13 Mart 2014 Perşembe

Hükümetin yanlış poltikalarının sebebi Sezen Aksu ve Sertab Erener mi?

Bugünlerde bir sanatçı karşıtlığıdır gidiyor. Yapmayın. Şimdi bütün olanların suçu bu iki sanatçı mı? Bu iki sanatçı olmasaydı Türkiye'nin politikası daha insancıl mı olacaktı? Gerçekten inanıyor musunuz bu iki sanatçının art niyetli bir şekilde insan hakları karşıtı, barış-dostluk, özgürlük karşıtı falan olduğuna? Onların yerinde siz olsaydınız nasıl davranırdınız hiç düşündünüz mü? Lafta ne kadar kolay karalamak, hem de sanatçıları. Evet bugünlerde karşıt olunan bu iki kişi, sanatçıdır, sanat adına üretim yapmaktadır. Ve dolayısıyla sanatçı duyarlılığı vardır her ikisinin de. Bu iki sanatçıya karşıt olmak için, gerçekten onlara çok yabancı olmak gerekir. Bırakın onlarla içli dışlı olmayı, uzaktan bile doğru şekilde takip edildiğine inanmıyorum karşıt olunurken. Veya karşıtlığa hedef ediliyorlar. Bu iki sanatçının hümanistliğini, hayvanseverliğini, özgürlük, dostluk, barış ve kardeşlik taraftarlığını bilmemek için dünyadan kopuk yaşamak gerekir. Gerçekten bu iki sanatçı diğer insanlardan çok mu duyarsız ve vicdansız da bu kadar üzerlerine gidiliyor, yoksa sanatçı diye beklentinizi sadece bu iki isme mi yüklüyorsunuz? En yakınınızdaki eşinizi, dostunuzu, arkadaşınızı özgürlük karşıtlarını desteklerlerken ne kadar nefret ettiniz onlardan, ne kadar nefretinize hedef haline getirdiniz? Ben inanıyorum ki, bu iki sanatçının attıkları her adımda iyi niyetlilik vardı. Eğer suçlanacak birileri varsa, onların bu iyi niyetini suistimal edenlerdir. Eğer suçlanacak birileri varsa yanılıp-yenilen herkestir. Eğer "ben size dememiş miydim?" demek istiyorsanız da kişiselleştirmeden diyin bunu. Ben de "evet"çilere çok kızdım ama kalkıp da muhafazakar iktidarı savunan tanıdıklarıma kişisel olarak hesap sormadım. Evet bir yanlış vardı ama zararın neresinden dönülürse kar değil midir? Amaç birilerini hedef haline getirmekten çok herkesi kurtarmak değil midir bu yanlıştan? Sanırım acımızı çıkartacak birilerini arıyoruz ve en görünü olanlar en kolay hedef oluyor. Empati kurulmuyor "Eğer biz Sezen Aksu olsaydık, Sertab Erener olsaydık ne yapardık" diye? Ben inanıyorum ki barış ve özgürlük için kendilerinden fedakarlık yaptılar bu sanatçılar. Gerçekten çıkar için muhafazakar iktidarla temasta olabilirler mi? Bu kötü düşünce kendi düşüncemizin görünür olanda vücut bulması olmasın? Hadi dediğiniz gibi bu iki sanatçı kötü niyetli olsunlar. Bu benim nefret etmem için bir sebep olamaz ki. Her zaman dalga geçiliyorum fazla iyi niyetimden dolayı samimiyetsiz bulunarak ama ben düşmanımdan bile nefret etmeye karşıyım. Nefret kirliliktir. Başkaları için kirletemem kendimi. Ama sevgi bulaşıcıdır ve iyi niyetle çoğaltılabilir. Yanlışlara karşı olalım ama karşıtlığımızı nefretle besleyerek nefretçilerden biri olmayalım. Ben sanatçılara nefret kusanların gerçekten sanatsever, sanatçı dostu olduğuna da inanmıyorum. Sanatçı kolay yetişmez. Hele sanatı sevmeyen bunu hiç anlayamaz. Ben, hiç tasvip edilmeyecek seviyedeki sanatın ucundan bucağından tutanlara karşı bile kişisel olarak karşıt olunmaması taraftarıyım. Sanat yoluna girmek bile mucize gibi bir şeydir. Mucizeye-sanata yönelmiştir o kişi. Buyrun siz yapın! Kolay mı sanıyorsunuz elinize fırça alıp resim boyamayı, heykel yapmayı, nota okumayı, bir enstrüman çalmayı, anlamlı kelimeleri yan yana getirerek şiir yazmayı, dans etmeyi... Biz geri bir toplumsak, sanatla alakası olmayan bir toplum olduğumuz içindir. Fotoğrafçılığı bile resmi işlerde kullanılması için vesikalık çektirmek olarak algılıyoruz. Evet moralim bozuluyor sanatçıların bu kadar hedef haline getirilmesinden dolayı. Çünkü insan olmanın tek yoludur sanat. Ne demek istediğimi herhangi bir sanat dalıyla çok ama çok amatörce uğraşarak bile anlayabilirsiniz. Çünkü sanatın içine girdiğiniz zaman o şiddet dolu dünyayla alakanız kalmıyor. O yüzden lütfen sanatçılara laf söylerken iki kere değil, 3 bin kere düşünün. Son olarak Sezen Aksu ve Sertab Erener demokrasi adına evet dediler, şimdi de demokrasi adına hayır diyorlar. Bir yanlışları yok yani. Bunu görmemek art niyetliliktir. Demokrasiye "evet" diyorlar yaranamıyorlar, baskıya-zulme "hayır" diyorlar gene yaranamıyorlar. Sahi "kuzum" siz ne istiyorsunuz; "bir zamanlar bizimle değildiniz, şimdi bizimle olamazsınız" mı demek istiyorsunuz? "Bir oy, bir oydur" diyorsunuz ama baskıya-ayrımcılığa karşı olan sanatçılara nefret kusuyorsunuz. Benim hiçbir zaman muhafazakarlıkla alakam olmadı, gözüm de hep açıktı ve göz boyamalara "evet" demedim ama şimdi "siz"e de "evet" demiyorum. Çünkü hiç kimse bana uymuyor. Şehrimdeki eşcinsel karşıtı başkan adaylarının suratlarına bakıyorum ve hiç içimden gelmiyor "evet" demek demokrasiden yana olduklarını iddia etseler de. Bugüne kadar demokrasiyi savunanlara "evet" dedim de ne oldu. Benim demokrasi anlayışım, içinde benim de olduğum bir demokrasidir. Beni var sayıncaya, beni de kendi demokrasilerine davet edene kadar yokum. Evet bizler kapılarını çok çaldık onların ama samimiyetle bize, biz olarak açmadılar kapılarını.

Not: Sezen Aksu referandumda "evet" dediği için eleştiri oklarının hedefi ama Sertab Erener'in referandumda ne dediğini bilmiyorum. Sertab Erener, bir zamanlar hükümetle kontakt halinde olduğu ve hükümetin yanlış politikalarına duyarsız olmakla suçlanıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder