26 Aralık 2011 Pazartesi

Magazin Heteroseksizmin Kültürlere Göre Esneklik Payıdır

Bugün magazin sayfalarını dolaşırken bir haber dikkatimi çekti. Magazin diyip geçmemek gerek. Çünkü içinde yaşanılan kültüre dair pek çok ip ucu barındırır magazin. Eşcinselliğin idamla cezalandırıldığı bir ülkede eşcinselliğe dair bir magazin haberi yakalayabilir misiniz? Magazinsel yaşam, toplumsal yaşam kültüründen, halktan-çoğunluktan ayrı bir sınıfta da görülse toplumun farklılıklara toleransı, esneklik payı, bastırılmışlıkların oksijenidir. Bizim kültürümüzde de eşcinsellikle ilgili magazin yapılabiliyorsa, yapılabildiği ölçütte eşcinselliğe müsamaha gösteriliyor diyebiliriz.

Tabi durumu farklı bir açıdan da okuyabiliriz. Toplum içersinde kendi namusumuzu koruduğumuz sürece, başkalarının ahlaksızlığından çıkarımıza göre rahatsız da olabiliriz, esnek de olabiliriz, hatta bundan keyif de alabiliriz. Çift standartlılık da yerine göre özgürlük getirdiği için iyidir, yerine göre ne zaman avlanacağımızı bilmeme açısından da kötüdür.

Bugünkü okuduğum haberse ünlü bir Rock'çının kızının demeciydi: "Babam benden daha çok makyaj yapıyor." Arkasından da devam ediyor: “Bana nasıl makyaj yapacağımı babam öğretti. Hatta bazı makyaj hilelerini de ondan öğrendim. Babamın benden daha fazla makyaj malzemesi var.”

Bu ifade kimine göre normal kabul edilebilir, kimine göreyse sapıklık. Tabi yerine göre, içinde yaşanılan kültüre göre de değişir. Amerika'daysa olabilir gözüyle bakarız, sanki özgürlük sınırları çizilmiş sadece bazı ülkelere aitmiş gibi. Özgürlüğe ahlaksızlık gözüyle bile bakabiliriz öğrendiğimiz değerlere ters düştüğünde.

Bu açıklamayı yapanın kim olduğuna da bakarız. Sanatçı mı? "Haa olabilir" deriz. Babası kimmiş? Ne idiği belirsiz bir Rock'çı! Tabii Rock'ın, gerçek sanatın ne olduğunun, ne için yapıldığının önemi yoktur. Varsa yoksa içinde yaşadığımız kültürün değerleri!

O kültür ve değerleri bana hizmet etmiyorsa, benden bir parça taşımıyorsa, beni mutlu etmiyorsa ne yapayım ben o kültürü peki? İnsanların içinde yaşadığı toplumun kültürüne kendi yaşam tarzından bir parça ilave etmesi şarttır, kaçınılmazdır ve hakkıdır o kültürde doğduysa. Hiç kimse hiç kimseyi öğrendiğimiz ve içselleştirdiğimiz değerlere uymuyor diye dışlayamaz. Dışlarsa haksızlık olur, çatışma olur, gerginlik olur, huzursuzluk olur. Sana benzemiyor diye de ötekileştirdiğin diğerlerini dışlarsın, nefret edersin, hatta yok etmeye çalışırsın. Sonra da bunun namus ve ahlak bahanesiyle tek taraflı muhakemesini yaparsın yaptıklarını haklı çıkarmak için.

Magazinin toplumun genel yaşamına göre uçlarda dolaşması ve bu uçuk kaçıklıktan fazla rahatsız olmamak o kültürün kendisiyle ne kadar barışık olduğunu da gösterir. Şimdi babasının makyaj yapmasından rahatsız olmadığı gibi bunu basınla da barışan evladın olduğu kültürü düşünün, bir de bizimki gibi oğlu eşcinsel olduğu için oğlunu gözünü kırpmadan öldüren bir babanın olduğu kültür veya eşcinsel oldukları için idam edilen insanların kültürünü.

Bizim magazin basınımız ve figürlerininse bırakın eşcinsellikle barışık olmasını, açık alanda göstermelik el ele tutuşan, öpüşen ünlülerimizin erkekliklerini ispat etme alanı. Yani heteroseksizme hizmet ediyor bizde magazin daha. Eşcinsel magazinin hiç olmamasından daha iyi midir, kötü müdür tartışılır. Aslında kim kimin ne olduğunu biliyor ama erkekliğin hüküm sürdüğü topraklarda "bilmezlikten gelme" evresindeyiz daha. "Olacak o kadar, zamana ihtiyacımız var." diyebiliriz ama o zamanı değerlendirirsek öyle işe yarar, gerçeklere kör, sağır ve dilsiz olduğumuz evreyi ancak öyle atlatabiliriz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder