26 Ocak 2014 Pazar

Canım televizyonum!


Televizyon 87 yaşındaymış. İlk deneme yayını 1925'te İngiltere'de, Amerika'da yaygın olarak kullanımı 1940'larda olmuş. Yaşım gereği 70'lerin ortasından sonra veya son çeyreğinde haberim oldu benim televizyondan. Bir kahvehane'ye gelmişti o dönemler siyah-beyaz olan televizyon. Sonra komşularımıza falan. Bizim eve çok geç girdi. Antenler Çökelez dağına ayarlanırdı daha iyi çekmesi-daha net yayın alınması için. Offf!; Televizyon benim yapıma çok uygun bir kutuydu. Işıltılı dünyaya ulaşmama bir aracıydı. O kadar çok hoşuma gitmişti ki, tahtadan kendime televizyon yapmaya kalkmıştım. Tabi kahveye televizyon gelir de, kahveci bu durumdan nemalanmak istemez mi? Çay içmeyene televizyon izlettirilmiyordu. Biz çocuklar da kahvenin arka penceresinden izlerdik. Televizyon 24 saat açık olmazdı. Açılıncaya kadar TRT logosu ve müzik olurdu, onu bile izlerdik. Kapanış saati de gece 12'ydi sanırım ve İstiklal marşı ve "Televizyonunuzu kapatmayı unutmayınz" uyarısıyla sona ererdi yayınlar. Televizyon demek çizgi film demekti, dizi film demekti ve tabiki de Türk Sineması demekti o dönem için. Bazen yayın kopardı ve bir fotoğraf ve müzik devreye girerdi. Hatıralarımda yer eden çok dizi oldu o dönemden ama "Şeker Kız Kendi" ve "Dallas" en önemlisiydi benim için. Çarli'nin Melekleri de. TRT çocuk şenliği, spor programları, Pazar programları, Pazar Konseri, Pazar sineması... Demek ki hafta sonları daha önemliydi. Cumartesi gecesi müzik eğlenceleri (Bizden Size), Yılbaşı özel eğlenceleri, Eurovision... Haber spikerlerini, sunucuları bile ezbere bilirdik. Çok düzgün konuşurlardı, lay lay lom değillerdi. Bir hata yaptılar mı TRT'den uzaklaştırma cezası alırlardı. Televizyon sinemaların yerini almıştı. Evlerimizin en önemli vakit geçirme aracıydı. Seçimleri televizyondan takip ederdik. Bunlar şimdi de var diyebilirsiniz ama kim TV izliyor ki şimdi. İnternet varken televizyonun önemi olabilir mi? Eskiden bir sanatçı çıkacak diye TV'de beklerdik. Şimdi istediğimiz sanatçıyı, istediğimiz zaman internetten izleyebiliyoruz. Zaten klip denilen bir şey var artık. Aslında internet sadece televizyonu değil, iletişime malzeme olan her şeyi sıradanlaştırdı. Çünkü internet sayesinde her şeye ulaşabiliyoruz artık. Ve herkesin istedikten sonra küçük çaplı da olsa bir medyası var. Aç sayfanı, iyi bir şey yapabiliyorsan seni takip ediyorlar. İnternet aracılığıyla ulaşılabilirlik, herkes arasındaki statü farkını ortadan kaldırdı bir anda. İletişim her zaman olacak ama televizyon kutusu imternetin yanında artık çok ilkel kalıyor. Bakalım YouTube, Facebook ve Twitter'dan sonra ne çıkacak internette. Unuttum; Televizyona ilk renkli geçiş 80'lerdeydi. Lady Diana'nın evlilik törenini renkli izlemiştik. Komşularımı bıktırdığımı hatırlıyorum televizyon izlemeye gide-gide. Eskiden TV izlemek için misafirliğe gidiliyordu çünkü. Ve çok pahalıydı televizyonlar o dönem. Bir de televizyon için dergiler çıkardı; TV'de 7 Gün en meşhuruydu. Sonra Tele Magazin. Herkes biliyor ama söylemeden geçemeyeceğim. Eskiden tek TRT kanalı vardı. Özel kanalların çıkması da bir devrim sayılır ayrıca. Ya bir de şimdi televizyonlar incecik. O dönem tüplüydü. Ben artık TV izlemediğim için, yeni teknoloji TV almadım daha. Aslında televizyon ile ilgili anlatacak o kadar çok şey var ki, bir anda aklıma gelenler bunlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder