8 Ocak 2014 Çarşamba

Şekilci dünyanın sebep olduğu ikinci derece yanıklar


Eşcinsel arkadaşlar benim, "kıllarınızla barışın arkadaşlar" sözümü anlamazlar veya anlayamazlar, veya anlamak istemezler, çok ukalaca bulurlar. Ne yalan söyleyeyim, ben de herkesin çekici bulduğu bir fiziğe ve şekilci dünyanın standartlarına uygun kusursuz biri olmayı çok isterdim. Ama öyle değilim diye doğanın bana uygun gördüğü fiziğimle mücadele etmeyi de pek akıl karı bulmuyorum. Ne yapayım yani kel veya kıllıysam? İlla ki kendimi kabul ettirmem için, sevilmem için, ilgi görmem için saç mı ektirmem lazım veya kıllarımı epilasyon yöntemiyle yok ettirmem mi lazım? Sonuçları ortada. Saç ektirenler trajikomik oluyor, epilasyon yaptıranlarsa yanıyorlar. Diyarbakır'da bir erkek sırtındaki kıllara epilasyon yaptırırken ikinci derecede yanmış. Değdi mi şimdi? İnsan sağlıklı ve kıllı mı olmak ister, yoksa yanık vücutlu kılsız mı? Şuna inanıyorum ki, aynı yanık olayı başına gelmemiş olsa ve bir başkasının başına gelse bu olay, gene de epilasyon yaptırmaktan vazgeçmezdi bu kişi. Çünkü kendini kılsız bir şekilde daha çok sevileceğine inandırmış. Beni ben olarak sevmeyene, kendimi niye şekilci dünyanın algısına göre sevdireyim? Doğa beni böyle yarattıysa vardır bir bildiği. Hayvanlar intihar mı etsin öyleyse kıllıyız diye? Belki sevmediğin o kılların metabolizmana sağladığı bir fayda vardır. Rahatsız oluyorsan, zaman zaman traş et ama vücudunun dengesiyle oynamak niye? Başkası seni olduğun gibi sevmiyor diye, senin de kendini sevmemen, yapından kaçıp kurtulman mı gerekiyor? Bir de şunu derler hep; "Başkası için değil ki, kendimi için". Sen onu külahıma anlat. Kıllı olmak revaçta olsaydı, gene epilasyon yaptıracak mıydın? Şişmanlık makbule geçse, sıfır beden olmaya çalışır mıydı insanlar? Hatta transseksüeller bile, kadınlık veya erkekliğin biyolojisine bakılmasa, karşı cinsin bedenine uydurmaya çalışırlar mıydı kendilerini? Sanmıyorum. Şekilci dünyaya ait olmak istemenin psikolojik hezeyanları bütün bu lüzumsuz çabalar. Tamam kendimize bakalım ama kendimize zarar verecek boyutta yapımızı değiştirmeye çalışmayalım. Bana göre sahte bir şekilde kabul edilmek ve sevilmektense, olduğun gibi kalıp kabul edilmemek ve sevilmemek daha iyidir. Bir kere insan kendini severse, başkaları da sever, sevmese de sevmeyenin sorunudur şekilci sevgi. Mutlaka hayatta insanı olduğu gibi sevecek birileri de vardır. Acaba sorun önce kendimizde mi? Biz kendimiz şekilciyiz de, karşımızdakinin yerine de mi düşünüyoruz? Aynen öyle galiba.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder