22 Mart 2012 Perşembe

Siz Kimsiniz Homofobikler!

Eşcinselliğe Musallat Olan Heteroseksizm

İnsan düşmanı-eşcinsel düşmanı, kendisiyle barışamamış, kendisine olan nefretini aynada gördüklerine kusan homofobikler, siz kimsiniz de inandığınız sisteme benzemiyor diye eşcinselleri ötekileştirip, eşcinselliği ahlaksızlık veya hastalık veya günah ilan ediyorsunuz ki? Size bu yetkiyi kim veriyor? Eşcinseller bir şey mi yaptı size? Ne yaptı eşcinseller size söyler misiniz ? Yoksa bastırdığınız ama ortaya çıkartmaya korktuğunuz bir şeyleri mi hatırlatıyor size eşcinseller ?

"Egemenlik bizde, güç bizde" diye kendi değerlerinize inanmayanlara nefretinizi kusacaksınız ha? Değerleriniz o kadar sağlamsa bu korku niye? Demek ki nefretinizin haklı bir gerekçesi yok ve de değerleriniz sadece çoğunluk gücüne dayalı ki, gerçeklerin ortaya çıkmasından ve değerlerinizin sarsılmasından korkuyorsunuz.

Aklı başında ve mantıklı olan bir insanın ne korkuları, ne de korkuya dayalı nefreti olur. Kendine inanan kişiler kendilerine güvenir. Ancak kendisi olamayanlar gücünü doğa ve bilim dışı "şey"lerden alır. Birey olamaz bunlar, tek başına hareket edemezler. Çünkü kendilerini, düşüncelerini, inandıklarını savunabilecekleri bilimsel bir dayanakları yoktur. Sadece arkalarında bilimden uzak bir çoğunluk vardır. İşte bu yüzden sadece bastırılmışlıklar değildir bu nefretin sebebi. Gerçekleri kavrayamayacak kadar dar bir kapasitenin getirdiği yobazlık da mevcuttur. Bu darlık korkuyu da beraberinde getirecek, gerçeklere-doğaya yabancı bırakacak, sadece öğrendiği ve bildiği şeylere inanmasına sebep olacak, diğerlerini de korktuğu için ötekileştirecektir. Bilinç altına yerleştirilmiş korku da kapasite darlığından hiçbir zaman tedavi olamayacak ve hep korkacak, hep nefret edecek, hep nefret kusacak, nefretini şiddete dönüştürecektir direkt veya dolaylı yollarla.

Kendisi her türlü hakareti yapacak, her türlü kötülüğe sebep olacak ve bunu da değerleri adına yaptığı için vicdanı hiç sızlamayacak. Çünkü kendi adına yaşamadığı için, savaşını da başka şeyler adına vermektedir. Ama sırtını dayadığı değerlere bir laf edildiği zaman da, bunu tahrik olarak algılayıp fütursuzca saldırıya geçecek. Çünkü arkasında cesaretin kaynağı cehalet var.

Niye insan körü-körüne bir şeylere inanır ki? Çünkü o kadarını öğrenmiş, o kadarını biliyor ve başka şeylerin olabileceğine ihtimal vermiyor. Yapısal olarak da yeniliklere, farklılıklara, kendisinden başka olan şeylere kapalı. Sistem de kendini açmaması için koşullandırmış zaten ve yeniliklere, farklılıklara tüm yolları kapatmak için elinden gelen gayreti de gösteriyor.

Kendinize güveniyorsanız bırakın insanlar doğrusunu kendisi bulsun, bulacaktır da. Siz sadece şu anda gerçeklerin ortaya çıkmasını biraz geciktiriyorsunuz. Yoksa "eşcinsellik hastalık ve ahlaksızlık" diyince, eşcinsellik yok mu oluyor, eşcinseller eşcinselliklerini yaşamıyorlar mı? Hem de dibine kadar alasını yaşıyorlar. Siz sadece meşrulaşmaması için elinizden gelen gayreti gösteriyorsunuz ve bu yüzden-bastırılmış özgürlükler yüzünden de içsel çatışmaların nefret şeklinde dışarıya yansımasına sebep oluyorsunz. Sizin yaptığınız işte bu. Yok yere nefret ve şiddet yaratıyorsunuz. Yoksa sizin eşcinsellikle barışamamanızdan bana ne, ama bunu dışarıya kusmaya, ortalığı karıştırmaya hakkınız yok.

Ha sizin heteroseksüelliğiniz, ha benim eşcinselliğim, bence yok birbirinden farkı ve üstünlüğü. Ama siz böyle ayrımcılık ve haksızlık yaparsanız, beni susturmak için inanç-değer ve kültür adını verdiğiniz çoğunluk bir heteroseksizminiz olsa bile, ben de "heteroseksüellik doğaya aykırı" diyerek kendi inancıma göre düşüncelerimi ifade ederim; Bana göre de heteroseksüellik aslında doğaya aykırıdır. Sadece üremek için çiftleşir insanlar. Yoksa bir kadınla erkeğin uyumluluğu söz konusu değildir. Zaten erkeğin güce dayalı zorbalığı sonucu kadın ve erkeğin bir aradalığı en baştan yanlıştır. Erkek "Ben güçlüyüm, sen bana itaat edeceksin" diyor kısaca. Kadın da bu baskıya, zulme ne kadar dayanabilir ki? Kavgalar, çatışmalar cinayete kadar gidiyor görüldüğü üzere. Oysa bir erkek bir erkekle, kadın da kadınla beraber olsa, bilgi toplumu olunamayan toplumlarda bile en azından fiziksel güçler eşit olduğu için hiç kimse hiç kimseye güç yeterliliği yapamayacaktır. Gündelik hayatta en çok kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle paylaşmıyor mu hayatı. Bu kapalı toplumların ahlaka dayalı mahremiyeti olarak düşünülebilir ama bunu sadece mahremiyetle açıklamak yeterli olamaz. Daha fazlasını bilinç altlarınızı kontrol ederek kendi-kendinize halletmenizi tavsiye edebilirim.

"Ama ben eşcinsel değilim." seslerini duyar gibiyim. Eşcinsellik bir tercihse, siz de tercih edebilirsiniz canım. Nasıl olsa eşcinseller eşcinselliklerini iddia ettiğiniz üzere tercih ediyorlar ya çay-kahve tercih eder gibi, siz de tercih ediverin ne olacak? Edemez misiniz? Bir deneyin canım? Yapamazsanız tedaviye göndeririz sizi. Hem alışır gidersiniz. Eşcinsellerin çoğu nasıl heteroseksizmin dayatması sonucu evliliğe mecbur bırakıldılarsa, aslında heteroseksüelleri de eşcinsel evliliğe zorlayacaksın, tercihin ne demek olduğunu belki o zaman anlarlar. Aslında şikayet edeceklerini de hiç zannetmiyorum. Çünkü doğanın tek gerçeği eşcinsellik. En başta içselleştirdikleri heteroseksist yapıyı üzerlerinden atıncaya kadar biraz zorluk çekerler, sonra eşcinsellik gerçeğiyle yüzleşirler.

Bunların yani homofobiklerin eşcinselliğin yanlışlığı konusunda tek dayanakları din. E yani herkes inanmak zorunda mı senin inandığına. Sen inan ama bunu herkese dayatma hakkın olamaz ki? "Burası benim sınırlarım, sadece benim inandıklarım doğru" demek hakkı olabilir mi? Anlatamazsın tabii? Anlatamazsın. En başta söyledim ya. Kapasite ve de bu kapasiteyi genişletememe, genişletememesi için de manevi ve fiziksel olarak sistematik bir baskının olma meselesi.

Çünkü herkes kendi yetiştiği ve öğrendiği kültürün doğruluğunu içselleştirmiş. Oysa kültür kıyafet gibi bir şeydir ve her bedene uymayabilir. Bedenimize-doğamıza göre kıyafet giymek yerine, kıyafete göre yapımızı şekillendirmek ne kadar akıl-mantık işidir ve adildir. Ben mesela hep bir numara büyük ayakkabı bile giyerim. Küçük ayak makbuldür diye ayağımı küçülteceğime, ayağımı rahat bırakırım. Çünkü ayağım geniş bir ayakkabının içinde daha mutlu oluyor. Korkmayın ayağınızdan çıkıp gitmez bir numara büyük olunca ayakkabı. Daha da büyürse de bir numara daha büyüğünü giyerim ama büyümez. Çünkü doğanın genetiksel bir gerçeği var. Yani büyüyebileceği bir sınırı, eşcinsel mi, yoksa heteroseksüel mi olacağı bir yapısı var.

Bu korkuların ve nefretin altında da yatan işte yapınıza uymayan heteroseksist kültür. Başka bir açıklaması yok bunun. Halledilecek olan sorun tek cümlelik, hatta tek kelimelik yani. Eşcinselliği sorun olarak gören de eşcinselliği kabul etmeyen, eşcinselliği ahlaksızlık ve hastalık olarak gören kültürün ta kendisi. Çünkü eşcinsellik olduğu yerde duruyor canlı tarihinden beri ve onunla uğraşan heteroseksizm. Yoksa eşcinselliğin heteroseksüelliğe ne bir şey dediği var, ne de bir şey yaptığı. Eşcinselliğe musallat olan heteroseksizm. Durum böyle olunca sorun musallat olanda mı, musallat olunanda mıdır?

Şimdi ben durduk yerde heteroseksüelin birisine "hasta" desem, önce kendimi sorgularım "Neden öyle dedim" diye. Ama heteroseksistler eşcinselliğe nefret kusuyor, eşcinelleri nefret cinayetine hedef gösteriyorlar ama bu nefretin nedenini sorgulamıyorlar. Kendileri de bilmiyor, öğrenemiyorlar ki baskı ve dayatma yüzünden bu nefretin sebebini. Heteroseksizm öyle demiş işte. Onlar da o sistemin bir parçası olduğu için ne denirse onu yapıyorlar. Bu kadar basith!

Aklınız almıyor hala değil mi heteroseksist bir dünyada hiç kimsenin eşcinselliğe özenmeyeceğini, eşcinselliği tercih etmeyeceğini. Aklınız alsaydı bu korku ve nefret de olmazdı zaten. Yazık, yazık ki ne yazık!

Bütün bunlar-ayrımcılıklar ve nefretsel davranışlar eşcinsellerin başına neden geliyor, homofobikler eşcinsellere neden bu kadar musallat oluyor biliyor musunuz? Eşcinsellerin "E yeter be!" dememesinden. Herkesin anlayacağı dilden konuşmak gerek huzur ve güven için. Eşcinsel olan benim kime ne, "sana ne", heteroseksizme ne, homofobiklere ne! Hiç kimse laf olsun diye "Eşcinsellik hastalık, ahlaksızlık, kötü" diyerek nefreti körükleyemez. Varsa bir problemin eşcinsellikle ilgili git tedavi ol, sorunun hallet güzel kardeşim. Hadi yasalar çıksın ve LGBT'lere olan ayrımcılıklar, hedef göstermeler sonucu nefret söylemlerinden oluşan suçlar nefret suçları kapsamına alınsın, LGBT'ler de hukuksal olarak haklarını arasın, bakalım o zaman konuşabilecekler mi homofobikler? Dedim ya, eşcinsellerin "E yeter be!" demesi gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder