31 Ekim 2014 Cuma

Denizlili LGBTİ ve dostlarının buluşmaları heyecan ve umut verici boyutta


"Denizli LGBTİ ve Aileleri" olarak, LGBTİ dostlarının katılımıyla en güzel, en anlamlı, en heyacanlı buluşmalarımızdan birini gerçekleştirdik bu hafta. Buluşmalarımızın hala bir planı, programı yok (belki de ilk aylarda olması gereken bu) ve birbirimizi tanımak, birbirimizle kaynaşmak amacıyla çok güzel sohbet şeklinde geçiyor. Ama çok katılımlı buluşmalara sahne oluyor oluşumumuz. Bu hafta 35-40 kişilik bir katılım vardı.

LGBTİ oluşumları genelde LGBTİ'lerin katılımıyla mı gerçekleşir bilmiyorum ama bizim buluşmalarımız eşcinseller kadar heteroseksüellerin, hatta eşcinellerden çok heteroseksüellerin katılımıyla gerçekleşiyor. Bu hafta Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri ve öğretmenleri konuklarımızdandı. Oluşuma katılmaları şu şekilde gerçekleşmiş. Her hafta derslerinde bir konuyu işliyorlarmış. Bu hafta da cinsel kimlik olarak LGBTİ'leri tartışmışlar ve bizim oluşumdan da haberleri olduğu için katılmaya karar vermişler. Hiçbirisinin bu konuyla ilgisi ve bilgisi yokmuş. Duyuyorlarmış ama sadece o kadarmış. Bilgilenmek için katılmaya karar vermişler.

Tıp Fakültesi öğrencileri arasında türbanlılar da vardı, Azeri olan da ve katılan 15 civarında heteroseksüel öğrencinin arasında bir tanesi de eşcinseldi ve o gece eşcinselliğini açıkladı. Ama öğrencilerin ortak fikri, eşcinsel öğrencilerin açılımlarını yapmasa da aslında eşcinselliklerinin bilindiği ama dile getirilmediğiydi. Eşcinsel öğrencinin anlattığına göre de zaten açılımını yapmasa da arkasından dedikodu kazanının kaynadığıydı. Bundan sonra da farklı bir şeyin yani daha kötüsünün olmayacağıydı. Zaten öğretmeni biliyor ve açılımını istiyormuş. Doktor adaylarından türbanlı olanın bir tanesinin, "Eğer doktor olacaksak, ayrımcılık yapmadan görevimizi herkese hizmet verecek şekilde layığıyla yapmamız için, farklılıkları tanımamız gerekiyor" minvalinde konuşmasıysa çok anlamlıydı. Bütün öğrenciler önyargıya karşı oldukları ve LGBTİ'liği öğrenmek için bu buluşmaya katıldıklarını söyledi. Buluşmaya ailelerinin desteğini alarak gelen öğrenciler de vardı.

Sadece Tıp Fakültesi'nden değil, Pamukkale Üniversitesi'nin başka bölümlerinden de öğrenciler ve akademisyenler vardı. Sporcu kimliği olan öğrenciler vardı ve eşcinsel kadın öğrencilerden bir tanesi dün benim yazılarımdan birinde de belirttiğim gibi, futbol gibi erkek sporlarını yapan kadınların % 90'ının eşcinsel veya transseksüel olduğunu söyledi.

Açılım konusu tartışıldı; LGBTİ'ler hangi konumlarda açılımlarını yapmalı, hangi konumlarda heteroseksüel rolü oynamalı..? Eşcinsel bir arkadaşımız, ailesini ikna edemeyeceğini anlayınca, psikologla anlaşmaya gittiğini ve ailesine tedavi olup heteroseksüel olduğu yalanını uydurduğunu ve heteroseksüel kız arkadaşlarını ailesine sevgilim diye tanıttığını söyledi. Aslında bu yalana kim inanır ki... Sadece konu örtbas edilmiştir. Trans bir arkadaşımız da böyle yalanlara başvurulmaması gerektiğini, bu konuda ailesiyle yüzleşilmesi gerektiğini savundu. Bu arkadaşımız açık olmasından dolayı ayrımcılık yüzünden 9 şehir değiştirmek zorunda kalmış ve Denizli son şehriymiş. Demek ki duruma göre açılım yapmak gerekiyor. Çünkü Ahmet Yıldız cinayetinde olduğu gibi, bu açılım nefret cinayetiyle bile sonuçlanabilir.

Transseksüellik beyinsel mi, bedensel mi konusu tartışıldı. 18 yaşındaki trans bir arkadaşımız ameliyatını kesinlikle olmayacağını söyledi. Çünkü ameliyat olsa da, olmasa de kendisiyle beraber olacak erkeklerin kesinlikle eşcinsel olduğunu ve kendisiyle seks için beraber olacağını, heteroseksüel bir erkeğin kendisiyle kesinlikle beraber olmayacağını, evlenmeyeceğini, bunun için de ameliyat gibi bir zahmete girmeyeceğini söyledi. Üniversiteden katılan heteroseksüel erkek öğrencilere de sordu: Trans bir kadınla mı beraber olursunuz, doğuştan biyolojik bir kadınla mı? Diğer bir trans da bu görüşe katılmadığını, kendisinin bir kadın olduğunu ve kendisiyle beraber olacak erkeklerin onunla kadın olduğu için beraber olacaklarını söyledi.

Buluşmamıza katılan gruplardan birisi de Fenerbahçelilerden sonra Galatasaray "Tek Yumruk" grubuydu. Üniversite öğrencisi trans bir arkadaşımızın heteroseksüel sınıf arkadaşı da bu gruptan olduğu için, onun aracılığıyla katılmışlar buluşmamıza. Ve tam takım olarak her türlü desteğe hazır olduklarını söylediler. Şahsım adına sporsever olarak, spor gruplarının buluşmalarımıza katılmaları beni en çok heyecanlandıran gruplar oluyor.

Ve katılımcıların, eşcinselliğin-transseksüelliğin ne olduğunu bilmediklerini ve böyle bir bilgilendirmeye ihtiyaç olduğunu fark ettim. Bir ötekisi var ve onlara destek olmalıyız düşüncesindeler sadece. Neyin ne olduğunu bilmiyorlar ve öğrenmek istiyorlar. LGBTİ'lerin de cinsel kavramlar konusunda sıkıntıları var ve sadece izlemekle yetindim bu buluşmada konuşulanları. Artık cinsel yönelime tercih denilmesine alıştık ama gördüm ki, cinsel tercih yerine ne kullanılacağını da bilinmiyor. LGBTİ'ler de cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğinin ayırdında değiller ve eşcinselliğin hala hormonlarla alakalı olduğunu düşünenler var. Evet, buluşmalarımızı biraz sohbet havasının ötesine taşımanın zamanı gelmiş. Çünkü inanıyorum ki, yanlış bilgilerle ötekileştirilmekten bir noktaya kadar kurtulabiliriz. İnsanlara kendimizi doğru bir şekilde de anlatmalıyız. Belki bugüne kadar daha bilinçli plan çerçevesinde bir strateji izleyebilirdik ama önce katılımın olduğu bir oluşum haline gelmeliydik.

Ben başlangıç olarak insanların cinsel kimlikleri tanıması amacıyla, bu kavramların yer aldığı boroşürlerin hazırlanıp dağıtılması gerektiğine inanıyorum. Bu konuda bilgiye ihtiyaç var çünkü. Özellikle cinsiyet kimliğiyle cinsel yönelimin ayırdında değil kimse. Eşcinsel ve transseksüellik hemen hemen aynı zannedilerek kadınsılıkla eş tutulup aynı kefeye koyuluyor.

Katılımcıların dile getirdiği bir şey de, İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerdeki derneklerden bir destek, yardım ve fikir alıp almadığımızdı. Yok almıyoruz. Çünkü daha yardım isteyecek konumda değiliz sanırım. Veya nasıl yardım edebilirler onu da bilmiyoruz. Belki de bir şeyleri yaşayarak tecrübe edeceğiz. Şu aşamada sesimizi duyurabildiğimiz herkesle bir araya gelmeye, başta da dediğim gibi kendimizi ifade etmeye, kaynaşmaya çalışıyoruz. Bir süre sonra da daha ciddi şeyler yapma ihtiyacı doğacaktır sanırım.

Öğretim görevlililerinin gelmesini çok anlamlı buluyorum. Aynı şekilde öğrencilerin de. Çünkü dönüşümü sağlayacak olan kesimlerin en başında eğitim dünyası geliyor. Ve oluşumumuzun da temel amaçlarında biri olan eşcinsellerin, transseksüellerin aileleri tarafından kabul edilmesi de çok önemli olduğundan, ailelerine açılamayan LGBTİ'lerin ailelerini de buluşmalarımıza getirmeleri planlarımız arasında. Çünkü açılıma dair sorunlar toplumdan önce ailede başlıyor. Eğitimciler ve ailelerin bir araya gelmesiyse, ailelerin bu konudaki iknasını kolaylaştıracaktır ki bu konuyu aileleriyle halletmiş, ailelerinin desteğini alan LGBTİ örneklerimiz de var referans olarak.

Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi, eşcinsel olmayan kesimlerin desteğini alarak önyargıları daha kolay kırabileceğimize ve kabul edileceğimize inanıyorum. Çünkü LGBTİ olmayanlar da LGBTİ'leri destekliyorsa... diye bir düşünce insanların beyninde olumlu yönde en azında bir soru işareti oluşturacaktır. Ve katılımın çokluğu beni çok heyecanlandırıyor, çok umutlandırıyor. Sesimizi duyurmamız için de bir cesaret kaynağı farklı kesimlerin desteği. Bu buluşmaya katılmaları bile onların içindeki ön yargıyı kırmak ve LGBTİ'ler hakkında bilgilenmek adına da atılmış çok büyük bir adımdır.

Seneye Haziran ayında Denizli'de yapılacak çok katılımlı ilk Onur Yürüyüşü'nün hazırlıklarını yapmaya başladık bile. Buradaki eşcinsel dostu farklı örgütlerin desteğine diğer şehirlerdeki LGBTİ oluşumların katılımını da eklersek, bunun gerçekleşmemesi için hiçbir sebep yok.

Biseksüeller de vardı gene. Bir soru üzerine biseksüel arkadaşlardan birisi biseksüelliği ve yönelimlerini neye göre olduğunu anlattı. O anda karşısına çıkan cinse aşık olduğunu ve aşk bitinceye kadar sadece o cinse yoğunlaştığını, yani yönelimini belirleyenin karşısına çıkan kişinin kişiliği olduğunu söyledi. O anda beğendiği kişi hangi cinstense, cinsel yönelimi ona karşı oluyormuş ve aşk bitinceye kadar o cinsle gerçekleştiriyormuş yönelimini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder