6 Aralık 2013 Cuma

Kendi ahlaksızlığımıza Asena - Caner Erkin çiftini hedef seçtik


Günlerdir Asena - Caner Erkin çiftini rahatsız etmekle meşgulüz. Bu, ünlü kişilerin hayatını magazinleştirmek falan değil. Asena Erkin ünlü bir kişi mi? Caner Erkin bir futbolcu ama o da magazin figürü değil. Sadece ekmeğini kazanıyor bu işten. Hayır, onların reklam amaçlı günden yaratmak gibi derdi olsa, bu kadar magazinleştirilmeyi anlayacağım. Herkesin derdi de zaten magazin yaratmak veya magazinle meşgul olmak falan da değil. Sanki Asena - Caner Erkin çifti azılı düşmanmış gibi davranıyorlar. Özellikle iktidar yanlısı medyanın onları ahlaksız olarak işaret eden pespayeliği söz konusu.

Şu insanlık ne çelişkili. Hem aile mühendisidirler, hem de yuva yıkmak için ellerinden gelen çabayı gösterirler. Bu çelişkileri ya zaten onları art niyetli yapan. Gerçekten iyi niyetli olsalar, Asena Erkin'in dediklerine inanırlar. Onlar inatla kocasını aldattığının söylemesini bekliyorlar. Ne geçecek elinize? Geçmişten gelen bir kuyruk acınız mı var Asena Erkin'e karşı? Ya da Caner Erkin'le mi bir alıp veremediğiniz var? Adam inatla evliliğini devam ettirmek istiyor ama sessiz kalmasından maşallah herkes rahatsız oluyor. Ahlakçılık adına heteroseksist topluma uygun davranış mı sergilemesi gerekiyor? Karısını dövmesi, boşaması mı gerekiyor? Ayrılsalar ahlaksız ilan edilirler, ayrılmasalar daha beter.

Sahi ne istiyorsunuz? Veya ne istediğinizi biliyor musunuz? Ama ben sizin derdinizin ne olduğunu biliyorum. Şu insanlık aleminin en önemli besin kaynağı kötülük. Gerçekten hayat istense güllük-gülistanlık olabilir ama o zaman dengesiz bir beslenme olur sanırım! Mutlaka kötülüğe de sebep olsunlar ki, egoları tatmin olsun.

Hepimiz insanız, her şeyi kendimiz de yaşarız ama sadece başkalarını rezil etmeliyiz. Bu bir anlamda kendi heteroseksist ahlaksızlığımızın bizde yarattığı baskıyı başkaları üzerinden azaltmak için mi acaba? Çünkü ahlakçılığımıza hedef haline getirdiklerimizden daha rezil hayatlarımızın olduğunu bir görebilsek. Tabi onlar daha şeffaf, hatta daha dürüst hayat yaşadıkları için daha savunmasızlar. Ama bizleri gözetleyen kameralar yok. Yalan söylesek de kim ispatlayacak?

Herkesin ahlak bekçisi kesilmesi, iktidarın muhafazakar yapısıyla alakalı olsa gerek. Adı olaylara karışan şarkıcı Berkay ülkeyi terk ediyormuş. Çünkü müzik şirketi kovmuş onu. Dedim ya, kötülükle besleniyoruz diye. İnsanlar işsiz, güçsüz kalsınlar, ayrılsınlar, birbirlerinden nefret etsinler, darmadağın olsunlar... Bu mu istenen? Ne yazık ki.

Asena - Caner Erkin çiftinin olaylardan sonra elele dışarıda görülmesinden bile rahatsız oluyoruz. Caner Erkin'in yobaz bir tepki vermeMEsini bile yasak aşktan haberinin olduğuna bağlıyoruz. Öyle olsa bile kime ne? Çok ahlaklı veya çok namuslu olduğumuz için mi başkalarının hikayelerinden entrika çıkarmaya çalışıyoruz, Dallasvari entrika dizilerini çok seviyoruz? Yaşayamamışlığımızın, gizli-saklı yaşamalarımızın öfkesini açık, şeffaf, dürüst olanlardan çıkartıyoruz ne geçiyorsa elimize. Ben özgüvenli olamıyorsam, başkasının da olmaması gerekir değil mi? Ben birey değilsem, herkes toplumsal olmalı değil mi? Sen çamurdaysan, herkes bataklığa batmalı. Yoksa kimsenin derdi birilerini kurtarmak falan değil. Kötüyüz, kötü!

Pardon, özellikle medyanın eline ne geçti insanları mutsuz eden fotoğrafları falan yayınlayınca? Çok mu tiraj yaptınız, çok mu paralar kazandınız? En önemlisi de muhafazakar toplumun ahlakını mı kurtardınız? Şimdi sadece nikahlı beraberlikler mi yaşanacak artık ülkemizde, veya nikahlı beraberliğe inanç daha çok arttığı için özgür aşklara paydos mu denilecek? İnsanın bir doğası vardır ve heteroseksizm bunu dizginleyemez. Hem ahlakçılık yaparsınız, hem de ahlaksızlığı kendiniz yaparak kendi çamurunuzda boğulursunuz.

Açıkça söylüyorum. Ben Caner - Asena Erkin çiftinin yaşam tarzını sonuna kadar destekliyorum. Neden mi? Çünkü çok normal, çok doğal yaşıyorlar. Medyaya yansıyan, sadece medyanın işgüzarlığı. Utanması gereken de, insanların özel hayatlarına müdahale ederek onları rahatsız edenler, mutsuz edenler.

Aslında bu konuyu kendi bastırılmışlıklarına malzeme eden bir çok kişinin söylemleri, bu toplumun yapısının bir ifadesi. Sibel Üresin diye bir kişinin demeçlerine rastlıyorum bazen orda-burda. Aile danışmanıymış bu kişi, yeni öğrendim. Asena - Erkin çifti için diyor ki, "Erkek bunu affedebilir de ama bir çok İslam alimine göre bu evlilik bitmiştir." İslami bir evlilik danışmanı bunu diyorsa, sokaktaki vatandaş ne demez değil mi? Pardon bu Sibel Üresin, daha önce kocasına arkadaşını teklif eden kadın değil mi? Bu beraberlikten dolayı da "kocamdan ayrılmazdım" diyen kadın... (http://video.cnnturk.com/2012/yasam/7/5/sibel-uresin-kocama-arkadasimi-tavsiye-ettim) Nerde nefret, orda çelişki. Biz çelişkili olduğumuz sürece de kendimize bakmayıp, başkalarına nefret kusmaya devam ederiz.

Pardon unutmuşum; Medya malzeme ettikleri kişilerin geçmişlerine kadar inerek, yaptıkları işin haklılığını ispat etmeye çalışıyor. Aferin, çok güzel iş başardınız!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder