23 Haziran 2012 Cumartesi

Eşcinseller "Arıza" mı Sever, "Arıza"ya Mahkum mu Olurlar?

Dün gece sokakta bir transseksüel arkadaşla karşılaştım. İki kadınla evlilik yapmış, her kadından yetişkin çocukları olan bir transseksüel bu. Şu anda fuhuş sektöründe çalışıyor ama son ailesiyle ilişkisini hiçbir zaman kesmemiş, kesmeyi de düşünmüyor ama kendisini bir erkekle evli kabul ediyor. Çünkü resmi nikahı olmasa da gerçek anlamda sevdiği ve gönülden bağlı olduğu bir erkek. Anlayacağınız heteroseksizme göre karşı cinsle resmi nikahlı ama gönülden de bir erkekle evli. Sevgilisi-eşi şu anda "içerde"ymiş. Sebebi de bi' adamın gözünü çıkarmış. "Ne işin var psikopat biriyle?" diyorum. "Seviyorum, O da beni seviyor." diyor.

Hayatım boyunca eşcinsellerin hep böyle psikopat kişilerin kendilerini sevdiklerine inanmalarıyla karşılaştım, hala da karşılaşıyorum, eşcinsellik normal kabul edilmediği sürece karşılaşacağım da. Sahte sevgilerle, aşklarla kendilerini kandırdıkları gibi, kendilerini dikkatli olmaları konusunda uyaranları da aşklarının gerçek olduğuna inandırmaya çalışmıyorlar mı, işte buna çok üzülüyorum. Bazen dikkatli olmaları konusundaki uyarıları yanlış anlayıp ters tepki bile verebiliyorlar. Aşklarının kıskanıldığını falan zannediyorlar.

Ben bu durumu sevgisizlik, aşksızlıktan dolayı çaresizlik olarak tanımlıyorum. Eğer gerçekten arızalı insanları sevmeleri konusunda saplantıları varsa, bu da normal bir şey değil. Başkalarına veya kendine şiddet uygulayan bir insana karşı nasıl sevgi, aşk, sempati duyulabilir ki? Eşcinsellik normal karşılansaydı, ben eşcinsellerin de şiddetten uzak insanları tercih edeceklerine inanıyorum, inanmak istiyorum.

Sevgiye, aşka dair bu tür seçimler sadece eşcinsellere mahsus bir davranış şekli değil. Fuhuş sektörü gibi toplumun öteki konumunda yer alan alanlarda da bu tür seçimlere rastlıyoruz. Ötekinin ötekisiyle buluşması diyebiliriz buna ama ötekiler arasında genetiksel de olsa fark söz konusu. Sabıkalıların durumu belki yapılarından kaynaklanan, belki çevresel faktörlerin etkisiyle oluşmuş engel olamadıkları arızalı bir durum olabilir ama eşcinsellerin cinsel yönelimlerinin en azından saldırgan bir durumu söz konusu değil ve o yüzden eşcinsellerin ötekileştirilmesi kesinlikle hak ettikleri bir konum değil.

Şimdi burada psikopatlara karşı bir ayrımcılık yaptığım falan zannedilebilir ama psikolojik kaynaklı da olsa şiddete dayalı ve ölümle sonuçlanabilecek bir yapıyı kim kabul edebilir ki? Müdahale edilmesi gereken bir durum varsa, bu eşcinsellerin aşk ve sevgi ihtiyacı sebebiyle onlarla paylaşım yaşayarak halledilebilecek bir durum değil bu durum.

Ayrıca hangi eşcinsel ve benzeri konumdaki ötekiler bu psikopatlarda aradığı aşkı bulabilmiş ki? Sahte sevgi ve aşkların bedelini canlarıyla ödeyerek zararlı çıkan hep eşcinseller olmamış mıdır? Aynı eşcinseller gibi psikopatlar da eşcinselleri zorunlu bir liman olarak görmektedirler. Üstelik eşcinseller sadece sevgi ararlarken, psikopatlar onları sevgi kandırmacasıyla maddi olarak enayi gibi kullanmaktadırlar. Haa, eşcinsel olan taraf dışında da sevgi olarak yaşanan bir şeyler yok mudur? Neden olmasın ama bedelini canınla ödeyeceğin aşk denemesine girmeye değer mi? Bence değmez. Hastalıklı bir sevgiye razı olmaktansa, sevgimi içimde tutarak kendime olan saygımı kaybetmem daha iyi. Çünkü benim cinsel yönelimim psikopat bir aşk ve sevgiden daha fazlasını hak ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder