31 Ağustos 2012 Cuma

Hoşçakal Penisim!

Nihayet sıra bulup kalkmayan penisimle ilgili yaptırdığım testlerin değerlendirmesini alabildim üniversite hastanesi doktorlarından. Testleri isteyen doktorun bugün mesaisi olmadığı için başka bir doktordan aldım durum değerlendirmesini. Al birini vur ötekisine. Hiç birbirlerini aratmayacak kadar sorumsuzlar. Gene numaratör benden önceki sıraya takılıp kaldı ve yarım saat sonra monütörün ekranı kapandı. Sekretere sordum durumu. Bugün sıra alan hastalar gelmedikleri için doktor aşağıya inmiş. Doktorun kapısında beklemeliymişim, gelince görünebilirmişim. Aslında bu anlattıklarım çok gereksiz zaman kaybettiren lakırdılar. İnsanlarımızın hepsi böyle sorumsuz, vurdumduymaz değil mi? Oysa doktor odasındaydı ve numarasız hasta bakıyordu içeride. Ben kapının önündeyken orta yaşlı bir adam benden önce atıldı içeriye ve işini benden önce gördürdü. Sonra beni içeriye çağırdı doktor. Kapıyı kapatmadım. Adımı sordu, bilgisayara bakıp durumumu görmeden sorunumu sordu. "Çüküm kalkmıyor" dedim. Sonra kapıyı kapatmamı istedi. "Venöz yetmezliği var" dedi. Röntgenimi çeken doktordan algılayabileceğim şekilde bilgi almama rağmen, anlayamamış gibi yapıp, "Daha açık konuşur musunuz?" dedim filmlerdeki, dizilerdeki gibi. "Penisin kan tutamıyor" dedi. Doktorlar herkesin anlayacağı şekilde konuşsa, acaba kendilerini doktor gibi hissetmezler mi veya vatandaşın seviyesine inince saygı görememekten mi korkuyorlar? "Sana cinsel gücü arttırıcı ilaç yazacağım" dedi. İlaç da cinsel gücü arttırıcı ilaç denilince ilk akla gelen ilaç. "Peki tıbbi başka bir çaresi yok mu ilaç dışında?" dedim. "Mutluluk çubuğu" dedi. Düşündüğüm gibi, söylediğim gibi hastaneler insanın derdine çare bulduğu yerler değil, derdinin, sorununun ne olduğunu anlayabileceğin yerler. Onlar da anlaşılmaz doktorlar sayesinde değil, testleri yapan teknoloji sayesinde. Oturt o cihazların başına sıradan bir insanı, doktorun yaptığını eğitimsiz yapar. Çünkü cihazlar sonuçları normal değerleriyle birlikte veriyor. Sadece uzman doktorlar altına imzalarını atıp onaylıyorlar.

Tabi ki cinsel gücü arttırıcı ilaç kullanıp vücudumu kimyasallarla mahvtemeyeceğim, tabi ki heteroseksist erkekler gibi mutluluk çubuğu taktırmayacağım. Salak mıyım ben? Herhalde mutluluk çubuğu taktırsam, bu işi yaptıran ilk eşcinsel ben olurum dünyada. Çünkü eşcinselliğin çok fonksiyonlu cinsel işlevinden faydalanmak varken, penisine güvenerek eşcinselliğini gizleyen ve erkek geçinen aktif eşcinseller gibi, erkek olmaya çalışarak sürekli erektil halde bir penisle dolaşmak çok komik olurdu.

Kör alıcının kör satıcısı olurmuş. Ben de dişime uygun seks yapacak birilerini bulurum herhalde. Hem benim için ten temasından önce bile seyrederek bile orgazm olmak durumu varken, illa ki birilerinin içine girme mecburiyetim yok seks yapmak için. Hem ben eşcinselim ve "diğer" tarafıma yoğunlaşırım artık.

"Diğer tarafım" diyince aslında benim penisime koskocaman bir teşekkür etmem gerekiyor bana ve eşcinselliğe katkılarından dolayı. Çünkü beni gerçekten bu yaşıma kadar bedensel olarak yeterince tatmin etti, orgazm etti, boşalarak mutlu olmamı sağladı. En önemlisi de dediğim gibi eşcinselliğe katkı sağladı. Nasıl mı? Ben göründüğü üzere hep pasif eşcinsel zannedildim kibar davranışlarım ve ben farkında olmasam da etrafımın farkına vardığı feminen davranışlarım yüzünden. Her zaman derim ya, feminen veya değil, bir erkek bir erkeğe geliyorsa-gidiyorsa, ne kadar aktif ve de erkek geçinse de, o da her türlü muameleye hazır bir eşcinseldir. Heteroseksist bir dünyada çükü kalkan herkesin erkekliğin arkasına sığınması kaçınılmazdır. Eşcinsel olmayan ve kendini dürttürmek istemeyen bir erkeğin, bir erkeğin yatağında ne işi olabilir? Yakalanınca, "Ben onun çükünün olduğunu bilmiyordum" der gibi, "Ben onu kadın sanmıştım veya erkek sanmamıştım" bahanesinin arkasına sığınılır. Bu pasif zannedilen, çükü kalmadığı zannedilen eşcinsellerle erkek geçinenlerin dört duvar arasında neler yaşandığı bir bilinse, sanırım sokağa çıkacak erkek kalmazdı. İşte bu erkek müsveddeleri güven ortamı oluştukça, fazla zaman geçirmeden cinsel yönden tam anlamıyla kendilerini teslim ediyorlar. "Ben pasif bilinen bir eşcinselim ama beraber olduğum erkeklerin yüzde çoğunluğuna aktif oluyordum" desem ne derdiniz? İşte ben, yani penisim kendisiyle barışamayan aktif ve de erkek geçinen eşcinsellerin, cinsel yönelimleriyle barışmalarını sağladı. Bu eşcinseller belki dışarıya karşı açık bir eşcinsel olamadılar, olamayacaklar da ama, en azından kendi içlerinde eşcinselliklerini, neyi isteyip-istemediklerini çözdüler. Bundan sonra da cinsel hayatım, penissiz de bir cinselliğin olabileceğini göstermekle geçer. Yoksa cinsellikten vazgeçmek ne mümkün. Belki cinsel hayatını sadece cinsel organlarıyla yaşayanlar için, cinsel organlara dair cinsel işlevsizlikler insanı bunalıma sürükleyen bir durum olabilir ama işlev demek benim için çok yönlü olduğu için, gerçekten hiç ama hiç etkilenmedim artık penisimin sertleşmemesinden. Çünkü haddinden fazla kullandım penisimi. Çünkü normal cinsel hayatı olanın belki 20 katı cinsellik yaşamışımdır. Mesela istatistikler haftada "üç"ten bahsederler cinsel ilişki olarak ama "Benimki ortalama 20" desem, bu konuda fazla üzülmememin sebebini anlatmış olurum sanırım. Hem ayrıca "Benim penisim hiç kalkmıyor" diye bir durum söz konusu değil ki. Sadece eski gücünde değil. Yoksa işimi görüyor hala. Hem boşalma geç olduğu için, süre konusunda hiç sıkıntı yaşamıyorum.

Cinsel gücümdeki düşüklük zaten "pat" diye birden olmadı. Birkaç yıllık zaman diliminde giderek azalan performans sergiledi. Bu süreç belki şok yaşamamı engelleyen, herkesin de şok yaşamasını engelleyen, herkesin de başına gelen doğal bir süreçtir sanırım. Benim mahremiyete inançsızlığım ve duvarlarımın olmaması yüzünden daha bir kendimle barışığım ve bunu herkesle paylaşmakta bir sakınca görmüyorum. Hayatta en gurur duyduğum özelliğim de, sanırım insanlara cesaret vererek kendileriyle barışmalarını sağlayan heteroseksizme rağmen açık bir kimlik ve karakterimin oluşu.

"İnsan kendine ve yaptıklarına inanıyorsa, bunu ifade özgürlüğü kapsamında herkesle paylaşmalı" diye düşünüyorum. "Bakarsın yanlış bilinen ve insanlara zarar veren bir durumu bu açıklığım sayesinde düzeltebilirim" diye düşünüyorum. Çünkü ben bırakın erkek geçinen bastırılmış eşcinselleri, bazı açık eşcinsellerin bile eşcinsellerin penislerini kullanmadıklarına dair bir inanışla çok karşılaştım. Bana diyorlardı ki, "Sen eşcinsel olamazsın veya neden erkek olmuyorsun?" Oysa benim bedensel erkekliğimle cinsel yönelimimin direkt ne kadar alakası olabilir ki? Tabi "Becerebiliyorsan erkeksindir" diye bir düşünce hakim. Tamam bedensel olarak ben de erkeğim ama kendi cinsime ilgi duyan bedensel bir erkeğim. Ruhumun ise cinsiyeti yok, önemi de yok ne olduğunun. Hiç kendimi tanımlama ihtiyacı hissetmiyorum. Çünkü belli kalıplar, sınırlar içersinde yaşamak istemiyorum. Sınıfların, kategorilerin olduğu bir dünya benim özgürlük anlayışıma çok ama çok ters. Hayatta özgürlükten daha önemli bir şey olabilir mi? Özgürlük de benim için, içimden geldiği gibi yaşamak, kendimi içimden geldiği gibi ifade etmektir.

Yazımın başlığına "Hoşçakal Penisim" dedim ama aslında penisim yerinde duruyor, sadece eski gücünü kaybetti. O gücünü tamamen kaybetse de onu çok seviyorum. O benim bedenimin bir parçası. Kadın olsaydım da ondan kurtulmaya çalışmazdım. İnsan alışkanlıklarından vazgeçemez. Ben bedenime bir bütün olarak çok alıştım. Bedenim benim bir alışkanlığım. O yüzden hiçbir özelliğimden utanmadığım için değiştirmeyi de hiç düşünmedim.

4 yorum:

  1. evet birine aktif olduğunda veya ereksiyon halindeki penisin için "Sen eşcinsel olamazsın veya neden erkek olmuyorsun?" gibi şeyler söylerler komikler :)) hatta bazı insanlar durumu abartıp diyor ki madem kadınlara kalkmıyo o zaman önce kaldır sonra kadının yanına git ve gir belki değişirsin gibi absürtlüğün tavan yaptığı fikirler de çıkıyor böyle insanların olduğu bir gerçek ama benim hala aklım almıyor nasıl bu kadar salak olabiliyorlar yahuu :D

    YanıtlaSil
  2. ha bu arada ben maalesef sadece pasif eşcinselim aktif olmayı denemiştim ama beceremedim canım istemiyo hakim olma duygusu yok ama keşke çift yönlü gay olabilseydim diyorum

    YanıtlaSil
  3. herkes içinden geldiği gibi yaşama özgürlüğüne sahiptir. benim eleştirim senin de düşündüğün gibi eşcinsellik konusunda önyargıları olanlara.

    YanıtlaSil
  4. merhaba halil bey sormak istediğim birşey var viagra tarzı ilaçlar kullanmanız ereksiyonda iyileşme sağlıyormu

    YanıtlaSil