18 Ekim 2013 Cuma

Müziğimizin en kült sanatçısı Gülden Karaböcek


Duygularımın tatmin olabilmesi için, gönül telime en kusursuz basan sanatçılardan biri olan Gülden Karaböcek'i dinlerim çoğu zaman. Hamuru hüzünle karılanları, Hüzün Kraliçesi'nden başkası duygulandırabilir mi?

Ben genelde Türkçe müzik dinlemem alt yapıları beni tatmin etmediği için. Ne zaman kendi kültürümle ilgili bir şeyler hissetmek istesem, bunu ancak doğru ses ve yorumlarla yaparım. Ve bunlar da çok az sayıda kişi olan Gülden Karaböcek gibi evrenin seçilmiş değerli sanatçılarıdır. Bunlar öyle özeldirler ki, plansız-projesiz, her zaman-her yerde söyledikleri zaman bile, seni alıp götürürler kendi dünyalarına. O yüzden onların her söylediği kaydedilip muhafaza edilmeli gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için.

(Sanırım Ferhat Göçer'in de özel bir ilgisi var ki Gülden Karaböcek'e, programlarına davet etmiş hep. Mesela bir Yılbaşı gecesi NTV'de yayınlanan "Oy Beni" türküsü düzenleme olarak da, yorum olarak da hiçbir stüdyoda aynı lezzete ulaşamayacak kadar profesyonelce bir kayıt. Youtube'dan izleyebilirsiniz.)

Gülden Karaböcek benim dönemimde arabesk söylüyordu. Zaten o dönemler gözüm Batı müziğinden başka bir şey görmüyordu. 80'lerden bahsediyorum. Sonra 90'larda popa döndü tekrar Gülden Karaböcek. Zaten yaptığına da ne kadar arabesk denilir tartışılır. Sonra geçmişe dönüşler yaparak tanımaya çalıştıkça Gülden Karaböcek'i, ne kadar benim sanatçılarımdan bir olduğunu anladım.

Pop Folk'la başlamış müziğe. Hatta Selda'ya rakip olarak gösteriliyormuş o dönem tarz olarak. Ve bana göre de türkülerimiz Gülden Karaböcek'in sesine bir başka gidiyor. Şöyle bir gerçek de var. Gülden Karaböcek her tarzı söyleyebilen bir ses olarak, her tarza kendi etiketini yapıştırıyor. Arabesk arabesklikten, türkü türkülükten çıkıyor ama daha deneysel ve daha dinlenebilir hale geliyor.

Gülden Karaböcek çoğunun bilmediği şekilde söz yazarı, besteci, enstrümanist ve düzenlemecidir. Tarzların dinlenebilir hale gelmesi de onun düzenlemeciliğindendir. Aslında müziğe anlam katmak, iyi bir müzisyenliğin yanında iyi bir müzik dinleyicisi olmayı da gerektirir. Gülden Karaböcek de onlardan biridir.

Bana göre Gülden Karaböcek Batı'da yaşayan bir sanatçı olsaydı, uluslararası düzeyde müzik dünyasının efsanelerinden biri olurdu. Çünkü o, her tarza kendi duygularıyla şekil verebilecek bir potansiyele sahip. Olmayan müzik piyasamıza rağmen Gülden Karaböcek olabildiyse, gerçek müzik piyasalarında müziğe daha derinden yön verebilirdi. Müzik bir yetenek işidir ve gerçekten duygu cambazlığı gerektirir. Cambazlık derken de samimiyetsizlik anlaşılmasın. Duygulara profesyonelce yön verebilmek anlamında diyorum ve Gülden Karaböcek de bu anlamda bana göre dünyadaki çok özel ses ve yoruma sahip 3-5 isimden biridir. Bazıları abarttığımı düşünebilir ama bir sanatçı kült hale gelmişse ve her kesime hitap edebiliyorsa, tereddüt edilecek bir tarafı yoktur o sanatçı ve hakkında söylenenlerin.

Gülden Karaböcek albüm yapamasa da (Çünkü para kazandırmayana albüm yapmıyor şirketler artık ve Gülden Karaböcek de yıllardır dilinde olan Rock albümünü yapamadı bu yüzden) müzik hayatına bir fiil devam ediyor. Ve onun değerlendirilmemesi müzik adına çok büyük bir kayıptır. İnanmıyorsanız YouTube'daki canlı kayıtlarına bakın, ne demek istediğimi anlarsınız.

Kült: Sanatsal manada özgün, özgür, kendi türünde tek ve bilgi kaynağı oluşturabilecek kapasitede olan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder