Kısaca trans eşcinsellik diye bir şey var. Cinsiyeti bedeniyle örtüşmez ve geçişini yapar ama geçtikten sonra da heteroseksüel olmak zorunda değildir. Çünkü o, cinsel yönelimi için geçiş yapmamıştır, sadece ruhunu bedenine uydurmak için geçiş yapmıştır. Erkek veya kadın biyolojik erkek veya kadınken-geçişini yapmadan da eşcinselliğini yaşayabilir ama o bedende huzurlu olmayabilir. Çünkü eşcinsellik kendi cinsini sevmekti. Mesela kadın ruhun sahip bir lezbiyen-eşcinsel, heteroseksist şartlanmaların olduğu bir dünyada erkek bedenindeyken nasıl lezbiyen bir ilişki yaşayabilir ki bir kadınla-kendi cinsiyle. Ruhlarımızı bedenlerimize hapsetmeden yaşayabilmek için, heteroseksizmi kafaya takmayacak bir potansiyele sahip olmamız gerekir. O kapasite olsaydı zaten heteroseksizme meydan verilmezdi.
Kimlikleri LGBT'ler açısından bir kez daha hatırlayalım;
Eşcinsellik (Cinsel yönelim): Kendi cinsini sevmek; Erkek erkeğe, kadın-kadına. Lezbiyenlik de bir eşcinselliktir ama kadınlar kullanıyor bu tanımı. Erkeklere de sadece gay denilmesi yanlış aslında. Eşcinsellik gay demekse, kadınlar da birer gay'dir.
Transseksüellik (Cinsiyet kimliği) : Herkesin anlayacağı dilde, ruhun bedenle uyuşmaması, yani ruhen erkek hissedip kadın bedeninden kurtulma isteği, ruhen kadın hissedenlerin de erkek bedeninden kurtulma isteği. Geçiş ameliyatlarını olurlar, olmazlar kendi bilecekleri iş. Ama bir insan kendini hangi cinsiyette hissediyorsa, cinsiyet kimliği odur. Bedeni de hissettiği cinsiyete uydurma mecburiyeti yoktur. O biraz toplumsal cinsiyete koşullanmakla alakalı. Çünkü toplum, erkekliği veya kadınlığı bedenlere indirgemiş.
Biyolojik cinsiyet: Bir insanın bedensel olarak kadın veya erkek olmasıdır. Ama hiçbir erkek veya kadının heteroseksüel olma koşulu yoktur. Öyle olsaydı eşcinsellik olmazdı.
Toplumsal cinsiyet: Toplumun erkeklik veya kadınlığa yüklediği roller. Oysa hiçbir cinsiyetin toplumun verdiği rolleri üstlenme mecburiyeti yoktur. Bu durum heteroseksizme hizmet etmekten, heteroseksizmi beslemekten, cinsiyet ayrımcılığını pekiştirmekten başka bir işe yaramaz. Ne yazık ki LGBT'ler de heteroseksizmi besliyorlar, büyütüyorlar toplumsal anlamda varolabilmek için cinsiyet ayrımcılığının olmadığı bir dünya yaratmak varken.
Not: Transseksüellik diyince hep kadınların transseksüelliği görünür olduğu için, konuyu kadın translar üzerinden irdeliyoruz. Mesela bir kadın da erkek olup kocasıyla eşcinsel aşk yaşayabilir. Tabi adamın da eşcinsel olması lazım bu durumu kaldırabilmesi için.
Biseksüellik: Her iki cinse de ilgi duymak.
İnterseksüellik: Çift cinsiyetli olmak. Burada duygular heteroseksüel de olabilir, eşcinsel de olabilir...
Son günlerde LGBT'ye İ harfi de eklendi interseksüelleri temsilen. Cinsel farklılıkları sembolize eden kısaltma da sürekli değişiyor. GLBT idi, pozitif ayrımcılık amacıyla lezbiyenler başa alındı LGBT oldu. Sonra travestiler ve transseksüeller için çift T kullanıldı bir ara ve LGBTT oldu. Sonra tüm ötekileri temsilen queer'in Q'su konuldu ve LGBTQ oldu. En son da interseksler için LGBTİ oldu. Bakalım daha ne olacak. Aseksüeller için A da ilave edilebilir mesela. Oldu mu sana LGBTTQİA.
Bir not daha:
Heteroseksüellik: Heteroseksüel dendiği zaman "O da ne!" deniyor. Bir çoğu karşı cinse yönelimin uluslararası tanımın bilmiyor. Heteroseksüel demek, kadının erkeğe, erkeğin de kadına yönelimi demek, ilgi duyması demek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder