7 Mayıs 2012 Pazartesi

Heteroseksizme Geçirmenin Zafer Sarhoşluğu!

Kendisiyle barışamamış eşcinsellerin bir-iki özelliğinden bahsedeceğim. En önemlisi, boşalıp orgazm olmadan önce erkekliklerini unuturlar, cinsel arzularının etkisiyle eşcinselliği kötü bulmazlar. Ne zaman boşalıp tatmin olurlarsa, kendilerinden, eşcinselliklerinden nefret etmeye başlarlar, tiksinirler, uzaklaşırlar seks yaptıkları ortamdan. Pişman olurlar ve tövbe ederler bir daha eşcinsel ilişki yaşamamaya. Bir saat bile geçmeden cinsel arzuları yeniden depreşirse, bu nefret yerini gene dayanılmaz seks arzularına bırakır. Kendileri de farkındadır bu çelişkinin ama içselleştirdikleri heteroseksist değerler onları bu çıkmaza iter. Eşcinselliğin nefret edilecek bir şey olmadığını bilirler ama nefret edilmesi gerektiğine ister-istemez şartlanmışlardır heteroseksist sistemden dolayı. O yüzden gerçeklerle yüzleşmek, eşcinsellikle-riyle barışmak kolay değildir onlar için.

Kendileriyle barışamamış gizli eşcinseller açık eşcinsellerden nefret ederler, nefretlerini şiddetlendirebilirler bile o kişilere karşı. Çünkü açık eşcinseller aynadır onlara ve "ibne, top" diye sanki haykırmaktadır suratlarına-suratlarına. Tabi ki bu nefret kendilerine, eşcinselliklerine olan nefretten başka bir şey değildir. Açık eşcinsellerden nefret edince, eşcinselliklerinden kurtulamayacaklarını bilirler ama heteroseksist dünyada eşcinsellikle barışmak o kadar kolay olmadığı için, cinsel arzularını tatmin ettikten sonra eşcinsellikten uzak durmaya çalışırlar.

Bugün eşcinselliğiyle barışamamış ama eşcinselliğini de yaşamadan duramayan bir arkadaşım, "Erkek olarak geçinen bastırılmış eşcinsellere aktif olmayı çok seviyorum. Hatta onlarla beraber olduktan sonra kendimi kötü hissetmiyorum, pişmanlık da duymuyorum." dedi. Bu bir "gerçekten beraber olmak istediğin eşcinsel tipi"yle beraber olmanın verdiği bir tatmin midir, yoksa kendisi gibi bastırılmış olan eşcinselleri gerçek eşcinsellik safına katmanın zafersel mutluluğu mu? Çünkü eşcinsellik kabul edilmiyor ve herkes kendisi gibi bastırılmış eşcinsel ve erkek geçinen olduğu için kendi kimliğini gönül rahatlığıyla gerçekleştirememenin huzursuzluğunu yaşıyor ya, herkes eşcinsel olsa o da eşcinselliğinden rahatsızlık duymayacak. "Eşcinsellik" denilince pasif cinsel ilişki akla geldiği için de, bütün erkek geçinenlerin sahte erkeklerini onlara karşı aktif olarak bitirerek, kendi eşcinsel kimliğine karşı bir tehdit bırakmayacak bu sayede. Zaten eşcinseller yaşadıklarından çok, yaşadıklarının bilinmesinden korkmuyorlar mı? Eşcinselliklerine dair aşağılayıcı ve dışlayıcı bir unsur kalmayınca da eşcinsellikleriyle barışacaklar.

Ben de hangi deliğe olursa olsun girmenin erkeklik sayıldığı bir toplumda, hem fiziksel hem de duygusal anlamda eşit olarak eşcinselliğimi tam anlamıyla yaşayamadım. Mümkün mertebede tatmin olabilmek için hep sunulan kadarıyla yetindim ve eşcinselliğimi toplumsal cinsiyet bazında yaşadım ama eşcinselliğin toplumsal cinsiyete göre değil de, erkek-erkeğe (Kadın eşcinseller alınmasın lütfen) yaşanan bir cinsel yönelim olduğuna inandığımdan, elimden geldiğince cinselliklerimi karşılıklı olarak eşit yaşamak için çaba sarf ettim. En büyük hazlarımı, mutluluklarımı hep bu "eşit yaşama"larda tattım. Erkek geçinenlerin havasını söndürmekten ben bir zafer sevinci yaşamadım mı? Yaşadım ama bu beraber olduğum kişilere karşı değil de, heteroseksizme karşı bir zafer mutluluğuydu.

Eşcinselliği her anlamda pasiflikten kurtarırsak, eşcinseller de eşcinsellikleriyle barışacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder