30 Mart 2014 Pazar

Anlamak istemeyene özgürlüğü anlatamazsın

Muhafazakarlıkla demokrasi bağdaşmaz.
Muhafazakarlıkla laiklik yan yana olmaz.
Muhafazakarlar zaten demokrasiye, laikliğe inanmıyorlar.
Demokrat geçinenler de muhafazakarlık ve değerleriyle demokrasinin, laikliğin yan yana olacağına dair, ya kendilerini kandırıyorlar, ya takiye yapıyorlar.
Onlara da söyleyecek lafım yok aslında. Demokrasiye giden dümdüz yol varken, niye muhafazakarlıkla dolambaçlı yollardan özgür olmaya, eşit olmaya çalışırlar ki? Bu, olmayacak duaya amin demek gibi bir şey veya ne yardan, ne de serden geçememektir. Yani hem geleneksel olmaya çalışıyorlar, hem de doğanın özgürlük gibi nimetlerinden faydalanmaya çalışıyorlar. Bu ikiyüzlülük veya koyu muhafazakarlardan farkı olmamak değil midir ?

İnsan neden demokrasi; özgürlük, eşitlik vesaire istemez?
Neden kendi kararlarını kendisi veremez de, kendisini birine adar?
Bazılarının yaşamak için birilerine bağımlılığa ihtiyacı mı vardır, yoksa kolayına mı gelmektedir birilerine bağımlı yaşamak veya kendisinin sorumluluğunu alabilecek cesareti mi yoktur?
Peki bu kolaylık nereye kadar huzur getirir? Birilerine bağımlı olmanın, insanın hayatının bir fişle yaşam ünitesine bağlı olmasından farkı var mıdır?
Adına ne derseniz diyin, yapısal çaresizlik, kolaycılık, çıkarcılık, kendini akıllı zannetmek...
Bu durumun eninde sonunda mutsuzlukla sonuçlanacağını düşünemiyor mu acaba insanlar?
Kadercilik böyle bir şey mi; zorda kalınca kendinden vazgeçmek;
canı çok yanınca bile, canını yakan şeyi sorgulamayacak, sorgulayamayacak insanlar var ne yazık ki hayatta.
Antidemokrasi bazılarında isyanı, bazılarında kaderciliği doğurur.
Demek ki bazıları kendi istedikleri gibi yaşama hakları olduğunun bilincindeler, bazıları da birilerinin istediği gibi yaşamaya meyilli bir yapıları var. Başka da nasıl bir açıklaması olabilir ki insanın kendinden vazgeçmesinin, başkalarının istediği gibi yaşamaya mahkum olmasının?

Eşcinseller bunun yani gerçekleri göremeyip çelişkili olmanın çok güzel örneği; din konusunda da, muhafazakarlık konusunda da, heteroseksizm (gerçi hepsi de aynı kapıya-heteroseksizme çıkıyor) konusunda da hep arada kalmışlardır. Ne kendilerinden vazgeçebilmişlerdir, ne de heteroseksist değerlerden.
Muhafazakarlık kendilerini dışlamasına, lanetlemesine rağmen, kendilerini kabul etmeyenlerin yanında yer de almışlardır.
Demek ki insan doğasına uygun yaşamasını bilmiyorsa, öğretmek de imkansız.
Demek istediğim, eğer bir insan anlamak istemiyorsa, ona özgürlüğü anlatamazsın, dolayısıyla demokrasiyi de... Hayatının elinden alınması bile kendine gelmesini sağlayamaz. Böyle de bir yapı var yani.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder