4 Ocak 2014 Cumartesi

Ruh sağlığını bozan aşksız seks değil, seksiz aşktır!

Şu anki iktidardaki muhafazakar hükümet ve uzantıları, tarihten hiçbir zaman silinmeyecek yobazlıkların altına imza atıyor. Muhafazakar iktidarlar tutucu olur ve bunda şaşılacak bir şey yok diye düşünülebilir ama yaşanılanları dile getirmemin sebebi, bunlar yaptıklarına bir de gerekçe sunuyorlar, iyi ve doğru adına iddiada bulunuyorlar ya neticesi hiç de iyi sonuçlanmadığı halde. Tabi kendilerine göre iyidir. Çünkü yaşasın heteroseksizm ve onu ayakta tutan değerleri ki, kendileri de ideallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşasınlar, çıkarlarını gerçekleştiribilsinler.

RTÜK çocukların ruh sağlığını bozar gerekçesiyle sekssiz aşka ceza vermiş. RTÜK seksin, çocukların ruh sağlığını bozduğuna nereden varıyor acaba? Bu psikologlar ve uzmanlar kimdir, neyin nesidir, kime ve neye hizmet etmektedir? Sadece geleneksel değerlere göre mi uzmanlık yapmaktadırlar? Eğer öyleyse bile şu anda tacizlerin, tecavüzlerin, şiddetin sebebi nedir? Sadece aşka kadar veya evliliğe kadar insanların cinsel dürtülerine "ya sabır" çekmelerinin neticesini göremeyen bir uzmanlık mıdır bu? Çocuklar seksi görse ne çıkar? Söylersin-anlatırsın ve anlarlar. Onların zihinleri geleneksel yobaz beyinlerden daha iyi algılayabilir hayatın gerçeklerini. "Büyüyünce senin de gerçekleştireceğin temel bir ihtiyaç" denilebilir. Yoksa cinsel dürtüleri ayağa kalkınca özgürce seks yapmalarından mı korkuyorlar? Çünkü gençler özgürce seks yapmayı öğrenirlerse, heteroseksizmi ayakta tutan muhafazakar gerekçeler yerle bir olacak, ahlakçılığa sığınamayacaklar. Aşksız sekse kötü gözle bakan uzmanlar da aslında ahlakçılığın uzman kadrosu. Çünkü seks kimsenin ruhsal dengesini bozmaz. Ruhsal dengeyi bozacak bir şey insanı her zaman bozar. Gerçi onlara göre seks her yaşta bozuyor insanı ayrı mesele. Tabi sözde bozuyor. Çünkü erkekliğin çıkarına uygun şekilde yapılıyor seksin alası. Bu ahlakçılığın sebebi de zaten kadınları korumak. Sonuçta erkeğe ne olacak ki! Kadınlar özgür seksi öğrenirse çocukluktan itibaren, işte asıl tehlike o zamandır.

Seks bana göre hiçbir yaştaki insanın ruh sağlığını bozmaz. Bunlar, seksi görenlerin, çocuk yaşta sek uygulamasına gideceğini mi zannediyor? Sanırım bu psikoloji uzmanları falan, çocukların doğduğu andan itibaren farklı boyutlarda cinsel tatmin yaşadıklarını, cinselliğin kaçınılmaz temel ihtiyaçlardan bir olduğunu bilmiyorlar. Eskiden televizyon, internet mi vardı veya aile içinde seksi gördük de çocukken aklımızda seks vardı, çocukça kendi aramızda sürtünmeler yaşıyorduk. Tabi benim gibilerin ailelerine sorumsuz gözüyle bakarlar. Hayır ailem sorumsuz değildi, ruh sağlığım da bozuk değil. Köy hayatında çocukça deneyimlerimi yaşayarak kendimle barışmayı, kendimi sevmeyi öğrendim. O yüzden kendime sahip çıkıyorum şu anda. Bir çoğu gibi aile değerleri, geleneksel yapı ve din gibi heteroseksist unsurlarla kendim arasında sıkışıp kalmadım. İnsanların çocuk yaştan itibaren hayatın gerçeklerini öğrenmesinin zararı yok, faydası vardır ama tabi gerçekleri anlatacak modern beyinler yoktur. Onlar sadece geleneksel değerlere uygun çocuk yetiştirebilirler. Onun dışındakiler utanılacak ahlaksız şeylerdir. Seks ahlaksızlıktır geleneksel toplumlarda. Ahlak hatta cinselliğe indirgenmiştir. Ahlaksızlık dediğin zaman direkt seks gelir insanların aklına. Çünkü heteroseksizmin kendini ayakta tutabilmesinin en büyük silahıdır seks ahlakçılığı ve toplumu bu şekilde koşullandırır ve bu koşullandırmayı sürdürecek şekilde ayarlar evden okula, sokaktan internete kanallarını.

Bunun başka bir açıklaması varsa yapsınlar. Ben seksimi yeme içme, uyuma dışkılama gibi rutin bir şekilde yapıyorum beden ve ruh sağlığım için. Heteroseksist değerlerden soyutlayabildiğim için kendimi de hiç suçlu falan hissetmiyorum. İyi geliyor seks bana, mutlu ediyor beni. Canımın istediğinde her istediğimle beraber oluyorum, bana uyanları bir kenara yazıyorum ve ihtiyaçlarımız kesiştikçe arayışa da girmiyoruz. Çünkü birbirimize yazılmış, kodlanmış durumdayız.

Seksin içinde aşk olmasına gelince... Aşk dediğin nedir ki... hoşlanma, uyum ve karşılıklı tatmin, tamamlanma ise, zaten bunların olmadığı sekslerin devamlılığı olmuyor ki. Eğer içinde aşk varsa devam ediyor. Evet, evet... Çok kişiyle aşksal şeyler yaşanabiliyor. Hem de daha mükemmel bir şekilde. Çünkü bütün aradıklarını bir kişide bulman söz konusu olabilir mi? Çok eşlilik sayesinde dört dörtlük değil, dört sekizlik bile aşk yaşıyorsun. Bu sayede de ruh sağlığım tavan yapıyor. Hatta kıskanılacak derecede mükemmel bir aşk ve seks hayatım var bu sayede. Çünkü bir tane sevgili olunca ona sahip olmaya çalıştığın gibi insanın kendi hayatı da kısıtlanıyor. Şu anda ne kıskançlığım var, ne de kendimi birilerine hapsedecek kadar şizofrenilerim var. Belki bu yazımı gençlerin ve çocukların ruh sağlığı gelişimini bozar düşüncesiyle kötü örnek olmamak adına Radikal gazetesi de yayınlamayacaktır. Evet, diyorum ki, seks hiçbir yaşta ruh sağlığını bozmaz ve çok eşlilik iyidir.

Aşksız hayat iyi kötü yaşanabilir ama sekssiz yaşanamaz. Dediğim gibi her sekste de aşk vardır. Zaten seksin adına aşk denmiyor mu? Seks olmasaydı aşk olur muydu? Tek eşlilik, aile falan aşk için mi idealize ediliyor? Hayır, heteroseksizmin çıkarlarına uygun şekilde seks olsun diye. Lütfen dediklerimi ahlakçılığı bir taraf bırakarak öyle düşünün. Bana hak vereceksiniz. Hak veremeyebilirsiniz ama içten içe bana katılacağınızdan çok eminim. Çünkü söylediklerim tecrübeyle sabit.

Ben ne aşklar gördüm içinde doyurucu seks olmadığı için kupkuru, ben ne seksler gördüm aşkı hiç aratmayan. Gerçek aşk sağlam bir sekstir, gerçek seks de sağlam bir aşk. İtiraz edeceğinize yaşayın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder