18 Temmuz 2014 Cuma

"Oluşum"dan ayrıldım...

...Özgürlüğüme tutucu zihniyet ağır geldi

"Oluşum"dan ayrıldım. "Oluşum"da, kabaca ve kısaca 40 yıl önceki muhafazakar zihniyetin hakim olması beni bunalttı. Belki de olması gereken budur da benim özgürlük anlayışımın sınırsızlığı ortama fazla gelmiştir. Daha ismimizin içinde gey veya trans kelimelerinin geçmesinden rahatsız olanların olduğu bir "oluşum"dan çok da bir şey beklenemeyeceğine inandım; hatta LGBTİ kelimesini bile fazla bulanlar oldu. Yani "biz kendi aramızda buluşalım, kendi aramızda mücadelemizi verelim" hissi yaşattı bana oluşumdakiler. Neymiş bir 5-6 ay kadar kapalı kalmalıymışız. Elin oğlu açılalı 40-45 yıl olmuş, daha ne kadar kapalı kalacağız ki? "Oluşum"dan ayrılmama bu gerekçeler sebep de değil, halledilemeyecek şeyler de değil aslında. Gerekçeler de zaten çok komik şeyler ama o basit gerekçeler gerçek zihniyeti ortaya çıkaran birer unsurdu. Yani insanlar özgürlük seviyesini yakalamaya çalışmak yerine, özgürlükçüleri kendi karanlık seviyesine çekmeye çalışıyorlar. Kısaca kendimi bildim bileli ibne-top Halil olarak varolduktan sonra kamuflaj bir ortam ve hareketle ne zaman kaybetmek istedim, ne moralimi bozmak istedim, ne de inandım iki hafta da olsa bu hareketin bir yere gidebileceğine; sadece inanmak istedim ama kendimi de daha fazla zorlamak istemedim. Belki fazla aceleci olduğum düşünülebilir ama gerçekten insanın bir iş yaparken inanması gerekiyor. Ben inanmadım diyelim. Belki yanlış yapmış olabilirim ama "oluşum"da sadece ben yokum ki... Bir şeyler doğruysa zaten amacına ulaşır. Tek dileğim yanılmış olmam.

Her ortamda özgürlük olmasına rağmen bu özgürlüklerin kullanılamaması, özgürlük yok sanrısına düşürebilir insanları. İşte LGBTİ'ler bu özgürlüğü kullanmak yerine korkularının esiri oldukları gibi, kullanmak isteyenleri de fazla buluyorlar. Her ortamda homofobi, transfobi olacaktır ama bu ortamlara göre mücadele vermek bizi ne kadar bir yerlere götürebilir? Kaldı ki ortam özgürlüğe müsait, sadece kafalar müsait değil bu özgürlüğe. Yani sen 40 yıl ilerideki bir ortamı elinin tersiyle it, sanki LGBTİ'leri boğazlıyorlarmış gibi kapalı kutu içinde kendini, özgürlüğünü daha da körelt; almayayım. Heteroseksüellerin ortamı inanın bana çok daha özgür geldi açık bir eşcinsel olarak. Çünkü yaşadığın ortam özgür olunca cinsel yönelimin veya cinsiyet kimliğinin bir önemi kalmıyor ama kendisiyle barışamamış LGBTİ'lerin arasında cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği önemli oluyor. Bu ortamda beni yalnızlaştıran da açık bir eşcinsel olmamdan dolayı bana karşı bir güvensizlik olmasıydı. "Burası İstanbul, Ankara değil" lafları da çok abesti. Senin kafanda özgürlük yoksa New York'ta mücadele etsen neye yarar? Bazen batan gemiyi en son terk edecek kişiye en başta yol görünebiliyor ne yazık ki!!!

Bir şeyi daha söylemeden geçemeyeceğim. Günümüzde hala heteroseksüelliğin tek doğru kimlik olduğuna inanan bir LGBTİ'lik olabilir mi? Bir kez daha anladım ki homo-transfobik olan sadece heteroseksist ortamlar değilmiş.

2 yorum: