16 Kasım 2013 Cumartesi

Hayatımız IsoHunt olmadan eskisi gibi olmayacak!


Dünyanın en büyük müzik, film, oyun vesaire dosya-BitTorent paylaşım platformlarından IsoHunt, kurucusu Gary Fung'un kararıyla ABD Sinema Filmleri Derneği tarafından açılan 110 milyon dolarlık telif hakkı ihlali davasıyla mücadele etmek için kapanmış. Bu kararla ceza 2-4 milyon dolar olacakmış. 10 yıldan fazladır faaliyette olan site, telif hakkı ihlal eden materyal içermiyormuş aslında. 13.7 milyon aktif BitTorrent bağlantısı içeren isoHunt’ın, aylık aktif kullanıcı sayısı 51 milyonun üzerindeymiş. Kurucusu Fung'un da dediği gibi, hiçbirimizin hayatı gerçekten IsoHunt olmadan eskisi gibi olmayacak, en azından benim hayatım.

Ben IsoHunt'la Birol arakadaşım aracılığıyla tanışmıştım. Benim için cennete düşmüş olamkla gibi bir şeydi IsoHunt'la tanışmak. Eğer IsoHunt olmasaydı, dünyanın bir çok albümüyle tanışmadan ölüp gidecektim. Çünkü o kadar albüme ulaşmak, satın almak yoluyla mümkün mü? Bir çok kişi için bu çok anlamsız gelebilir, yani bütün müzik albümlerini dinlemek. Ama bir insan gerçek bir müzik aşığıysa, dünyanın bütün müziklerini dinlemek ister. Bir şarkı duydun diyelim, bir albümden, bir sanatçıdan bahsedildi diyelim, ne olacak şimdi? Pat diye o albüme ulaşabilmek mümkün mü? Hatta hayatın boyunca ulaşabilmek bile mümkün olmayabilir.

Tabi müziğe ticari gözle bakan tüccarlar, eğlence gözüyle bakan dinleyiciler için bunun bir önemi olmayabilir ama benim için çok önemli. Müziğin telif hakları gibi gerekçeyle paylaşılmasının önüne geçenlerin, ben müzik düşmanı olduğuna inanıyorum. Gerçi IsoHunt için kapanma davası açan film şirketi ama ben müzik hastası olduğum için müzik üzerinde irdeliyorum konuyu.

Sanat kimin için? Nasıl bir sanatçılıktır ki, sanatçıyız diye geçinenler üretmekten çok, telif haklarıyla gündemi meşgul ediyorlar. Haklarını alamamaktan, bu yüzden sefil bir hayat sürdüklerini duymaktan gına geldi artık. Tamam siz de haklısınız. Sanatın değerine paha biçilemez ama lütfen siz sanatçılar da her üretiminizden karşılık beklemeyin lütfen. Sanatseverler olmasaydı, sanatın anlamı olur muydu? Sanat halk için demiyorum, sanatın bir amacı vardır ve sanatçının kendi yorumuyla ifade edilir, bir anlamda sanat da bir politikadır estetik bir dille yapılan ama sanatın ulaşacağı kitle olmasa, sanatın ne kadar anlamı olurdu? Değerlendirilmedikten sonra, sanatçının ego tatmininden başka neye yarardı sanat?

Ayrıca gerçekten sanatçıların çoğu, duyarlılıkla bağdaşmayacak bir zenginlik içersindeler. Ben de telif haklarını savunan bir müzikseverim ve elimden geldiğince müzik albümlerinin orjinallerine para vererek sahip oluyorum ve bir müziksever için de orjinal müzik albümüne sahip olmak kadar keyif verici bir şey olamaz ama hepsine sahip olamıyorum ki. ABD Sinema Filmleri Derneği yaptığından çok memnundur sanırım. Çünkü onlar için para kazanmak daha önemli. İnsanların sanatsal tatmini, onlara para kazandırmadıktan sonra neye yarar ki!

Zaten müzik albümleri eskisi gibi satmıyor. Bundan sonra da ne yaparlarsa yapsınlar, öyle 20-30 milyonluk satışlar hayalden başka bir şey olamaz. Öyle bir şarkı yapıp da, oturduğun yerden milyonlar kazanmak da ne kadar sanat ahlakıyla bağdaşır tartışılır. Ben sanatçı olsam, sanat yoluyla kazandığım paralarla villalarda lüks bir hayat yaşayacağıma, kazandıklarımdan sadece asgari ücret düzeyinde olacak kadarını alır, diğerlerini sosyal yardım amaçlı kullanırdım. Özellikle bizim gibi ülkelerde sanatçılık, lüks ciplerle hava atmakla eş anlamlı. Bunun için sanattan para kazanacaklarsa, o telif hakkı denilen şey olmasın daha iyi. IsoHunt'un kurucusu döneceğim demiş. Büyük bir umutla bekliyoruz sanatın paylaşılması adına.

Ayrıca ben sanatçı olsaydım, gerçekten yaptığım müzik benim kartvizitim olurdu ve konserlerle para kazanmaya çalışırdım. Zaten adalet de yerini buluyor. Günümüzde müzik piyasası bu şekilde işliyor çünkü. Korkmayın hiçbir sanatçı aç kalmaz. Kazandıkları para dudak uçuklatıcı boyutta çünkü.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder