11 Mart 2014 Salı

Tahrik gerekçesi, eşcinsel nefret cinayetlerinin ödülüdür

İzmir'de bir evde çıkan yangına müdahale eden itfaiye, boğazı kesilerek battaniyeye sarılmış 66 yaşındaki bir adamın cesediyle karşılaşmış. Belli aralıklarla adamın evine geldiği için izine ulaşılabilen 19 yaşındaki katil, kurbanın kendisine cinsel ilişki teklif ettiği için öldürdüğünü söylemiş. Evdeki yangını da katil çıkarmış.

Önce Milliyet gazetesinin cinayeti tanımlamasından başlamak istiyorum; Cinayetin altında yatan sebep, ahlaksız teklif çıktı. Sanırım, eşcinsel ilişkiye ahlaksız ilişki demek istiyor haber. Yoksa bir erkek bir kadına ilişki teklif etse ve kadın erkeği öldürse, ahlaksız ilişki olarak tanımlanmaz, en fazla taciz falan denirdi. A be Milliyet'im, sen bu şekilde bir haber yaparsan veya yayınlarsan, diğer gazeteler ne yazmaz, sokaktaki vatandaş ne düşünmez, nefret cinayeti işleyenler ne yapmaz...

Bu cinayetin eşcinsellikle alakası olmayabilir de. En hafifletici tahrik unsurlarından birinin eşcinsel ilişki olduğunu sağır sultan bile duymuştur artık. Zaten bilmiyorsa bile akıl veren olmuştur; " 'Bana eşcinsel ilişki teklif etti' de" diye.

Ettiyse ne olmuş? Sen 19 yaşındasın, o adam 66 yaşında. "Hayır" diyemez miydin öldürmeden önce? Öldürmesini bildiysen, karşı koymasını da becerebilirdin. Hem öldürdüğün adamın evine defalarca gelmek de neyin nesi; tahrik olsan, onca zaman tahrik olmaz mıydın; aralarında gerçekten bir ilişki olabilir de.

Boğaz kesmek ne anlama geliyor? İnsanın aklına nefret cinayetini de getiriyor. Çünkü insan anlaşmazlık yaşadığı kişiyi rast gele bıçaklayarak öldürebilir. Koyun keser gibi insan kesmek, olsa olsa önceden planlanmış bir nefret cinayeti olabilir. Belki uzun süredir ilişki yaşıyorlardı, kendine olan nefretinden de, bir eşcinseli öldürerek kurtulmaya çalıştı.

Tabi bunlar eşcinsel ilişki lafı geçtiği için, olasılıklar dahilinde düşünceler. Ama 19 yaşında bir kişi de, başka sebeplerle işlediği bir cinayetin suçundan durduk yerde eşcinsel ilişki teklifiyle kurtulmaya çalışır mı bilmiyorum ama akıl verenler olduysa neden olmasın. Yani cinayetin eşcinsellikle alakası olmayabilir de dediğim gibi.

Her neyse... Eşcinsel ilişkinin artık tahrik unsuru sınıfından çıkartılması gerekiyor hem yasal, hem de katiller için insiyatif olarak kullanılması açısından. Gerçek demokrasilerdeki gibi eşcinsel cinayetlerinin suçu tahrik gerekçesiyle hafifletilmek yerine, nefret cinayeti olduğu için ağırlaştırılmış hapis cezasıyla cezalandırılması gerekiyor ki, eşcinselik cinsel yönelimlerinden dolayı öldürülen eşcinsellere veya eşcinsel olmayan diğerlerine karşı tahrik gerekçesi olarak da kullanılmasın, bahane olarak da.

Eşcinselliğin tahrik gerekçesi veya bahanesi olarak kullanılması, eşcinsel karşıtlığı veya homofobiden başka bir şey değildir. Bu karşıtlık da vatandaşıyla Devletin işbirliği çerçevesindedir. Medya da suçun ortaklarından biridir. Çünkü medya hala kurbanın adını tam olarak yazmakta, katilinse adının ve soyadının baş harflerini. Ölen zaten eşcinsel bir ahlaksız, kalan sağlar bizim düşüncesinde ki, cinayetin sebebini başta da dediğim gibi ahlaksız teklif olarak yazıyor.

Katil bir de yangın çıkarıyor ki, işlediği suçun ve da hatasının farkında, geride de hiçbir kanıt bırakmak istemiyor. Gerçekten ahlaksız teklif gerekçesiyle cinayet işlese, inandığı gerekçenin arkasında durarak delilleri yok etmeye çalışmazdı. Yok edemediği için ve yakalandığı için "ahlaksız teklif"in arkasına sığındı, sığındırıldı.

Eşcinsellere çıkar amaçlı yaklaşıldığını unutmayalım, çıkara ters düşünce de öldürüldüğünü, veya çıkar amaçlı yaklaşılan bir heteroseksüeli öldürdükten sonra, eşcinsel ilişki teklifiyle cezadan kurtulunmaya çalışılmasının artık klişe ve klasik bir tahrik unsuru olduğunun bilindiğini ve değerlendirildiğini de...

Şu tahrik meselesinden de kurtulalım artık. Sanki engizisyon döneminde yaşıyoruz. Ortada bir suç var mı; var. Tahrik olacağına iradene sahip olsaydın. Hem öldürüleceksin, hemde öldüren bir de ödüllendirilecek. Oh ne ala!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder