22 Nisan 2014 Salı

Eşcinseller, transseksüeller öldürülüyorlar, görmüyor musunuz?

Eşcinseller, transseksüeller gözleri açık gidecekler yaşama hakları ellerinden alındığı için


Dün gece 01:30 sıralarında ne yapıyordunuz? Ya uyuyordunuz, ya eğleniyordunuz, ya seks yapıyordunuz, ya ders çalışıyordunuz... Poltikacılar çıkarlarının hesabını yapıyormuştur, sporcusu, televizyoncusu, müzisyeni, yazarı-çizeri, magazincisi, inşaatçısı, işçisi, işvereni hep kendi hayat gailesi içindelermiştir. O anın veya yarının hesabını yapıyorlarmıştır. Düşündükleri şeyler vardır, düşündükleri birileri vardır, falan, filan. Bunlar ilk etapta aklıma gelenler. Yani herkes ekmeğinin derdinde, yaşamının derdinde, geleceğinin derdinde, çıkarının peşinde, egosunun peşinde haliyle. Kavgayla-dövüşle, sevgiyle-dostlukla iletişim içindeler de sonuçta.

Ama... Bir kesim var ki umurlarında değil; istenilen kadar olmasa da, hayatın bir parçası olmaları istenmese de, onlar da hayatın bir parçası. Reddedilen gerçekler LGBTİ'ler. Yaşamın kodlarından birileri ne kadar inkar edilseler de. Ama vicdanların durdurulduğu kesim LGBTİ'ler. Onları görmezlikten gelerek sevmediğimiz, kendi kendimize kambur ilan ettiğimiz tarafımızdan kurtulacağımızı zannediyoruz sanırım. Her LGBTİ cinayeti bir temizlik hissi yaratıyor olmalı ki, o parmaklarını sallaya sallaya politika yapan siyasiler falan o koltukta niye oturduklarının bilincinde değiller. İdeolojileri var insan yaşamından daha önemli olan, hatta bunun için insan yaşamı feda edildiği. Nefret cinayetleri konusunda en çok onlara kızıyorum. Siz barışı sağlamayacak, sevgiyi aşılamayacaksınız da ne işiniz var orada? Neyin mücadelesi bu kısacık insan yaşamında. İnsan nefret tohumu saçmak için politika yapar mı? Tabi onların sevgisi sadece kendilerine benzeyenlere karşı. Diğerleri ne olursa olsun, başlarına ne gelirse gelsin. Öyle de oluyor zaten.

Dün gece gene iki transseksüel kimliklerinden dolayı nefret saldırısına maruz kaldılar herkes kendi hayat gailesindeyken. Tabi gerekçeleri hazır: Su testisi su yolunda kırıldı. Tabi anlayamazlar. Herkesin hayatlarını idame ettirecek kadar işi-gücü var. Herkesin iyi-kötü karnı doyuyor, iyi kötü sığınakları var, güvenceleri var. Siz ne zaman fırsat verdiniz de LGBTİ'ler su testisi oldular? Gerçekten kaç kişi keyif için ölümü göze alarak gecenin bir yarısı tanımadığı insanların kahrını çeker? Şu önyargılar yok mu, insanı insanlıktan bile çıkarır, duyarsızlaştırır, vicdansızlaştırır... Saldırıya uğrayan translardan biri olay yerinde ölmüş, bir tanesi de ağır yaralıymış. Ve kimsenin umrunda olduğunu zannetmiyorum. Vicdanlarımızı ölümler karşısında bile yoklamayı hiç düşünmüyoruz? Nefreti normalleştirerek insanlığımızdan uzaklaştıkça uzaklaşıyoruz ve kendimizi kaybediyoruz, doğamızı kaybediyoruz, teslim oluyoruz cinsiyetçi, ayrımcı sisteme.

Gazetelerin internet sayfalarına bakıyorum; nefret cinayetiyle ilgili hiçbir haber göremiyorum. Sanırım reytingsel bir değeri yok. Son dakika haberleri falan sosyo kültürel. Yani heteroseksizmin tarafları sorun yaratmış, sanki o sorunu başkaları yaratmış da çözüm uzmanları duruma müdahale ediyormuş da, gazeteler de bunu önemli bir habermiş gibi veriyor. Heteroseksizm dedikleri bu işte. Doğasını kaybetmiş ama bunu rağmen hala sırtını doğasına dönmeye çalışan bir sistem. İnsanlar doğal yapılarından dolayı öldürülüyorlar. Tabi eşcinsellik, transseksüellik heteroseksist algılara göre doğal görülmüyor. Bir transseksüelin öldürülmesi olağan bir şeymiş gibi davranılıyor. Yani bencilce ideolojiler bir insan canından daha değerli, medyası da buna paralel çalışıyor.

Olay anında orada olan bir transseksüel diyor ki, "Sağlıkçılar ve polisler bize dokunmadılar bile. Cenazeyi biz taşıdık, gözlerini bile kapatmadılar. Ailesininse cenazeyi kabul edip-etmeyeceği belli değil." Evet hastalıklı muamelesine maruz kalıyor LGBTİ'ler. Uzaktan herkes eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik ama iş uygulamaya gelince herkes sus-pus. LGBTİ'lerin de insan olduğunu, eşit yaşama hakkı olduğunu söyleyenler, söylemlerinde samimi değiller. Sadece demokratik görünmeye çalışıyorlar. Hepsi de heteroseksizmin ayrımcı politikalarının bir parçası. O yüzden hep diyorum ya; nefret cinayetlerinde herkes suçlu, diye. Sadece elinde silah veya bıçak olup da eşcinselleri, transseksüelleri öldürenler değil, LGBTİ haklarına sahip çıkmayan herkes suçlu bu ölümlerde.

Bu iktidar derhal istifa etmeli. Çünkü 15-20 milyonluk LGBTİ kesimini yasalarda tanımlamıyor ve onlara karşı yapılan saldırıları nefret suçları kapsamına almıyor. Neyin hesabını yaparak oturuyorlar acaba o koltukta? Öldürülüyoruz görmüyor musunuz? Bir hükümet yetkilisi çıkıp da "Eşcinseller de, transseksüeller de insandır, onlara karşı yapılan her nefret saldırısı karşısında saldırganlar bizi bulur, yasaları bulur" dese, katiller bu kadar rahat hareket edebilir mi? O zaman ne anlıyoruz; devlet LGBTİ'lere karşı işlenen nefret suçlarını destekliyor. Onlara göre zaten yasalarda da görüldüğü üzere ne eşcinseller-transseksüeller var, ne de onlara karşı işlenen nefret suçları.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder