6 Ağustos 2014 Çarşamba

Kadın cinayetlerinin sebebi kadınların kendileri de olmasın


Kadın cinayetlerinin sorumlusu erkekler mi dediniz, devlet mi dediniz? Kadınlar kendileri olmasınlar? İzmir'de bir kadın, kendisine işkence yaparak burnunu kesen kocasını affetmiş. Kadının lafına bakar mısınız: "Kocam beni öldürecek de olsa cezaevinden çıkıp evine gelsin". Aynı şarkıcı Bergen'in durumu gibi kadınlarımızın durumu. O da zamanında kocasının yüzüne attığı kezzap yüzünden bir gözünü kaybetmiş, sonra kocasına hapiste bakmış, kocası da hapisten çıkar çıkmaz Bergen'i öldürmüştü. Sanki bütün kadınlarımızın durumuna örnek teşkil ediyor Bergen'in hayatı ve kadınsal durumu.

Burnu kesilen kadının kocasını affetme gerekçesi, çocuğunun yalnız büyümesini istememesi, kendisinin yalnız kalmak istememesi ve maddi imkansızlıklar. Bunlar gerekçe olabilir mi gerçekten? Şiddet uygulayan bir babanın yanında çocuk yalnız olmasa neye yarar. Ben şahsen böyle bir babanın çocuğuma babalık yapmasını istemem. Böyle bir adam benim yalnızlığımı giderse ne olur, gidermese ne olur? Maddi imkansızlık mı; yani "Hem dayağını yerim, hem de çalışmak yerine koca parası yemeyi tercih ederim" mi demek istiyorsunuz?

İzmir Emniyet Müdürlüğü verilerine göre, eşinden şiddet gördüğünü ifade ederek polisten yardım talep eden kadınların büyük bölümü şikayetinden vazgeçiyormuş. Şikayeti devam eden kadınların bir bölümü de barıştığı eşiyle oturmaya devam ediyormuş. Karar devam ederken eşiyle barışan kadınların oranı % 70'miş. Üstelik İzmir boşanma oranı en yüksek ilimiz. Diğer illerde durum demek ki daha vahim.

Sonra ne oluyor; huylu huyundan vazgeçer mi; kadınlar kocaları tarafından öldürülüyorlar. Biz ne diyiyoruz; devlet kadınları korumuyor, erkeklere hak ettikleri cezayı vermiyor... Peki kadının sevgi anlayışı bu ise, aşka anlayışı bu ise, yaşam anlayışı bu ise, kendini erkeğe teslim ettiyse, hayatta kalmak için kendisi mücadele vermiyorsa, yasalardan mümkün mertebede faydalanmak istemiyorsa, devlet ne yapsın, erkek ne yapsın?

Kadın hak ettiği değeri ve saygıyı kendine göstermiyorsa, tabi karşı taraf da değer vermeyecek, saygı göstermeyecektir. Çünkü insanın kendisine nasıl davranılacağı konusunda, kendisine olan saygısı belirleyici unsurdur. Karşı taraf bu özsaygı kararına uymuyorsa, teslim olmak yerine uyması için mücadele vereceksin. Çocuğunun ve senin yalnızlığını gidermeye, ihtiyaçlarını karşılamaya değiyor mu bari şiddetvari bir adamı affederek?

Kocalarından şiddet gören kadınların kocalarını affetme sebeplerinden biri de yuvalarını kurtarmak istemeleriymiş. Yuva nedir ki; şiddete rağmen ilişkiyi devam ettirmek midir? Hayat boyunca kocanın durulacağı günü beklemek midir? Kadının hayatı kocaya adanmış bir hayat mıdır? Aşk mıdır bunun adı, tutku mudur; yoksa çaresizlik midir, acizlik midir? Verilere göre şiddet gören kadınlar kocalarıyla barıştıktan sonra tatile bile çıkıyorlarmış...

Bazen mağdur insanları savunmayı, eğer mağdur olanlar kendilerini düşünmüyorlarsa anlamsız buluyorum. Çünkü kadınların duygularına söz geçiremeyebiliyorsun. Geleneksel toplumlarda boşanılıp-boşanılmayacağına erkekler karar veriyor ama kadınlar da erkeklerin heteroseksist anlayışını aynen sürdürüyorlar. Evet, kadın cinayetlerinin en büyük sebeplerinden birisi de kadınların kendileri. Çünkü teslimiyetçilikleriyle heteroseksizme cesaret veriyorlar.

2 yorum:

  1. Kimse burnunu kesen birini affetmez.Canını yakan, seni aşağılayan biri ile yaşamak zorunda kalmayı kimse istemez.

    Bir kadın değilken kadınlar hakkında konuşulmasını, yargılamalar yapmayı acımasız buluyorum.Hele şu cümle "Bazen mağdur insanları savunmayı, eğer mağdur olanlar kendilerini düşünmüyorlarsa anlamsız buluyorum".

    Kadın kocasını affetmedi diyelim.Koca hapiste burunsuz kadın iş bulmalı.Ailesinin yanına dönse çocuğu ile kendine bakabilecekler mi? Sanmıyorum.Tekrar evlen diyecekler, oğlu sığıntı olacak vs.

    İş bulması gerektiğinde hemfikiriz.Güzel de kız diye zamanında okutulmamış bu kadın şimdi bir yerde genel müdür olamayacağına göre ne iş yapacak? Burnu da yok fiziksel olarak da korkunç düşünün.

    İş buldu diyelim.Dul olduğunu öğrenen patron, şef, iş arkadaşları, mahalle kasabı, minibüs şoförü taciz etmeyecek mi? Bir süre sonra kadının adı !çıkmayacak mı? Namusumuz hayatımızdan daha önemli olduğundan kızım ne yer ne içer demeyen babası , amcası, abisi olaya dahil olmayacak mı?

    Taciz kurbanı bir cinayete kurban gidecek.İkinci sayfada bir haberden öte olmayacak.

    Teslimiyetçilikmiş! Lütfen!

    YanıtlaSil
  2. Kadınları aciz hale getiren işte bu korkular. Eğer heteroseksist düşünce kadınların kendi beyninde olmasa, bu korkular da olmaz. Heteroseksist dünyada heteroseksist engeller olmaz diye bir yok ben de biliyorum ama o engellerle mücadele etmek varken, insan katili olacak kişiye niye teslim eder ki kendini? Çok mu daha güzel oluyor böyle olunca? Engellerle mücadele etmek, burnun kesilmesinden veya ölmekten daha iyidir bence. İnanın kadınlar kendilerini benim kadar bile düşünmüyorlar. O yüzden kadınsallığı hiçbir zaman çözemeyeceğim. Bir de şu gerçek var; Gerçekten kadınların kocalarına dönmelerinin sebebi erkek egemen dünyanın mecburiyetleri mi, duygusal veya kadınsal tarafları mı? İyi düşünün.

    YanıtlaSil