31 Mart 2014 Pazartesi

Seçimlerden daha ne bekliyordunuz ki?

Her seçim sonrasında sonuçlar karşısında şaşırırız. Niye şaşırıyorsak. Görünen köy klavuz ister mi? Toplumun yapısına bak, sonucu gör. Oysa "biz" sadece demokratik beklentilerimiz doğrultusunda iyimser bir şekilde umut bağlıyoruz insanlarımızın seçimlerine. Durum sosyoekonomik boyutuyla ele alınsa, şaşırmak yerine belki şükredebiliriz bile.

İnsanlar kime ve neye oy verirler, insanlarımızın yapısı nedir, bulunduğu konum nedir, hayata bakış açısı nedir, hangi koşullarda yetiştirilmiştir, eğitim seviyesi nedir, ekonomik özgürlüğü var mıdır-yok mudur, hatta cinsiyetçi midir, hangi ölçüde bireyseldir veya hiç bireysel olabilmiş midir, hayata karşı cesareti-özgüveni var mıdır, kendine ne kadar inanmaktadır, neyi ne kadar içselleştirmiştir, neyi düşünmektedir, kimi düşünmektedir, hayattan aldıkları ne kadardır-beklentileri hangi doğrultudadır, neden korkmaktadır, neyle sevinmektedir, neyle çoğalmaktadır, yalnızlığını tetikleyen unsurlar nelerdir... Kısaca sosyal yapının insan psikolojisindeki izleridir seçimlerini hangi doğrultuda yapacağını belirleyen. Sen kalkıp da hayata objektif bakamayan, sadece içinde yaşadığı kültürün gözlüklerini takmış birisine doğal ve bilimsel bir seçim yapmasını isteyemezsin ki. Bu ülkede kocasından, ailenin en büyük erkeğinden bağımsız oy veren bile kaç tane kadın vardır; olaya burdan bakmak bile yeterlidir bırakın derin araştırmayı. Yandaşlık vardır bu ülkede. Doğruya, hakkaniyete göre seçim yapılamaz bu şartlarda. Çünkü çoğunluğun dışında kalırsa yalnız kalma korkusu vardır insanlarımızda. Sonuç kötü de olsa, iyi-kötü kollanacaktır çoğunluğu veya yanında bulunduğu kişileri karşısına almadığı için.

Bu ülkenin sevinçleri, doğru veya yanlış ortaktır. O yüzden de sadece siyasi seçimlerde değil, hemen hemen tüm seçimlerde farklı bir şey beklememek gerekir. Biz geleneksel değerlere önem veren bir toplumuz. Özgürlük, eşitlik gibi demokratik anlayışımız da bu geleneksellik ölçütünde olacaktır elbet. Mesela kadına bağımsızlığını versen, bunu o, ahlaksızlık olarak algılayacaktır. Bir eşcinsele açık olursa eşcinsellik haklarının teslim edileceğini söylesen, yalnızlaştırılmaktan veya hedef haline gelmekten korktuğu için bunu kabul etmeyecektir. Bunlar aklıma gelen bariz örnekler. Daha bir çok konuda bağnazdır yapımız. O yüzden de dayak yiyen kadın hala kocasını tercih edebilir, kendisini lanetleyen muhafazakar bir yapıyı da eşcinseller destekleyebilir. Çünkü güvencelerinin geleneksel yapı olduğuna inandırılmışlardır. Bu konuda başka da ne söyleyebilirim bilmiyorum. Yani kısaca içinde yaşadığımız yapıya bakıp, beklentilerimizi de o ölçüde tutarsak, hayal kırıklıklarımız daha kontrollü olur.

Şu iki soruyu da sormak gerekiyor: Seçmen farklı bir muhalefetle yön değiştirebilir mi; doğru yön değiştirmez, gene kendine yakın olanı seçeceği için, doğru seçim yapamayabilir. Laiklik konusunda sağlam bir muhalefet söz konusu olabilir mi; şu koşullarda zor; çünkü seçmeni gözardı eden bir muhalefetin varloması ve de iktidara gelmesi mümkün değildir.

2 yorum:

  1. Konuyla ilgili şuana kadar okuduğum en mantıklı, en güzel yazı...
    Mrs. Jackson

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim... Hayatı doğru okumak için sosyal tarafından değerlendirmek gerekiyor çünkü.

    YanıtlaSil