19 Şubat 2013 Salı

Hasta Ruhlu Eşcinsel Düşmanları!

Şeriatçı bir gazetenin türbanlı yazarlarından biri eşcinsellere verilen Türk çocuklarından dolayı eşcinsellere "hasta ruhlu eşcinseller" demiş. Bu cahillik ve nefret barındıran sözü sarf eden kişinin türbanını ve bulunduğu yeri belirtmemin sebebi ayrımcılık ve de ötekileştirme adına değil, sadece her zaman olduğu gibi eşcinselliğe karşı nefretin geldiği noktayı göstermek için.

Din eşcinselliği neden lanetler, neden eşcinselleri ötekileştirir, neden nefrete hedef haline getirir?
İnancı olanları rencide etmemek adına bunun sebebini, kaynağını araştırmayı insanların kendi kapasitelerine, kendi cesaretlerine, kendi iradelerine, kendi insiyatiflerine, kendi vicdanlarına bırakıyorum. İpucu olarak da heteroseksizmden başka bir şey demiyorum.

Peki;
İnsan neden heteroseksist, erkekçi, cinsiyetçi, ayrımcı olur?
İnsan neden çoğunluğa, güçlü olana dahil ve ait olmak ister?
İnsanın korkaklığının, özgüvensizliğinin sebebi nedir?
İnsanın donanımsızlığının, cahilliğinin, bilgisizliğinin sebebi nedir?
İnsanın bilgiye sırtını dönmesinin sebebi nedir?
İnsanın kapasitesizliğinin sebebi nedir?
Çevresel faktörler heteroseksizmi içiselleştirmede önemli bir etken midir ?
Bazıları heteroseksizme rağmen neden heteroseksist olmazlar?
Neden körü körüne dayatılana inanmaz ve baş kaldırırlar?
Heteroseksistlere göre sapmışlarsa, ahlaksızlarsa, neden ötekileştirilmelerine sebep olan vasfedilen unsurlara dayalı bir zararları olmamaktadır?
Bazı ötekileştirilenlerin, ötekileştirilmelerine rağmen ötekileştirme huylarının olmaması, ötekileştirmenin ne demek olduğunu bilmelerinden midir?
Bazı ötekileştirilenlerinse ötekileştirilmişliklerini kabul etmeleri ve ötekileştireni haklı bulmaları ötekileştirilmelerinden midir, ötekileştirenlerle aynı genetiksel yapıya sahip olmalarından mıdır?
Bir toplum, bilgi toplumu olunca akılcı olabilir mi?
Bilgi toplumu olma adına bir ışık olsaydı, şimdiye kadar ötekileştirme olmadan insanlar huzur içinde yaşamazlar mıydı?
Taşıma bilgisiyle ancak aydınlanma kapasitesi olanlar mı kendilerini  bulup doğasına uygun yaşayabilirler?
Olacak olan bütün engellemelere rağmen mi akılcı olur?

Ben artık bazı insanlara, eşcinselliği ve neyin hastalık olup-olmadığını açıklamakla faydalı olunabileceğine inanmıyorum. Heteroseksist ideolojiden kendisini kurtaramayıp doğal olanı, özgün olanı kendi çabasıyla bulma yetisi olmayan bazı beyinlere bir şeyi ne kadar anlatırsan anlat, inandırmak mümkün değil. Mesela hastalığın ne olduğu apaçık ortada olmasına rağmen eşcinselliğin hastalık olmadığına inandıramıyorsun. Çünkü o, bilime ve de akıl-mantığa göre hastalığı tanımlamıyor ki. Kendi beyinsel kapasitesi ölçüsünde içselleştirdiği heteroseksist ideolojiye göre tanımlıyor. Artık onun hayata bakış açısı heteroseksist formatlama yüzünden  farklı olan hiçbir şeyi kabul etmiyor.

Kimseye de sofu diyerek ötekileştirmek istemiyorum ama bir insan zararsız olduğu halde farklı olana niye öcü gibi bakar ki?
Doğal yaşam bir insana zarar vermek yerine huzur veriyorsa, insan bir şeyleri niye sorgulamaz ki?
Sorgulayamıyorsa bunun sebebini sadece çevresel faktörlerle-dayatılan heteroseksist ideolojilerle açıklamak ne kadar yeterlidir?

Çelişki tutarsızlık değil midir?
Niye bazı insanlar çelişkili ve tutarsız oluyorlar?
Bir insanın iyilikten güzellikten bahsederken nefret kusmasının, insan olan insanı kötülemesinin nasıl mantıklı ve sağlıklı açıklaması olabilir?
İnancın öneminden bahsediyor ama o inanç sevgi yerine nefret pompalıyor?
İnsanın sadece iyiliği kendine istemesi, insanlık çizelgesinin hangi noktasıdır?

Aslında bütün soruların cevapları hep aynı noktada buluşuyor. Hayatta ne kadar akılcıysan o kadar insancılsın, o kadar kendinden başkalarını anlayabilirsin.

Bir gün homofobinin hukusal bir suç olmaktan öte resmi bir şekilde hastalık olarak tanımlanması ve hastalıklı olduklarının ayırdına varamayanların yani homofobiklerin tedavisi kaçınılmaz olacaktır. O bir gün bilimsel bilginin hakim olduğu bir dünyada mümkün olacaktır tabi.

2 yorum:

  1. Çok umutsuzum. Bu durum bence asla değişmeyecek. Sorularına kendimce cevap aradım; belki de kendi hayatlarında yeterince mutlu değiller, idare ediyorlar, bir eşi var ve eşi saydığı adam aslında başka biri de olabilirdi. Onu tamamlayan, dolduran, eksiksiz kılan biri değil ve bu yüzden başkalarının hayatlarına sarmadan duramıyorlar. Bir eşcinsel beni neden rahatsız etsin diye düşünüyorum.. Ben mutluyum biriyle, sen mutlusun başka biriyle, neden kimi isteyip kimi istemediğimiz böyle büyük bir sorun çıkarıyor? Ne farkeder ya, önemli olan kısacık hayatımıza değerli birini katmak değil mi? Çok üzülüyorum, çocuğumun böyle nefret dolu, eşcinsel olsun olmasın kadınları, insanları incitip yoketmeye ve sıra dayağı atmaya meraklı bir dünyada büyüyecek olmasına çok üzülüyorum..

    Bir de nedir yani çözümleri? Sen istemediğin biriyle yaşayamazsın ki? Nedir yani, onlar bilmemne buluyor diye zorla istemediğin biriyle mi yaşayacaksın, mümkün mü bu? Nefret suçunu bile geçsek akıl mantık almıyor

    YanıtlaSil
  2. Ötekileştirmeyi sırf nefretle, karalama kampanyasıyla açıklamak yeterli değil. Her şey ne kadar insan olduğun veya olamadığınla alakalı. İnsan olmak ve insani unsurları barındırmak da yapı meselesi sanırım. İnsanda akıl ve mantık adına yeterli yeti olmayınca, onu geliştirmek de mümkün olmuyor. Yoksa bir insanı olduğu gibi kabul etmek ve sevmek o kadar zor olmasa gerek. Kısaca yapısal yetersizlik bunun adı. Zaten bilimsel araştırmalar da bir insanın boşsa boş olduğunu ve çok da yapılacak bir şey olmadığını kanıtlıyor.

    YanıtlaSil