5 Haziran 2014 Perşembe

Gaye Su Akyol yaptığı müzikle canımıza okuyacak!


"Bir kitap okudum hayatım değişti" derler ya, bugün bir albüm dinledim müziğimize bakış açım değişti. Tabi bir çoğuna benim müzik zevkim fazla bir şey ifade etmeyebilir sadece bir dinleyici olduğum için. Şahsım adına gerçekten nota bilmek, bir enstrümanı çalmak da müziği bilmek anlamına gelmiyor. Çünkü müzik insanın genlerinde olmayınca öğrenmekle olmuyor, öğrensen de sakil duruyor. O yüzden müzikle ilgili değerlendirmelerim de sadece duygusal ve de kişisel diyelim.

Ne diyordum, bugün bir albüm dinledim, müziğimize bakış açım bir kez daha sarsıldı. Adını daha önce hiç duymamıştım. Şu anda da kimdir, ne iş yapar bilmiyorum. İlk defa çıkıyor sanırım müzik piyasasına. Gaye Su Akyol'dan bahsediyorum. Albüm kapağı şok yiyeceğim sinyali veriyordu zaten. Albümü dinlemeye başladım. Evet tam benim tarzımdı. Tiyatral bir albümdü. Müzikler melodikti tam istediğim gibi. Albümü dinlerken hüzünleniyorsun, coşuyorsun... Düzenlemeler dört nala resmen... İnsan albümü dinlerken bir tiyatro izliyor gibi oluyor. Albümde 10 şarkı var ama, anlaşıldığı üzere bir bütünün parçaları, tarzlar arasında, türler arasında seni unutulmaz bir seyahate çıkarsa da. Şarkılar arasında duygu olarak hiç kopuklu yok anlayacağınız. Bütün duyguları yaşıyorsun kesintisiz olarak. Şarkıcının sesi de tiyatrocu sesi gibi.

Bazı albümler vardır; anlatılır, eleştirilir, övülür ama bu albüm sadece dinlenmek için yapılmış. Şimdiden hayatımın en önemli albümlerinden biri oldu bile. "Baş ucu" denilen nitelikte, sıkılmadan sürekli dinleyeceğim albümlerden biri. Tabi başta da dediğim gibi benim müzik zevkimle alakalı bu beğeni. Ben tiyatral, müzikal tarzı müzikleri çok seviyorum. Ülkemizden arada bir de olsa benim de ayaklarımın yerden kesilerek dinleyebileceğim albümler çıkması çok sevindirici benim için. Albümün bir özelliği de melodisinin bizden, bizim kültürümüzden de tınılar taşıması, türkülerimize, şarkılarımıza benzeyen taraflarını da olması. Yani güçlü sound ve düzenlemesiyle beraber ruhumuza da hitap ediyor. Ama Batı ile Doğu sentezi de diyebiliriz. Bu sentezin başrol oyuncusu veya ana teması, düzenlemelerde kendini çok derinden asi bir şekilde hissettiren yapılan işin ruhuna uygun Rock tabi ki.

Radikal gazetesi muhabirleri de Gaye Su Akyol kimdir, neyin nesidir bir araştırsın, röportaj falan yapsın da tanıyalım. Ekşi Sözlük'te onun için tiyatrocu, antropolog, vokal, Türk Sanat Müziğini çok iyi söyler diyorlar. Bir de türlü türlü şarkıları, müzikleri varmış. Komplo sanat insanıymış. Çok merak ettim yaptığı müziğiyle canıma okuyan bu sanatçıyı.

Facebook sayfasında kendisini tanıtan bir videosunu buldum. Resim ve müzikle uğraşıyormuş. Hayatın bilinmezliklerinden ve rüyalardan besleniyormuş. Ressam bir babanın kızıymış. Soyut tarzdaki resimlerini sayfasında da paylaşmış ayrıca. Ne diyelim, ben yeni tanıdığım için hoş geldin Gaye Su Akyol. Takipçin olacağım.

Pardon albüm insana karnavalda, panayırda havası da veriyor. Albümün ismi de "Develerle Yaşıyorum". Lafı uzattım ama, hani bilmediğimiz bir dünya var ve bizi oraya sürüklüyor Gaye Su Akyol. Ben ona hoş geldin dedim ama biz onun dünyasıyla tanışıyoruz aslında. Müziğimizden hep umudumu kestiğimi söylerim ya, aslında arada bizi böyle şaşırtan ve bizi umutlandıran sanatçılar çıkıyor işte.  Yaptığı güzel müzikler için ona kocaman teşekkür ediyorum. Umarım onu hiç küstürmeyiz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder