30 Kasım 2013 Cumartesi

Cinselliksiz erkekler arası aşk; Tamam mıyız?


En büyük eksiklerimden birisi film izlememem. "Nasıl bir sanatseverlik?" diyebilirsiniz. Sinema dünyasıyla hiç alakası olmayanlardan değilim tabi ama her yeni filmi izleyen biri değilim ARTIK; Her yeni filmi sinemada gördüğüm günler de oldu tabi. Önceliklerim değişti ama tek sebebi önceliklerimin değişmesi değil. Heteroseksist bir dünyayı solumak istememekle alakalı daha çok. Tamam empati kurmak adına heteroseksist hayata da yabancı kalmamak gerek ama belli bir yaştan sonra insan kendini kandırmış gibi hissediyor heteroseksist hikayelerle. Daha çok zaman da harcamak istemiyor heteroseksist bir yaşam ve film gibi unsurlarına. Biliyorum bazılarına düşüncelerim saçma ve de homoseksistçe gelebilir ama insan hayatını yapısına uygun ve içinden geldiği gibi yaşamalı diye düşünüyorum.

İşte uzun bir aradan sonra Çağan Irmak'ın "Tamam mıyız?" filmine gideceğim. Filmin adı geçiyordu gazetelerde ama eşcinsellikle ilgili olduğunu bilmiyordum. Bugün öğrendim karakterlerden birinin eşcinsel olduğunu. Sonra Ayşe Arman'ın Çağan Irmak'la yaptığı röportajı okudum. Filmin eşcinsel biriyle engelli birinin dostluğunu anlatıyormuş. Dostluk... Bunun aşk da olduğunu söylüyor Çağan Irmak. Ama işin içine cinsellik girmeyince masum bir aşk oluyor. Tanrı'ya duyulan aşkla, anneye duyulan aşkla kıyaslanır ve Mevlana'nın Şems'e duyduğu aşkla örneklendirilir genellikle. Yani işin içine cinsellik girmeyince her türlü aşk normal karşılanıyor, cinsellik girince kirli bir şey oluyor, ahlaksızlık oluyor sanırım.

Sevgiyle aşkı birbirine karıştırmamak gerekiyor veya aşkı sevgiyle kapatmamak-örtmemek gerekiyor. Yani açık açık, cinselliğiyle birlikte yaşansa ne olur aşk? Değerinden bir şey mi kaybeder? Cinselliği tutmakla ne geçiyor ele? Daha saygın mı olunuyor? İnsan kendini olduğu gibi kabul ettirse daha dürüstçe olmaz mı? İçinden geldiği gibi yaşasa daha tam olunmaz mı?

Bu anlattıklarım direkt filmle alakalı değil tabi. Daha filmi bile izlemedim çünkü. Zaten karakterlerden sadece biri eşcinselmiş. Tek taraflı da dostluktan öteye geçilebilir mi? Geçilebilse bile bu zaten ne kadar eşcinsellik olur tartışılır.

Aslında konuyu şuraya getirmek istiyorum. Ayşe Arman Çağan Irmak'a soruyor. "Filmden sonra eşcinsellikle ilgili tartışmalar çıkarsa" diyor. Çağan Irmak, "Cevap vermem, tartışılacak bir konu değil benim için" diyor. Bu ne demektir ki;
İnsanlar eşcinsel olabilir ama eşcinsellik yaşayamaz,
Yaşarsa bile bu toplumda ben böyle bir ahlaksızlığı dile getiremem,
Ötekileri anlayalım, ötekiler birbirini anlasın ama toplumsal ahlak kurallarını yıkmayalım,
Hayatta cinsellikten önemli konular var.

Daha önceki yazılarımın birinde Türkiye'de bu zihniyetle hiçbir zaman gerçek anlamda eşcinsellikle ilgili film çekilemeyeceğini söylemiş, gerekçesini de eşcinsel kültürün olmamasına bağlamıştım. Eşcinsel kültür olmayınca neyi, kime anlatacaksın ki? Ahlaktan başka işin içine bir de ticari kaygılar girerse, niye konuyu derinlemesine ve gerçek anlamda işlesinler ki? Tabi her şeye rağmen bir şeyler yapılabilir ama insanın sağlam bir iş çıkarabilmesi için, öncelikle konuya inanması gerekiyor. Türkiye'de ciddi anlamda LGBT konulu film çekilebilmesi için, yapımcının ve yönetmenin hiçbir kaygısının olmaması gerekir. Eğer "Şurda şunu şöyle yaparsam yanlış anlaşılırım, işimiz ters giderse..." falan diye düşünülürse, o iş eksik olur. Gerçek anlamda eşcinsellik, homofobiyi yenmek, eşcinsellik hakkındaki önyargıları yıkmak için anlatılmalı ama homofobiye karşı da kimse cesur olamıyor işte. Ben eşcinselliği tam olarak anlamayan ve anlatmayan bir "öteki" anlatımı çok da samimi bulamam.

Acaba Çağan Irmak eşcinselliği anlatmak istedi de, sadece bu kadarına mı cesaret edebildi. Filmin orjinal konusu buysa, Çağan Irmak'tan sağlam, dört dörtlük bir eşcinsel filmi görebilecek miyiz?

Yazımın filmin konusuyla alakası yok gibi görünebilir, hatta gerçekten olmayabilir de ama... Çağan Irmak önce filmin konusunun iki öteki insanın birbirini anlaması ve birbiriyle bütünleşmesi olduğunu ve cinsel kimlikle alakalı olmadığını söylüyor ama cinselliksiz de olsa bir aşk olduğunu da ifade ediyor. Cinsel kimliksiz bir aşk... Eşcinsellik sadece cinsellikle alakalı değil ama Çağan Irmak'ın anlattığı da eşcinsel bir aşk olmadığı için yazım havada kalabilir. Bakalım filmi izleyince tereddütlerim ortadan kalkacak mı?

Kendi düşünceme göre bir şeyi de açıklamadan geçemeyeceğim. Ben cinsellik barındırmayan iki erkeğin dostluğunu da hep eşcinsellik olarak düşünmüşümdür. Neden mi? Çünkü eşcinseller hayatlarını sadece cinsel olarak paylaşmıyorlar ki... Tabi toplumsal algıya göre işin içinde cinsellik yoksa eşcinsellik sayılmaz ve kabul edilebilir. Çünkü onun adı sıkı bir dostluktur. Aşkça sevseler de birbirlerini eşcinsellik denemez!

Çelişkili bir heteroseksist dünya. Hem aşkı saygın kılabilmek için cinsellikle kirletmek istemezler, hem de işin içine cinsellik girmeyince aşk kabul etmezler. Şunu da demek isteyebilirler; Duygusal aşk karşı cinsler arasında yaşanır ve sadece onun içine cinsellik girebilir. Bunun adına da ben heteroseksist aşk derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder