaları zor oldu hal böyle olunca ve iki tanesi hayata veda etti ama iki tanesi hayata tutunmayı başardı.

Ne yapmalıydım; kısırlaştırmalı mıydım, yoksa üçüncü doğurduğunda yavrularına belki sahip çıkar umuduna mı sığınmalıydım? Tabiki de kısırlaştırMAmaya karar verdim. Çünkü Prenses doğduğu günden beri yanımda ve benden hiç ayrılmadı. İki kere anne olmasına rağmen hala kucağımdan inmeyen koca bir kızdı. Kısırlaştırma gibi işlemlerle onun psikolojisinin bozulmasına dayanamazdım. Buna hakkımız var mı zaten? Yani hayvanları kısırlaştırmak insani bir uygulama mı? Bence değil. Doğanın düzenine kimsenin müdahale etme hakkı yok.

Her neyse... Prenses kız bu hafta içinde kayboldu. Ya araba çiğnedi, ya da katliama maruz kaldı. Çünkü mahallemizde kedi zehirlenmeleri çok oluyor. Yazılarımda da paylaştığım üzere iki kedim zehirlendiği için kucağımda inleye inleye can vermişti. Vatandaşların bir uygulaması mı, kimin uygulaması bilmiyorum. Kedilerim, yani "Gudubet" kızın doğurduğu yavrular bugüne kadar hiç, bir yaşından fazla yaşamamıştı. En fazla Prenses yaşamıştı; o da bu hafta içinde kayboldu. Kedi ruhunu tam anlamıyla taşıyan bir kediydi Prenses. Aynı anda doğduğu dört kardeşten son hayatta kalandı. Şimdi ondan kalan 4 yavru var; 2'si 5,5 aylık, 2'si 2,5 aylık. Bugünlerde fazla dışarıya bırakamıyorum zehirlenmemeleri için. Mahalledeki veteriner de uyardı dikkatli olmam için.

Ona kalırsa yavruları sahiplendirmeliyim o kadar kediye bakmak zor olduğu için ama ben kıyamıyorum ki. Bir kaç gün içinde atlatsalar bile bulundukları ortam değişikliğinin yarattığı psikoloji bozukluğunu yaşamalarını istemiyorum. Bazılar sahiplenecek kimse bulamaz ama ben isteyenlere de veremiyorum yavruları. NEDEN Mİ? ÇÜNKÜ ŞU HAYATTA HİÇ KİMSEYE GÜVENMİYORUM. Ben de bazen kedilerime kızıyorum, onlara bağırıyorum ama benim tepkimin bir sınırı var. Onlar da zaten tepkimin sınırını bildikleri için korkmuyorlar benden. Sanki ev onların, onlar benim sahibim gibi. Zaten evde doğuyorlar; doğdukları evi de kendilerinin zannetmelerinden doğal ne olabilir. Yani insanların öfkelerinin, tepkilerinin sınırı olmayabiliyor. Eve pisledi diye kediyi öldürenler var. Ben nasıl insanlara güvenip de hayvan teslim edebilirim ki?

Bu arada Gudubet kız gene hamile; büyük ihtimal 4 yavru daha yolda. Şu anda 5 yavru daha var. Evet, kedi bakmak bayağı zor ama doğanın parçalarını, güçlü olmanın; koruma, yaşatma... sorumluluğu var, olmalı, diye düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder