18 Mart 2012 Pazar

Demokrasi İçin Dünyayı Karşısına Alanlar Konu Eşcinsellik Olunca Susuyorlar

Eşcinselleri Düşünmedikten Sonra Eşcinsel Olmuşsun-Olmamışsın Kaç Yazar!

Demokrasi diye dünyayı karşılarına alanlar, eşcinsellik olunca ya susuyorlar, ya da inkar ediyorlar. İçinde herkesin, en önemlisi insanın kendisinin, eşcinselliğin-in olmadığı bir demokrasi olabilir mi?

Geçenlerde sinema oyuncusu George Coloney "Eşcinsel misiniz?" sorusuna "Eşcinsel değilim demek eşcinsel arkadaşlarıma haksızlık olur, birileri eşcinsel olduğumu düşünüyorsa neden üzüleyim." demişti.

Geoge Coloney eşcinsellerin yanında durarak ne kaybetti? Şöhretini mi, yoksa şöhretinden gelecek paraları mı? Ayrıca insanlık şöhret ve paradan daha önemli değil midir?

"Biz"de bir ünlü çıkıp da bırakın "ben eşcinselim" demeyi, eşcinselliğin doğal bir yönelim olduğunu ne savunan var, ne de bilen. İşin içinden sıyrılmak için en fazla "Herkesin kendi tercihidir" diyerek eşcinsellere olan nefreti daha da körüklüyorlar. Ben "tercih" kelimesini kullananların çoğunun kasıtlı kullandığına bile inanmıyorum. Bunlar doğuştan gelen doğal bir yönelimin, eğilimin ne olduğunu, eşcinselliğin de genetiksel bir durum olduğunu bildiklerini, düşünebildiklerini bile zannetmiyorum. Tabi bunun altında farkında olmadıkları içselleşmiş bir homofobinin cahilce bilinçsiz tepkisi de yatabilir.

Kelimelerin yanlış kullanımı dolaylı da olsa önyargıları güçlendirecek, nefreti besleyecektir ama keşke insanlarımız kullandıkları kelimelerin ne anlama geldiğini düşünebilecek kadar bilgi sahibi olabilselerdi de, bunu bile-bile kullansalardı. "Herkesin kendi tercihi, saygı duymak gerek" diyorlar eşcinsellik için ama eşcinselliğe saygı duyulmadığını bilmiyorlar mı? Eşcinselliği reddetmek, eşcinselliğin, eşcinsellerin yanında durmamak da bir saygısızlık değil midir? "Herkesin cinsel tercihine saygı durmak gerek" demek, sanki eşcinsellik bir hastalıkmış da, "hiçbir şekilde bana bulaşmasın" kaçışından başka bir şey değildir. Bunu-"Herkesin cinsel tercihine saygı durmak gerek" diyebilen bile çok az. Eşcinsellik hep inkar edilir, "eşcinsel misin" soruları da hep hakaret olarak algılanır ve birilerini yaralamak, aşağılamak, zarar vermek için iftira olarak kullanılır. Eşcinsellik üzerinden yapılan bu atışmalar, tartışmalar yüzünden de eşcinsellere nefret büyür de büyür, eşcinseller ölür de ölür ama hiç kimse katliamlarda kendi paylarının da olduğunu bilmez, düşünemez, kimsenin işine de gelmez zaten sorumluluk almak.

Ünlüler arasında kimlerin eşcinsel olacağına dair şehir efsanesine dönüşmüş dedikodular vardır. Birisi şöhret yolunda sivrildi mi hemen hakkında iyi niyetli veya kötü niyetli eşcinsellik dedikodusu yapılır. Çok kadınla görünmüyorsa magazin piyasasında eşcinsel olma ihtimali yüksektir. Belki eşcinseldirler, belki değildirler. Hemen önlemi alınır dedikoduların önüne geçmek için ve hemen sevgili yapılır, sevgiliyle gazetecilere yakalanılır. Kadın eşcinsellerimizin de üzerine gidilir ama bu en fazla "Ne zaman evleneceksiniz?"den ibarettir. Onlar da "Kısmet" derler. Giyim-kuşam ve davranışlar erkekçedir ama erkek egemen bir toplumda feminenlik hafiflik olarak algılandığı için bu erkeksilik kimseyi rahatsız etmediği gibi takdir bile edilir.

Tabi onlar da heterokapitalist bir dünyada kendi çıkarlarını korumak için erkek olmak zorundadırlar, kadın olmak zorundadırlar. Hayran kitlesini kaybetmek para kaybetmek demektir. Yoksa gerçek sanat yapsalar, halkı eğlendirmek dışında da bir şeyler yaparlardı. Mesela konumuz gereği üç kuruş kaybetme pahasına eşcinsellerin yanında durabilirler, eşcinselliğin ahlaksızlık olmadığına dair açıklamalarda bulunabilirler. Ama herkesin kendisi olamadığı heteroseksist bir dünyada, başkası, en ötekisi eşcinsel olmak, eşcinsellerin yanında durmak, ayrımcılıklara karşı duyarlı olmak şarkı söylemek ve rol kesmekten daha zor sanırım.

Birileri eşcinsel liste hazırlıyor (keşke bu liste de iyi niyete hizmet etse), birileri de kendi cinsine ilgi duymaya başlarsa, önce listeyi hazırlayandan başlayacağını söylüyor. Yani erkek egemen bir kültürde eşcinsel olunsa bile sadece başlanabilir, başlayan-beceren tarafta olunur. Listeye dahil olanların içinde bugüne kadar adı eşcinsellikle anılanlar da var ama hep inkar edilmiştir eşcinsellik veya hiç dile getirilmemiştir o kişiler tarafından. Şimdi transseksüellerin bile o kadar ayrımcılığa maruz kalmalarına rağmen trans erkek ve kadın olarak bile eşcinselliği ahlaksızlık olarak gördüğü, eşcinsellerimizin bile eşcinselliklerini inkar ettikleri bir dünyada, heteroseksist dünyadan yüklü miktarda çıkarı olanlar nasıl eşcinselliğin yanında durabilsinler ki? Bakın eşcinselliklerini itiraf etsinler demiyorum, eşcinselliğin doğallığını, bu dünyada eşcinsellerin de eşit yaşama haklarının olduğunu savunsunlar, gerçek eşitliğe dair bir duruş sergilesinler o bile yeter. Tabi yapabilirlerse insanların eşcinselliklerini itiraf edebilmeleri en doğrusu, en faydalısı, en güzelidir. Çünkü insanın kendisi olabilmesinden öte bir doğruluk ve güzellik olabilir mi?

Demokrasi diye dünyayı karşılarına alanlar, eşcinsellik olunca ya susuyorlar, ya da inkar ediyorlar. İçinde herkesin, en önemlisi insanın kendisinin, eşcinselliğin-in olmadığı bir demokrasi olabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder