7 Temmuz 2012 Cumartesi

Eşcinselliği Her Şekilde Anlatmak İstiyorum

Kendimi bildim bileli, yani 20 yaşımdan önce yani 20 küsur senedir eşcinselliği anlatıyorum çevremdeki insanlara ve 3-4 senedir de bloğumda yazıyorum bu konuda. Ama yetmiyor bana. İnsanların cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalmamaları ve ölmemeleri için her yolu denemek, her türlü anlatımı kullanmak istiyorum. Çünkü eşcinsellik konusunda anlatmadığın sürece, heteroseksist bir dünyada anlaşılmak imkansız gibi bir şey.

Eşcinselliği anlatmak istememin tek sebebi LGBT'lerin insanca yaşamalarını istemem. Yoksa insanlar bilseler ve eşcinselliğe normal olarak baksalar neyini anlatacağım ki? Herkes cinsel yönelimin yapısına uygun özgürce yaşasa böyle bir anlatıma ne kadar ihtiyaç duyulur ki? Yoksa heteroseksizmin korktuğu gibi eşcinsellik öyle özentiyle falan etkilenilecek bir durum değil. Olsa-olsa eşcinsellikleriyle barışabilir eşcinseller eşcinselliği öğrendikçe.

Aslında tiyatral bir şekillde eşcinselliği anlatma düşüncem iki yıldır aklımda ama önceliklerimin daha çok okumak ve yazmak olmasından dolayı hep erteledim. Gerçi bir anlamda daha da bilgilenmiş oldum bu konuda okuyup-yazarken ve daha donanımlı olduğuma inanıyorum şu an. Anlatacak bir şeylerimin olması, daha verimli anlatım sağlayacaktır büyük olasılıkla.

Neler mi anlatacağım bu konuda? Eşcinselliğe dair ne varsa anlatacağım; Öncelikle eşcinselliği ve eşcinselliğe dair doğru ve bilimsel tanımlamalar yapacağım ama hemen belirteyim ki, bu anlatımım herkesin anlayacağı dilden, gerekirse halk dilinden mahremiyetsizce olacak belli ölçüler içersinde. Gerçi mahremiyetsizlikle halk dili çelişiyor gibi görünebilir ama bizim argomuzun mahremiyeti de bayağı tartışılır boyutta.

Kendi tanıklıklarımı da göz önünde bulundurarak eşcinsellerin başına gelen ayrımcılıkları anlatacağım. Şiddeti, cinayetleri, kısaca eşcinsellere karşı olan nefrete dair her ne varsa anlatacağım.

Toplumun eşcinselliğe bakış açısını her birimden anlatacağım, homofobinin iki yüzlülüğe sebep olan sebeplerini açıklayacağım.

Eleştirilerimden heteroseksist toplumdan çok eşcinseller payını alacak doğal olarak. Bu eleştiriyle eşcineller kendileriyle barışacak ve eşcinselliklerine daha güvenecektir saklanmak ve utanmak yerine. Çünkü bir insan kendisine nasıl davranılacağını kendisi belirler. Eşcinselliği anlatmam toplumu eşcinselle barıştırmakla beraber, eşcinsellerin kendileriyle yüzleşmelerini sağlayacak en çok yani. Kendimi eşcinsellerin yerine koyup itiraf edeceğim bütün gerçekleri en ince ayrıntısına kadar. Ne zaman itiraz gelirse eşcinsellerden, bir yerlere dokunduğum için, o zaman doğru yolda olduğuma inanacağım.

Nasıl mı anlatacağım? Önce ana başlıklar olacak eşcinsellik nedir, ayrımcılık, nefret, hak mücadelesi, eşcinselliğe hem içsel hem dışsal bakış açısı, homofobinin nedenleri, eşcinselliğin çeşitli konularla ilişkisi, v.s gibi...

Bunları anlatırken eşcinsellerin başına gelen komik olayları esprili bir şekilde, acı olayları samimi bir şekilde anlatacağım. Bu yüzden belki de oyunculuk tekniği falan istemiyorum doğallığımı yitirmemek için. Çünkü sadece, insanları sıkmadan olayları içten bir şekilde nasıl anlatabilirimin derdindeyim.

Aslında yaşadıklarım ve diğer LGBT'lerin yaşadıklarını hissettirmek istiyorum insanlara. İzleyenlere (Bu düşüncemi hayat geçirirsem ve izleyen birileri olursa ve tabi), farklılıklara karşı duyarlı olmayı aşılamak istiyorum. Tiyatroda yaşam biçimleri öğrenilip, hayat tiyatrosunda duyarlı olunmalı diye düşünüyorum. Çünkü eşcinseller, seyirci bir toplumun eşcinsellere karşı duyarsızlıklarından dolayı ayrımcılığa maruz kalıp nefret cinayetlerine kurban gidiyorlar, insanca yaşama hakları ellerinden alınıyor.

Gerektiğinde anlatımı daha da samimileştirmek için, görsel  ve işitsel sanatları da katmak istiyorum oyunun içine dans gibi, müzik gibi. Bazen misafir tanıklıklarla veya fotoğraf ve değişik materyallerle güçlendirebilirim anlatımımı.

Olayları anlatırken yeri geldiğinde aileye itiraf gibi, yeri geldiğinde mahkeme salonunda yargılanır gibi, yeri geldiğinde bir panelde soru cevap şeklinde, yeri geldiğinde okula yeni başlayan bir ilk okul öğrencisinin anlayacağı basitlikte ve samimiyette bir anlatım olacak. Yeri geldiğinde hesap sorulur gibi teslim olacağım, yeri geldiğinde bir misyoner gibi inatçı olacağım davamda. Kendim gibi olacağım ama onların anlayacağı şekilde olacağım. Tabiatın bana verdiği yaşama hakkıyla, heteroseksizmi alt etmeye çalışacağım kısaca.

İnsanların farklılıklara karşı, ve de kendilerine karşı empati duymalarını sağlayabilirsem ne ala. Çünkü biz karşımızdakiyle birlikte kendimizi de tanımıyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder