2 Temmuz 2014 Çarşamba

Mahkeme bu sefer nefsi müdafaa bahanesini yemedi

Senaryo gene aynı. Katil, cinayeti nefsi müdafaa gerekçesiyle işlediğini söylüyor. Cinayet gecesini katilin ağzından dinleyelim:

"Arabayla seyir halindeyken daha önce aldığı esrarı bana verdi. Ben de esrarı sigara olarak sardım. Seyir halindeyken esrarı içtik. Daha sonra Selahattin elini bacağıma atarak okşamaya başladı. Ben kızınca şaka olduğunu söyleyerek konuyu geçiştirdi. Birlikte esrar içerek Çukurova Üniversitesi’nin arka taraflarına doğru ilerliyorduk. Ben fazla vaktim olmadığını geri dönmem gerektiğini söylememe rağmen aracı sürmeye devam etti. Ağaçlık alanda durup araçtan inerken tekrar elini bacağıma attı, çekmesini istedim şaka yaptığını söyledi. Bana ’Birazdan sakinleşirsin, yumuşarsın meyve suyunun içerisine hap attım’ dedi. İçtiğim esrar ve meyve suyunun etkisiyle kendimden geçmeye başladım. Bacağımda sıcaklık hissettim, tepki gösterdim ama sonra kendimden geçmişim. Kendime geldiğimde arabanın arka tarafındaydım, Selahattin ve benim pantolonlarım yarıya kadar inik olduğunu gördüm. Arabada bulunan bıçağı alıp olayı nasıl gerçekleştirdiğimi hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde arabanın dışındaydım üzerimde kan vardı, Selahattin de arabanın içinde yatıyordu. Sonra oradan uzaklaştım. Aldığım uyuşturucunun etkisiyle ne yaptığımı bilmiyordum."

Gerçekten eşcinsel ilişki gerekçesiyle işlendiği iddia edilen cinayetlerde, cinsi münasebet  var mıdır, yoksa benim de öyle düşündüğüm gibi tahrik indiriminden faydalanmak için yalan mı söylenmektedir? 18 yaşından küçükler de böyle bir savunuya başvuruyor, yaşı büyük olanlar da. Katillere birileri mi akıl veriyor, yoksa paçayı yırtmanın veya cezayı en asgariye indirmenin herkes tarafından bilinen yöntemi midir "tacize uğradım, tecavüze uğradım" iddiası? Bu düşünce bile bir toplumun eşcinselliğe bakış açısının, homofobi seviyesinin, demokrasi ve insanlık anlayışının hangi seviyede olduğunun bir göstergesidir.

Eşcinselleri öldüren katiller hep söylüyor ya eşcinseller tarafından fiziksel taciz veya tecavüze uğradıklarını (bu olayda da bir cinsel eylem varsa, kurbanın eşcinsel olma ihtimali var demektir), bir eşcinsel olarak eşcinsel çevreme bakıyorum, bugüne kadar hiçbir eşcinselin cinsel anlamda zor kullandığına şahit olmadım. Çünkü eşcinseller homofobik bir ülkede nasıl bir tepkiyle karşılaşacaklarını bildikleri ve saldırıya uğramamak için insanlara karşı hep çekingendir. Birisine göz koyup da "ben bununla cinsel anlamda kendimi gerçekleştiririm" cesareti yoktur. Hep karşıdan bir adım bekler eşcinseller genelde. Ama katillerin anlattıklarına bakarsak, eşcinseller cinsel açlık içinde yaşıyorlar ve her karşılarına çıkana cinsel anlamda saldırıyorlar.

Kurbanın eşinin dediğine göre katilin anlattıkları yalan. Çünkü öldürüldüğü gece kurbanın üzerinde 5 bin lira para varmış ve o para kayıpmış.

Yalnız bu sefer nefsi müdafaa, tahrik indirimini sağlayamamış ve mahkeme katile ömür boyu hapis cezası vermiş.

Her ne sebeple olursa olsun insan öldürmenin gerekçesi olamaz. Adalet sistemimize güveniyorsak, karşımızdaki insanı öldürmek yerine, cezasını adaletin vermesini beklemeliyiz. Şimdi ne oldu; katil kendi kendine daha büyük cezayı vermiş olmadı mı? Ömür boyu hapisin ölmekten aşağı kalır bir tarafı var mı? Tecavüz varsa eğer, temizlendi mi şimdi öldürerek?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder