18 Şubat 2014 Salı

Sansürün ne demek olduğunu Radikal çok güzel anlattı

Bugün Radikal internet sitesi, yeni internet yasaklarına dikkat çekmek amacıyla yayınladığı haberleri, yeni internet yasakları onaylandıktan sonra uygulanacağı şekilde 4 saat sonra sonra kaldırdı. Yani internetle sorumlu memur uyarı gelsin, gelmesin baskıcı sisteme uymayan her siteyi elektrik düğmesini kapatır gibi şırak diye kapatacak. Yani doğru mu, yanlış mı diye düşünülmeyecek, konuşulmayacak, sorgulanmayacak... Yani internetin musluğunun başında bulunan kişi iktidarın çıkarlarına uygun şekilde suyu kesecek gibi bir şey. Amaç iktidarı korumak olmasa, mahkeme aşamasının yaşanması veya bir yerlerden haber veya sitelerle ilgili şikayetin olması gerekmez mi? İktidarın, kendisi gibi düşünmeyenlerin fikrini almadan politika yapması hangi demokrasi örneğinde vardır acaba? Demokrasilerde değil, diktatörlükle yönetilen sistemlerde olabilir bu uygulama ancak.

Sansürün, yasakların, engellemelerin ne demek olduğunu çok iyi bilsem de, Radikal'in, TİB'in uygulamalarını yasalar, yasaklar desek daha anlamlı olur sanırım, daha onaylanıp hayata geçirmeden provasını yapması, sanırım bir çok kişinin de aklını başına getirmiştir. Bir haber eğer iktidara ters düşüyorsa, tarihten silinecek. Ne feci bir şey! Hatta onca emek bir çırpıda yok edilecek. Tabi köklü yazma, kayıt tutma kültürü olmayan bir toplumda, çıkara uymayan haberlerin silinmesinin ne önemi olabilir ki. Tarih dediğin şey, milliyetçiliği falan besleyen, hatta o günkü politikalara uygun şekilde ilaveler yapılan mitolojik bir şey olsa gerek muhafazakar sistemlerde. Böyle toplumlar geçmişini yalanlar üzerine temellendirdiği için, geçmişiyle yüzleşemezler de hiçbir zaman. Bile bile hatalar yapan ama özür dileme lütfunda bile bulunmayan toplumlar... Farkındaysanız, yalan-yanlış politika üretildiği için, Gezi olaylarında ölenler ve yaralananlarla ilgili kamera kayıtları bile bir türlü bulunamıyor, iktidarın çıkarları üzerine de bir güvenlik ve yargı sistemi işliyor, bu sisteme uymayanlar da öğütülüyor. İnsanlar bir nev-i yalan kültürüne alıştırılıyor, yalanlar çıkarlara uyduğu sürece normalleştiriliyor.

Son haberlere göre TİB'in kafasına göre kapattığı internet siteleri yargıya intikal ettirilecekmiş ve mahkeme iki gün içersinde karar vermek zorundaymış. Eğer hiçbir karar vermezse site tekrar açılacakmış. Sanırım sansürde son sıralarda yer almamız ve gelen tepkiler rahatsızlık verdi ve işe yaradı. Şu anki muhafazakar iktidarın her zamanki politikası; Önce bir denemesini yapıyor, tepki olmazsa hayata geçiriyor, tepki olursa yarım adım geri atıyor. Ama böyle böyle amacına da ulaşıyor. Bu fevrilik de bunun göstergesi değil mi?

Aslında iletişimin ne demek olduğunu, internetin günümüzde yaşam damarlarından biri, hatta yaşamın ta kendisi olduğunu bilen bir toplum olsaydık, ne iktidar böyle bir yasaklamaya girişirdi, ne de toplum böyle yasaklara bu kadar tepkisiz kalırdı. Yöneten kim, yönetilen kim...

Son aldığımız haberlere göre internet yasası Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmış.

Ne düşünüyorum biliyor musunuız; Bu yasaklar aslında içinde yaşadığımız toplumun özgürlük anlayışını da test etmek için de güzel bir fırsat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder