17 Aralık 2012 Pazartesi

Eurovision Bahane, Asıl Karşıtlık Avrupalılık

Ben taktım kafayı bu Eurovision Şarkı Yarışması'nın yasaklanmasına. Yasaklanması diyorum, görün bakın, bunlar katılmadığımız için bu yarışmayı da yayınlamayacaktır artık. Çünkü yarışan ülkelerin artması sebebiyle iki yarı final yapılıyordu ve Türkiye'nin yer almadığı yarı final TRT ekranlarında yayınlanmıyordu. Bu bile TRT'nin ne kadar kültür-sanattan uzak ve egosal davrandığının göstergesi sayılmaz mı? "Ben yoksam, ben çok tutulmuyorsam, ben arada-sırada birinci olamıyorsam, ne işim var farklı kültürlerin ortamında" demek değil midir bu?

Kültür demişken, hani "ülkeler politik olarak birbirine puan veriyor" falan diyoruz ya, Türkiye 12 puanı kime veriyor söyler misiniz? Eğer "Türkiye Azerbaycan'ın kültürünün yansıması melodileri tanıyor, seviyor ve haklı olarak en yüksek puanı 'Gardaş'ına veriyor" diyorsanız, herkesin kendine benzer ve yakın bulduğu kültürlerin şarkılarını beğenme hakkı olamaz mı? İlla ki birbirine yakın olan ülkelerin kültürleri, şarkıları, melodileri birbirine benzeyecek, yakın bulduğu kültürü de sevecek ve oy verecektir. Diyelim ki komşuculuk yaptı ve müziğe siyaseti karıştırdı. Peki Türkiye Batı tarzı İngilizce şarkılarla yarışan Azerbaycan'a, sırf müziğini kendisine yakın bulmasından dolayı mı 12 puanı veriyor? Azeriler resmen Birinci olmaya oynuyorlar Batı kültürüyle onların anlayacağı şekilde yarışarak.

TRT'nin savunuları anlamsız ve çok çelişkili. "Sırf müzik düşmanlığı yapmak için bahane yaratıyor" diyeceğim ama aslında bahane bile yaratmıyorlar. Bakanı çıkıp açıklama yapıyor "kendi kararımız" diye. Acaba katılmayan diğer ülkelerin de Eurovision'a katılmama kararlarını Bakanları mı açıklıyor? Ben "TRT demek iktidar demek" derken bunu demek istiyorum. Yani bağımsız bir Devlet Radyo Televizyon Kurumu ne yazık ki yok bu ülkede. İktidarı ele geçiren tüm kurumları ele geçirip, herkesi de kendi ideolojisine alet etmek istiyor.

Şimdi gelelim asıl söylemek istediklerime;
Siz iktidardakiler,
çoğunluk oyuyla iktidara gelmiş olabilirsiniz,
ideolojileriniz olabilir,
şeriatçı olabilirsiniz,
dindar nesil yetiştirmek isteyebilirsiniz,
sanat düşmanı olabilirsiniz (Plastik sanatlara mesafenizi biliyoruz),
ahlakçı olabilirsiniz (Çıplaklığıa ve sekse sansürleriniz ortada),
cinsiyetçi  olabilirsiniz (Eurovision'a 4 veya 5 yıldır kadın sanatçı gönderilmiyordu çünkü. Hatta ben yayın hakkı alınmasına rağmen kadın voleybolunun yayınlarının verilmemesini veya hiç kimsenin izleyemeyeceği TRT Avrasya gibi varlığından bile habersiz olduğumuz kanallarda verilmesini de bu cinsiyetçiliğe bağlıyordum. Çünkü ülkemizi temsil eden ve takım sporlarında en başarılı olduğumuz bir spor müsabakasının yayınlanmamasının başka bir açıklaması olabilir mi? Üst düzey yöneticilerin kadın olmamasına gösterdiğiniz itinaya da şahidiz basından)
...
Listeyi daha da uzatabiliriz ama laf kalabalığı yaparak konuyu dağıtmanın alemi yok. Çünkü konumuz Eurovision ve Eurovison'un yasaklanmasına sebep olabilecek görsel ahlakçılık ve cinsiyetçilik.

Ama bu kadar keyfi olunmaz ki "şu anda yönetim hakkı elimizde" diye. Siz bu ülkeyi aldığınız oylara ve kendi kafanıza göre yönetemezsiniz. Geri kalanların da düşüncelerine saygı göstermek zorundasınız, onların da fikirlerini almak zorundasınız.

Diyebilirsiniz ki veya Bakan'ın benzer şekilde dediği gibi, "Eurovision dediğin bir şarkı yarışması. Olsa da hoş, olmasa da". Çünkü bu konuyla ilgili yazdığım yazıyı eleştirenlerden biri beni gerçek sorunlara duyarsızlıkla suçlamış. Yani biz bazılarının öncelikleri yüzünden kendi önceliklerimizi ertelemek zorunda mıyız? Nereden biliyorsun senin önceliğinin daha öncelikli olduğunu? Bana göre, bir çoğunun öncelikli gördüğü bir çok sorun, aslında heterokapitalist sistemin kendi yarattığı ve kitleleri kendi oyununa alet etmesinden başka bir şey değil. Aklı olan bir insan oturup anlaşmak, konuşmak varken savaşla mı çözüm yolu arar? Eğer iktidar olmak insanların, canlıların yaşama haklarına saygısızlık etmekse, ben o iktidara niye inanayım? Hümanist yaklaşım da Eurovisionsal bakış açımın yanında çok ağır kaldı değil mi? E hangi açıdan bakacağım o zaman ben olaylara, insanlara, yaşama? Sanata hayır, insancıllığa hayır! Bu mudur yani ciddi bakış açısı?

Hem ayrıca ciddi toplumsal sorunlar var diye sanatsal faaliyetlerin durması söz konusu olabilir mi? Tabi olay tamamen kendi dünyana kapanarak ideolojini güçlendirmek için insanları dünyadan soyutlamaksa, Eurovisiona da katılmayız, Avrupa Birliği'ne de. Oysa bana göre sanattan daha önemli bir şey olamaz hayatta. İnsan haklarından daha önemli bir şey olamaz hayatta. Çünkü insanın insancıllaşmasının tek yolu sanatın yumuşatıcı etkisidir. İnsanın insan olarak varolabilmesinin tek yolu haklarının teslim edilmesidir. Peki sanata kapılar kapatılarak, insanların hakları yok sayılarak nasıl varolacağız?

Ben iktidardakiler gibi varolmak istemiyorsam, onlar gibi bir sanat anlayışım yoksa ne olacak? Kimin umrundaki zaten? İnsan olmanın tek yolunun kendileri gibi olmak olduğuna inanmışlar, herkesi de buna inandırmaya zorluyorlar. Gerçekten şu anki iktidar ve TRT Kurumu olarak kim inanıyor Eurovision Şarkı Yarışması'nın önemine? Bülent Arınç da açıklamadı mı "katılıp-kaltılmamamız o kadar önemli değil" diye? Acaba bu yarışma en güzel sesli hafızların katıldığı yarışma olsaydı, hadi puanlama sistemi de Eurovision'daki gibi aynı olsaydı, gene katılmama kararı alır mıydı iktidarın TRT'si? Bülend Özveren bile Eurovision'a katılmama kararını doğru bulmuş ya, geldiğimiz noktaya pes diyorum.

Ben Eurovision'a kafayı niye taktığımı da açıklayayım. Ben de aslında kültürel anlamdaki şarkıların yarıştırılmasını mantıklı bulmuyorum ama TRT Kurumu 23 Nisan çocuk şenliğinde olduğu gibi kardeşlik, barış adına ülkeleri biraraya getirerek eğlence tertipliyorsa, yetişkinlerin biraraya gelerek eğlenmesine neden karşı çıkıyor ki? Ha puanlama da taraflı yapılıversin. Bu taraflılık hem sadece belli ülkelerin hakkı değil ki, herkesin hakkı. 40 senedir bir şey olmuyor da, şimdi mi kıyamet kopuyor.

Eurovision'a katılmama kararı iktidarın kendi politikasına uygun keyfi bir karardır. Yoksa Eurovision'un ve puanlama sisteminin kimseye zararı yok. Ben şu anki iktidarın kültürlerin kardeşliğine falan da inandığını zannetmiyorum. Yani bütün Avrupa ülkelerinin biraraya geldiği bir etkinlikte yer almamanın nasıl mantıklı bir açıklaması olabilir ki? Çünkü kendilerini Avrupa'dan saymıyorlar. Müzakereler neden askıya alındı zannediyorsunuz?

Onların gözü Türk ve Müslüman dünyasında. Türkçe olimpiyatlar düzenlensin, Türki Cumhuriyetlerinin katıldığı şarkı yarışmaları, halk dansları ve tiyatro etkinlikleri düzenlensin. Şehrimizde yıllardır düzenlenen dünyanın tek Amatör Tiyatro Festivali bile şu anki iktidar dönemi Belediye'si itibariyle kuşa döndürüldü. Çoğunlukla Türki Cumhuriyetleri'nden ekipler davet ediliyor artık. O da 3-5 tane.

Belediye Konservatuvarı'nda Modern Dans Kursları verilmeye başlamıştı dans sever bir hocanın çabasıyla. Gösteriden sonra "Biz kendi kültürümüzü öğretmek istiyoruz" diye Modern Dans Kurslarını iptal ettiler, yerine Halk Oyunları kursu vermeye başladılar. Oysa kulağımıza gelen gerekçe, Modern Dans kurs ekiplerinin gösteri kıyafetlerinin açık bulunmasıymış. Gerçekten iktidar ve kolları basit bulduğumuz bu küçük ayrıntılarla uğraşıyor. Çünkü onlar için varsa yoksa çıplaklığa ve sekse dayalı ahlakçılık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder