Din heteroseksist dünyada, özellikle heteroseksizmin ağırlığının daha hissedildiği toplumlarda en hassas konudur. Çünkü insanları üstü örtülü dayanaklarla, bilinmezlerle, mahremiyetle, kutsanmışlarla yola getirmek, kendine-birbirine benzetmek de diyebiliriz, daha kolaydır. Çünkü bilimsel dayanaklar yanlışlanabilir, zaman ve şartlara göre anlam değişmesine uğrayabilir ama olması gereken de bu değişkenliktir zaten. Her şeye doğru dersek, ne kadar doğru olabilir veya her doğru herkese, her yere, her şeye, her zamana uyabilir mi? Ama bu farklılık ve değişkenlikler bireysel özgürlüğü, ayrı baş tutmayı da beraberinde getirir. Bu da heteroseksizme çok aykırıdır. Çünkü erkekliğin en güçlü olduğu dünyada, heteoseksizm başkalarına, ötekileştirilenlere, ötekilere, farklılıklara eşitlik vererek egemenliğini niye kaybetsin ki?
Evet heteroseksizmle doğru orantılıdır din ve/ya inanç biçimleri.
"Din genel olarak, doğaüstü bir nitelik taşır, mukaddestir, değişmezdir (dogmatik) ve gönülden bağlanmayı yani teslimiyeti gerektirir." tanımlamasıyla karşılaşıyorum internette de.
Din diyince benim aklıma da hemen gelen;
Din sorgulanmayandır.
Bir şey neden kutsallaştırılır ve de sorgulanamaz acaba?
Doğruluğundan çok eminseniz, dine karşı bu korku ve hassasiyet niye?
Sorgulanınca "iki kere iki dört" çıkacaksa inanmak daha kolay olmaz mı?
Ayrıca bilinen, görünen ve içinde hiç tereddüt barındırmayana şeye inanmak daha sağlıklı değil midir?
Hem şeffaf bir "doğru" olursa, herkes kafasına göre bir tarafa çekmez, çıkar ve kötü amaçlı kullanamaz dini.
Niye zorlaştırılır ki din?
Özellikle içinde yaşadığımız kültürde niye anlaşılmaz hale getirilir ki?
İlla ki benim Arapça bilmem, öğrenmem mi gerekiyor ibadet yapabilmek için? Arapça kutsal da benim doğuştan öğrendiğim dil mi çok az mı kutsal?
Kendi dilimizde bir inancımız olsaydı, yorumsal çeviriler olmaz ve herkes kafasına göre konuşmazdı.
Niye biz inancımızı bildiğimiz ve anladığımız dilde gerçekleştiremiyoruz?
Araplaşmamız mı gerekiyor bunun için?
Araplaşabiliriz sorun değil de, o kültür bana uymuyorsa ne olacak?
Kültürel değişim konusunda yapıma uymadığı halde niye fedakarlık yapayım ki ? O kadar kolay mı bu?
Dinde (Tabii de kendi kültürümüzdeki dinden bahsediyorum) Araplaşmak, anlamasan da Arap dilinde inanmak ve ibadet şart mı?
Dünyada kaç ülke vardır kendi dili dışında ibadet yapan veya dini olan acaba?
Kendi dilinde inanmak ve ibadet etmek günah mıdır?
İnancımı bildiğim dilde gerçekleştirirsem kabul edilmez mi?
Yoksa sorgulanmaması için mi Arapça ibadet yapılıyor?
İnsanları anlamadıkları bir dilde inandırmak daha mı kolay oluyor yoksa?
Bizim dilimize karşı estetiksel kaygılar mı var?
Hangi akıl ve mantık dahilindedir ki bu durum?
Birileri bana cevap verirken akıl ve mantık çerçevesinde cevap versin yalnız. "Böyle isteniyor, böyle olması makbule geçendir, böyle olursa kabul edilir" gibi nedensiz cevaplar vermesin.
Yoksa dinde akıl ve mantık aranmayıp sadece denilen mi yapılır?
Kendine uymasa da, acı verse de illa ki sadece denilenler mi geçerlidir?
Adaletsizlik değil mi o zaman bu?
Dinde eşitlik ve adalet yok mu peki?
Mesela ben eşcinselim ve heteroseksüel olarak yaşayamam. Din eşcinsellik "günah" dediği için bana bahşedilen bu yaşamı red mi edeyim? Aslımı inkar mı edeyim? Rol mü yapayım, sahtekarlık mı yapayım? Bunu mu istiyorsunuz? Eşcinsel olmayan karşı cinslerle evlilik yaparak onları mutsuz mu edeyim? "Ben eşcinselim ama heteroseksüel olmaya çalışıyorum" desem, karşı cins heteroseksüeller ne der bu duruma? Yoksa yalancılık dine aykırı olmasına rağmen "heteroseksüelim" diye hem kendimi kandırayım, hem de heteroseksist dünyaya yalan mı söyleyeyim?
Din heteroseksizm paralelinde yalana göz mü yumuyor yoksa?
Yapısı uymasa da heteroseksizme dahil olmaya çalışanlara din tolerans mı geçiyor?
Yoksa din sadece heteroseksüellerin bir inanç şekli mi?
Heteroseksüel olmayanların ayrımcılığa maruz kalmadan, ötekileştirilmeden heteroseksüeller gibi yaşama, ibadet etme ve inanç hakları yok mudur?
Peki kendisine uymayanları, kendilerine benzetmeye çalışmak ne kadar doğru ve sağlıklıdır?
Bir şeylere zorlanarak doğru ve mutlu insan olunabilir mi?
Mesela eşcinsel olarak din beni ne kadar kabul edebilir?
Ya eşcinselliğimi bastırıp yalancı ve mutsuz bir dindar olacağım, başkalarını da mutsuz edeceğim, ya da bir eşcinsel olarak yaşarsam ötekileştirilip ahlaksız ilan edileceğim.
Tıpkı dindar bir gazetenin Meral Okay'a "O Kadın Öldü" diyerek ölüsünü bile ötekileştirip hedef gösterdiği gibi.
Gerçekten dinde heteoseksizme uymayanları ötekileştirip ayrımcılık yapma lüksü mü vardır?
Din kutuplaşmalar üzerine mi kuruludur?
Barış ve kardeşlik, sevgi ve saygı sadece kendine benzeyenlere ve sözde midir?
Din "Kendinize benzeyenleri sevmeyin, onlara ayrımcılık yapın, başlarına bir şey gelince 'Oh Olsun!' diyin" mi diyor?"
Demiyorsa siz hiç, eşcinseli dışlamayı boş verin, ondan nefret etmeyen kaç dindar gördünüz?
Hele bunu kitleler-ine ulaşıp nefreti iyice körükleyen gazeteler ve televizyonlar yapıyorsa, Devlet de buna sesini çıkarmıyorsa, bu nasıl bir sevgidir, bu nasıl bir dindir?
Dindar bir kişinin eşcinsellikten nefret etme hakkı var mıdır? Nefret ederse etsin bana ne de, bu nefreti dışarıya kusma hakkı var mıdır?
Ben de beni kabul etmeyen şeylere karşı nefreti mi kusabilir miyim?
Ama onların kutsalları çok hassastır ve tahrik olur!
Bizim, eşcinsellerin veya tüm ötekilerin kutsalı, onlarınkine benzemediği sürece kutsal değildir ve saygıyı, eşitliği hak etmez!
Kusura bakmayın ama ben kendim olmaktan vaz geçemem. Çünkü ben, ben olmadıktan sonra sevgimin bir anlamı olmaz. Ben heteroseksüel olarak, yani eşcinsel-kendim olmayarak sevgimi ortaya çıkartamam. Olmayan, yok sayılan bir kişinin sevgisi mi olur, ne kadar samimi olur? İçinde benim sevgime yer vermeyen bir şeye de inansam ne olur, inanmasam ne olur. Beni, ben olarak kabul etmeyen hiçbir şeye de inanamam.
Doğru veya yanlış benim bir hissim var ve içinde sevgi-saygı barındırıyor üstelik ve hiç kimseye zararı yok. Ben bundan niye vaz geçeyim ki? Vaz geçince ne olacak hem? Birilerine katkısı mı olacak. Hayır. Birileri öyle istiyor diye de kendimden, eşcinselliğimden vaz geçemem. Çünkü ben, ben olursam kendime katkısı olacak, mutlu olacağım. Birilerini mutlu edeceğim diye de mutsuz olamam. Çünkü ben mutsuz olunca, birileri de mutlu olamayacak. Faydasız bir şey yapmanın da hiç mantığı yok. Evet akıl ve mantık diyorum, başka bir şey demiyorum. Başka hiçbir şeyde de yokum!
Hem eşcinsel olunup, hem de dindar olunur mu?
Eşcinsel olarak doğulduğu için her halükarda eşcinsel olunur da, "eşcinsel dindar olunur diyenler" kendi dinini yaratmış demektir. Bildiğimiz kadarıyla dinlerin hiçbiri eşcinselliği kabul etmiyor. Ama eşcinselliğinden kurtulamayan ve de yetiştiği kültürün etkisinde kalan eşcinsellerimiz, iki arada bir derede kalıyor ve ikisini birarada yürütmeye çalışıyorlar. Günahkar olma ve de günah çıkarma arasında gidip geliyorlar işte.
İnanç bir gereklilikse, eşcinseller niye inanmasınlar ki? Cinsel yönelimi heteroseksüel olanların din özgürlüğü varsa ve eşcinsellik de cinsel yönelimlerden biriyse eşcinsellerin neden din özgürlüğü olmasın ki? Yalnız hem dindar olup, hem de doğal hayatı yaşamak günümüz dinlerine uygun değildir. Günümüz dinleri eşcinselliği reddettiği için, eşcinsellere de günahkar gözüyle bakılıyor ve tövbeye gelmesi isteniyor en fazla. Yani eşcinselliğinden vazgeçmek koşuluyla dindar olabilirsin. (Dindar kelimesini kullanırken, dinine çok bağlı olmayı kasdetmedim.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder