18 Ağustos 2014 Pazartesi

Kadının mal gibi satılmasını bir şekilde hepimiz onaylamıyor muyuz?


Arabistanlı müftü Salih Fevzan, IŞİD örgütünün Ezidi kadınları kaçırıp para karşılığı satmasını helal olarak yorumlamış. Şaşırdım mı; asla. Çünkü İslamiyet heteroseksizme, herkesin anlayacağı dilde söyleyeyim, erkekliğe hizmet etmiyor mu? Bir de şu söze çok illet oluyorum; "İslamiyet, Müslümanlık bu değil, yanlış kullanıyorlar". Kim yanlış kullanıyor; yanlış kullananlar hangi Müslümanlar; doğru kullanan Müslüman var mı, diye de insanın sorası geliyor. İnsanlar din kisvesi altında istedikleri şekilde at oynatıyor, her Müslüman en doğru Müslümanın kendisi olduğunu iddia ediyor ama Müslüman dünyada durum ortada.

Din bir ibadet şekli midir, yoksa heteroseksizmin bir kültürü müdür? Aslında bütün soruların cevabı bu cümlede. Din bir ibadet şekliyse insanlar hakkında nasıl fetva verir, eğer bir kültürse niye uhrevileştirilir. Bana göre erkek egemen dünyanın çıkarına uygun tabusal bir yasadır. Kadın erkek eşitliğinden bahseder, kadının kutsallığından bahseder ama çelişkili bir şekilde kadınları bir eşya gibi gören söylemlerle de kadına ayrımcı bakış açısını pekiştirmekten geri kalmaz.

Kadının alınıp-satılmasına din aslında sadece tabusal bir dayanak. Dinin, yaşam biçiminin ayrılmaz bir parçası haline geldiği geleneksel doğu kültürlerine bakarsak, direkt pazarlama şeklinde olmasa bile kadının alınıp-satılması heteroseksizmin içselleştirilmesinden dolayı olağan bir şeydir. Başlık parası veya kız istenirken kız tarafının istediği takılar bunun bir göstergesi-kadına biçilen fiyat değil midir? Hala da ülkemizde falan kadının evliliği alınıp-satılmak olarak dillendirilmiyor mu? "Kızımı sattım", "Ben satıldım", "Kız aldım", "Kadın aldım"... deyimleri hala kullanılıyor ve hiç yabancı olmadığımız gibi yadırgamıyoruz da. Laikliğin olmadığı toplumlarda kadınlar hakkında mal gibi fetva verilmesi de olağan ve kaçınılmaz bir şey. Şaşıranlar, tuhaf karşılayanlar, gerçekleri görmek istemeyenlerdir. Gelişmiş Batı toplumlarında kadının erkeğe değil de erkeğin kadına teklifte bulunması bile kadının konumunun belirleyicisi değil midir?

Heteroseksizmi çökertmeden kadını ilk aşamada eşya olmaktan nasıl kurtarabiliriz; tabi ki kadının beynini heteroseksist düşünceden temizleyerek de, ama bu o kadar kolay olmayacağına göre kadını teslimiyetçiliğinden kurtarmamız gerekiyor. Evlenmek için  koca beklememeli kadınlarımız. Bir talip olacak da, şansına iyi birisi çıkacak da, çıkmazsa da kim çıkarsa onunla evlenecek de... Kadının seçme ve seçilme hakkı niye sadece seçim sandığında olsun? Gerçi o alanda bile oylarını erkeklerinin istediği doğrultuda kullanıyorlar.

Gerçekten kadınların beğendiklerini seçme cesaretleri var mı? Kimse de bana kadınlara o fırsat verilmiyor demesin. Fırsat verilmiyorsa, o fırsat için çaba gösterilmelidir. Değemez mi sadece kendini değil, bütün dünyadaki kadınları heteroseksizmin esaretinden kurtarmaya. Ve üstelik kadınlar özgürleşince erkekler de özgürleşecek, heteroseksizmin kamburundan kurtulacaklar. Yani uzun vadeli ve herkesi kapsayan bir kurtuluş olacak kadının özgürlüğü. Çünkü heteroseksist olmayan bireyler yetişecek bu sayede.

http://www.on4haber.com/haber/sok-fetva-kadin-ve-kizlari-satmak-helaldir-/43617/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder