19 Aralık 2011 Pazartesi

Eşcinsellik Her Zaman, Her Yerde, Her Türde Ve Daima

Kaydedilmiş tarih boyunca eşcinsel ilişkiler ve eylemler aldıkları şekle ve bulundukları kültürlere bağlı olarak zaman zaman takdir edilmiş, zaman zaman da yargılanmışlardır. (Amerikan Psikiyatri Birliği) Ama azınlık olarak veya çoğunluk olarak, tamamen eşcinsel olarak veya biseksüel, veya seviyesi değişik oranlarda eşcinsellik her zaman, her yerde, her türde ve daimi olarak var olmuştur doğanın bir parçası olarak.

Eşcinselliğin kabul edilmeyişi direkt olarak tartışmasız ayrımcılığa girer. Akıl ve mantık çerçevesinde, aklı ve fikri olan hiç kimse eşcinselliğe nefreti yani homofobiyi olağan karşıla-ya-maz. Çünkü homofobiklerin iddia ettiği gibi ne sapıklık sınıfına girer, ne de hastalık sınıfına. Çünkü insanın kendi cinsine olan cinsel yöneliminden dolayı hiç kimseye zarar gelmemektedir. İnsanların başlarına gelen cinsel yönelimlerden değil, insanların kendi kötülüklerindendir. Eğer kötülükleri cinsel yönelimlere yüklersek, heteroseksüellik daha kötü sayılmaz mı?

İnsanlar neden mi nefret eder? Sevgiyle var olma şeklini öğrenemedilerse veya kolaylarına geliyorsa, varoluş şekilleri birilerini kötülük yaparak oluyor ne yazık ki. O kötülük de insanların temel ihtiyaçları üzerinden yapılırsa daha etkili olduğundan, cinsellik ve alt birimleri varoluş nefreti ve kötülüğü için ideal bir fırsat oluyor.

Eşcinsellerin bilinçsizliğinden dolayı da oluşan korkular ve heteroseksizmin içselleştirmelerinden dolayı kendi cinsel yönelimlerine yabancı kalışları, heteroseksizme homofobi için cesaret veren ve homofobiyi besleyen en büyük, etkileyici etkenler oluyor.

İnsan-eşcinseller kendi hakları için mücadele etmeyince de nefretin normalleşmesi kaçınılmaz oluyor. Hatta nefreti, homofobiyi hak olarak görüyor haksızlık yapanlar. Çünkü kendi öğrendikleri, bildikleri, inandıkları şeylerin doğruluğunu dayatmanın dışında bir varoluş şekli kendi varoluş çıkarlarına ters düşecektir. Öğrendikleri yanlış da olsa ve bunu bilseler de niye varoluş sebepleriyle çelişsinler ki?

Heteroseksistlerin akılları başlarına gelmeyecektir eşcinsellerin akılları başlarına gelmediği, kendi kimliklerine inanmadıkları sürece. Eşcinselliğimizle heteroseksizme karşı olan içimizdeki mücadeleyi kazanmadığımız sürece, dışarıdaki eşcinsel nefretine karşı gücümüz olmayacaktır.

Zaten heteroseksizmin doğruluğuna, doğallığına eşcinseller olarak kendimiz de inanmışız. "Keşke eşcinsel olmasaydık" demeyen eşcinsel sayısı ne yazık ki yok denebilecek kadar az. Kendimiz bile cinsel yönelimimizi hasta, sapık ve de günahkar olarak yaşayıp, sonrasında hem kendi içimizde hem de toplumsal anlamda pişmanlık duymuyor muyuz? Tövbelere gelmiyor muyuz eşcinselliğimizden ve cinselliğimizi kendi cinsimizle yaşadığımızdan dolayı.

İnsan eşcinsel olarak bir düşünür önce. Bu eşcinsellik doğruda olsa yanlış da olsa, hep yaşanmış hep yaşanıyor ve ne yapsan ne etsen de bastırılamıyor. Eşcinselleri çürüğe çıkaran heteroseksizmin göstergesi en militarist ortamlarda bile bastırılamadığına göre, inkar etmenin, gerçeklerle barışamamanın bir manası var mı?

Eşcinseller kendilerini-eşcinselliklerini anlamadıkları, kendi gerçekleri eşcinselliklerinden kaçtıkları sürece, heteroseksistler de onları anlamayacak, hata dünyadan kovmak için ellerinden geleni yapacaklardır. Kısaca eşcinseller görünür olmadıkları sürece var olamayacakları gibi yok sayılacaklar, görünür olanların yok edilmesi için de ne gerekiyorsa o yapılacaktır heteroseksizm tarafından.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder