29. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması'nda birincilik ödülü (İranlı sanatçı Javad Alizadeh)
Eşitlikten bahsediyorlar ama erkeklerin üstünlüğünün kabul edilmesi gereken bir eşitlik bu. Diğerlerinin ikinci, üçüncü sınıf kabul edildiği, söz haklarının olmadığı, söz hakkının verilmediği, söz hakkının oluşmaması için her türlü engelin çıkarıldığı bir eşitlik. (Kimse haklarına sahip çıkmadığı, hakları için mücadele etmeyip erkekliği beslediği sürece söz hakkı verilmez de. Sonuçta erkekler dışında kalanlar da erkekçi. Herkes dünyasını erkeklik üzerine kurmuş, erkekliğin egemenliği dışında bir hayatın mümkün olamayacağına şartlandırılmış.) Erkeklik derken de kimse bedensel erkeklikten bahsettiğimi zannetmiyordur umarım. Kendini herkesten, her şeyden üstün tutan ve dünyayı sadece kendileri etrafında döndüren cinsiyetçi erkeklikten bahsediyorum.
Son günlerde kadınları sadece vitrin malzemesi olarak kullanan, farklı cinsel yönelimleri yok sayan ve iktidarı elinde bulunduran erkeklik, kürtajın yasaklanmasını isteyerek kadınlara ait olması gereken bir hak hakkında karar almaya çalışıyor. Niye bu kararı erkekler, erkek iktidar alıyor? Kadınlardan böyle bir talep mi gelmiş? Erkeklik, "Bizi bu halk iktidara getirdiğine göre her türlü kararı alma hakkımız var" mı demeye getiriyor lafı yoksa? Peki kararlar alınırken bunun eğrisi-doğrusu ne kadar göz önünde bulunduruluyor?
Erkeklerin kararlarının zaten eğrisi olmaz! İstenen 5 çocuk ya! Kadınlar ilkokulu bitirir bitirmez evlenerek başları bağlansın, çocuk doğurarak erkekliğe tamamen bağımlı hale gelsin. Eğitim sistemindeki 4+4.. kuralının da, kürtajı yasaklamak istemelerinin arkasında da kadını erkeğe bağımlı hale getirme ideolojisi yatmıyor mu? Hamile kaslın-kalsın doğursun, "5 çocuk ideali" de eskiden olduğu gibi 9'a veya 11'e çıkartılarak, herkes tamamen erkek yönetimine bağımlı hale gelsin.
Doğum kontrol yöntemi mi dediniz? Karnını doyurmaktan başını kaldıramayacak hale gelecek insanların aklına, doğum kontrolü gibi eğitsel yöntemler gelir mi acaba sonrasında? Ahlakçılıkla yönetilen bir kültürde insanlar nasıl bilimsel anlamda bilgilenip bilinçlenecekler? İşte istenen böyle bir düzen; Erkeklerin hakim olduğu, kadınların onların kölesi olduğu, her türlü farklılığın yok sayıldığı cahil ve düzensiz bir düzen. Aşk yok, sevgi yok, cinsellik de sadece erkekliğe hizmetten ibaret ve heteroseksüelce. Varolan tek şey erkekliğe saygı, erkekliğe itaat. Böyle düşünülmese insanların özgür iradeleriyle kendi hak ve güvenlikleri hakkında karar almasına engel çıkartmazlar, izin verirlerdi herhalde.
Kürtaj bir cinayetse, hangi amaçla olursa olsun barıştan uzak silahla düzenin sağlanmaya çalışılması da cinayettir. Oturup konuşmak, anlaşmak varken niye savaşarak çözüm bulunmaya çalışılıyor ki? Mesela benim silah yoluyla haklarımdan feragat edip, onların istediği şekilde yola geleceğimi falan mı sanıyorlar? Savaşın savunma veya düzeni sağlamak olduğunu iddia etmesin kimse bana. Masaya oturup sorunları adil bir şekilde halletmek varken, silaha sarılmanın haklı hiçbir gerekçesi olamaz. İnsanların özgürlüklerini ve haklarını gasp edip egemenliğini haksızlıkların üstüne kurarak kendi doğrularını dayatırsan insanlara, bir taraf istemese de başlayacaktır o savaş elbette. Dine göre kürtaj günah ve cinayetse, savaş çok mu mübah acaba?
Şimdi kürtaj yasaklanarak ailelerin mutlu-mesut, düzine-düzine çocuk sahibi olacağını mı zannediyor böyle bir uygulama başlatmak isteyenler? Tabi onların projesi 100 yıllıktır! İnsanlar zamanla onların yoluna girip, kürtajın cinayet olduğunu içselleştirecektir. Zaten erkekliğin temsilcileri buna inandıktan sonra kadınlar bu karardan zarar görmüş, mutsuz olmuş kimin umurunda? Öyle bir duyarlılıkları olsaydı, böyle bir açıklama yapılırken bile kadınların fikri alınmaz mıydı? Tabi kendi ayarlarında kadın vekilleri var ve onlara sormuşlardır, onlar da "okey"lemişlerdir böyle bir düşünceye.
Şehrimize Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı gelmiş ama gelme sebebi kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanıp kocalarının kahrını çekmek istemedikleri için boşanmalarını haklı görmek ve onları tebrik etmek değil, neden yuvalarını yıktıklarının sebebini öğrenmek, anlayacağınız yuvalarını kurtarmakmış. Bırakın insanlar neyi kurtarıp neyi yıkacaklarına kendileri karar versinler. Siz düzine-düzine çocuk yapın ve topluma örnek olun, insanlar işlerine gelirse size uyarlar zaten. Evlenip aile kurmanın ve çok çocuk yapmanın önünde engel mi var? Böyle bir engelin olması için, gelişmiş bir bir bilim toplumu olmanın yolunun, eğitimin yetiştirilebilmesi için az nüfustan geçtiğini bilen bir yönetimin olması gerekirdi iktidarda. İnsanlar liseyi bitirdikten sonra eğitim alabilmek için seçilmek zorunda kalıyorlar sınavlarla. 4+4.. kuralı sanırım bu seçilmeye gerek duydurmayacaktır. Çünkü eskiden olduğu gibi ilkokulu bitirir bitirmez kızların başı bağlanacağı için, üniversiteye talep de olmayacaktır artık. Böylece eğitim de sadece ülkeyi heteroseksizme uygun şekilde yönetecek erkeklerin çok kolayca ulaşabilecekleri bir ayrıcalığı haline gelecektir.
Egemen heteroseksist kültürler doğru geleneklere sahip olmayabilir, bireylerini mutsuz edip onlara zarar verebilir. "Özgürlük-özgürlük" deniyor ama insanların kendilerine danışılmadan alınan kararlar, çıkarılan yasalar ne kadar özgürlükçü olabilir ki? Amaç sanırım burada insanların insanca yaşaması değil de, herkese uygun olup-olmadığına bakılmadan ideolojilerin hayata geçirilmesi. Kürtajın yasak olduğu ülkelerde yasadışı yollardan kürtaj yapılmıyor mu, kadınlar çok mu memnun bu durumdan? Etrafımıza bakıp daha objektif kararlar vermemiz gerekmez mi?
Devlet tecavüz gibi istenmeyen sebeplerle doğan çocuklara sahip çıkacakmış. Çünkü bu istenmemezliğin sorumlusu cenin değil, tecavüze uğrayan veya kaza sonucu hamile kalan kadınmış. Yaşamak için yola koyulan ceninlerin hiçbir suçu olmadığı için, doğacak bu çocuklara Devlet baba bakacakmış dediğine göre ama, bu çocuklara istenerek doğurulmuş çocuklara verilen bir anne-baba sevgisini Devlet ne kadar verebilir acaba? İstenmeyen bir çocuğa annelik yapmanın ne demek olduğunu anlayabilir mi kürtajı yasaklamak isteyenler? Kürtajı yasaklamak isteyenler hiç hayatlarında tecavüze maruz kalıp bunun toplumsal yükünü üzerlerinde taşımışlar mı veya 5 tane çocuk doğurup çok çocuk doğurmanın ne demek olduğunu biliyorlar mı veya hiç kürtaj olmuşlarda mı sanki kadının keyfi bir cinayeti gibi kürtajı yasaklamaya çalışıyorlar?
Bu yasak heteroseksizmin kadına bakış açısının siyasi yansımasından başka bir şey değildir. Gerçekten doğacak bir canı düşünme konusunda samimiyet söz konusuysa, toplumsal sebepler yüzünden doğurmak istemediği bir çocuk ve sağlıksız gizli kürtajlar sebebiyle yaşamı riske giren kadınların düşünülmesi gerekmez mi öncelikli olarak?
Diyanet de annelerin kürtaj yoluyla hamileliklerine son verme haklarının söz konusu olmadığını, onların çocukları dünyaya getiren birer emanetçi olduğunu söyleyerek "haram" gerekçesiyle fetva vermiş. Biz de öyle söylüyoruz ya; "Anne-baba bizi dünyaya getiren sadece birer aracıdır" diye. Peki Devlet'in kendisi de dahil olmak üzere kurumsal hale getirdiği ailenin hayat boyu bireyler üzerinde söz söyleme hakkı nereden doğuyor? Bırakın o zaman insanlar bedenleri ve yaşamları hakkında kendileri karar versinler. Tabi heteroseksizme göre ahlakçılık görevsel bir sorumluluk. Siyasi dayatmaların dini kurumlarla desteklenmesi, yönetim şeklimizin veya nasıl yönetilmemiz gerektiğinin de bir ifadesi sayılmaz mı?
Bu arada Arjantin hükümetinin aldığı bir karar yürürlüğe girmiş. Bundan sonra insanlar kendilerini nasıl hissediyorlarsa, doktor veya mahkeme kararı olmadan cinsiyet kimlikleri o olacakmış ve resmi hüviyetlerine de öyle yazılacakmış. Olması gereken de bu değil mi ama? İnsanların kürtaj yaptırma hakkı canlının yaşama hakkına bir müdahaleyse, insanların hissettikleri kimliklerini yok saymak da insanın yaşama hakkına bir müdahaledir. İnsan haklarına bu kadar saygılı ve duyarlıysanız bırakın cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliği farklı olanlar da kendileri hakkında içlerinden nasıl geliyorsa öyle karar alsınlar, öyle yaşasınlar. Eşitlik ve özgürlük kendin gibi olmayı herkese dayatmak değildir. İletişim ve bilgi çağında kürtajı yasaklamak, eşcinselliği, transseksüelliği yok saymak özgürlük ve eşitlik anlayışıyla bağdaşmaz. Şayet amaç gündem yaratıp bir şeylerin üzerini kapatma çabasıysa, yanlış ata oyun oynadıkları için kendileri kaybederler.
Hükümetin kürtajı yasaklama çabası ve eşcinsel-transseksüel haklarını aynı potada konu etmemin sebebiyse, heteroseksizmin bütün ahlakçı ve cinsiyetçi politikalarının tek dayanağının her zamanki gibi gene din, iki konunun da gündemde olması ve iki konu hakkındaki alınmak istenen kararların özgürlük ve yaşama hakkıyla çelişmesi. Çünkü kürtaj bir cinayetse, kadının bedeni üzerinde kendine danışılmadan kararlar alarak onun ölümüne sebep olmak ve eşcinselleri, transseksüelleri yok sayarak, kendi kimliklerine göre yaşama haklarını ellerinden almak da bir cinayettir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder