Eşcinseller, özellikle aktivist eşcinseller eşcinsellerin tektipleştirilmesinden, özellikle feminen olarak lanse edilmesinden çok rahatsız olurlar. Bu biraz ayrımcılığa karşı mücadeleyle ters düşmüyor mu? Ne olacak yani eşcinseller "karı gibi!" tanımlansa? Zaten öyle değiller mi? İnsan kendine alışıyor ve kendindeki özellikleri ferkedemiyor. Ama dışarıdan nasıl olduğu kabak gibi anlaşılıyor işte ve her eşcinsel ne kadar erkeksi olsa da bir yerinden kadınsılığı patlak veriyor; Bu konuşma olsun, giyim-kuşam olsun, davranış olsun her ne olursa olsun bir yerinden pırtlıyor işte. İçinden nasıl geliyorsa öyle davranması taraftarıyım eşcinsellerin tabiki de ama "tektipleşme, feminenlik eşcinselleri hakkında önyargıya sebep olacak" diye de insanın kendini kasmasının hiçbir anlamı yok. Belki toplumsal rol kalıplarının içselleştirilmesinden dolayı, hatta öyle diyelim bir özenti, taklit durumu söz konusu olabilir kadınlığa karşı ama bu durumu aşıncaya, bilinçleninceye, kendileri gibi oluncaya kadar da var olan gerçekleri es geçemeyiz, yok sayamayız. Eşcinseller çok mu erkeksi de kadınsı oldukları iddia ediliyor? Zannetmiyorum.
Yıllardan beri bilimsel araştırmalar sonucu eşcinsellerin beyin yapılarının şekil olarak da kadınlarınkiyle aynı olduğu söylenir. Burada hipotalamus-mipotalamus diyerek laf kalabalığı yapmak istemiyorum. Sima ve kemik yapısı olarak bile kadın gibi eşcinseller olduğu gibi, erkekten de erkeksi yapısı olan eşcinseller de var biliyoruz. Ama böyle araştırmalar yapılıyor ve eşcinsellerin beyni kadınların beynine benzediği söyleniyor.
Eşcinsellerin ağzı neden çok laf yapar hiç düşündünüz mü? Neden eşcinsellerin samimi arkadaşları erkekler değil de kadınlar olur genellikle? Neden eşcinseller kadınlarla daha iyi anlaşırlar? İstisnaların genel durumu etkilemeyeceğini unutmayın? O istisnaların da heteroseksist bir toplumda kendini tutma, bastırma, gizleme olmadığını nereden bilebiliriz? Hem eşcinsel erkeklerin tam anlamıyla feminen olacak diye de bir kaide yok sanırım. Sonuçta biyolojik olarak erkek bedenine sahipler. O kadar da erkek tarafları olsun.
Peki ateşli kadın hakları savunucusu erkeklere ne dersiniz? Ben onlarda eşcinsellik olduğuna inananlardanım. Ner'den mi biliyorum? Kendimden. Bu cinsel yönelimimden dolayı ayrımcılığa maruz kalmamın empatisi değil. Öyle olsa bile duyarlılık bile daha çok kadınlığa mahsus doğal bir yeti değil mi? Erkeksi ve duyarsız kadınlar da var ama erkeklerle kıyaslanamayacak kadar azlar.
Gay İkonlar listesine bakıyorum birkaç tane dışında hepsi dişi, yani kadın. Neden eşcinseller kadınları örnek alıyor dersiniz? Kendilerini kadınlara yakın hissetmesinden değil midir? Kimliğimizin onlarda vücut bulmasından değil midir? Erkekler de başarılı işler yapıyor. İkonlaştırmanın ayrımcılığa maruz kalanların tarafına tutma duyarlılığıyla alakası yok bildiğim kadarıyla. Bunun bizim bastırılmış duygularımızı kadınlığın karşılayabilmesi dışında mantıklı bir açıklaması yok. Aslında "erkekliğin karşılayamaması" demek daha doğru olur. Güzel, sıradışı, alımlı-çalımlı, samimi, güçlü, başarılı şöhretleri veya ünlülerden sadece kadınları benimsememizin sebebi "tektipleştirme" diye karşı çıktığımız ister doğal, isterse öğrenilmiş-dayatılmış-içselleştirilmiş feminenliğimiz, kadınsılığımız, kadın tarafımız. Hem niye bu kadar tırsıyoruz ki kadınsılıktan. Belki trans kadın olacak kadar kadın olmadığımızdandır bu tektipleştirmeye karşıtlığımız. Bu da bir çeşit transfobi mi oluyor eşcinseller arasında vuku bulan?
Anlattıklarımı da kimse üzerine alınmasın. Kendimi ve hissettiklerimi, doğru veya yanlış da olsa çevremde gördüğüm eşcinselliğe dair genel davranışları baz alarak sadece düşüncelerimi ifade etme özgürlüğümü kullanıyorum. Erkeksi eşcinseller erkeksi olmaya devam etsinler tabiatıyla.
Mesela benim de hiç öyle kadınsı olayım gibi bir derdim olmadı ama eşcinsel olduğum kadınsı yüz ifademden dolayı 50 metre uzaktan bile anlaşılıyor. Bedensel olarak erkeksi taraflarım olduğu gibi kadınsı taraflarım da çok yani. Davranış olarak öyle.
Çocukluğumdan beri birilerinden etkilendim mi? Etkilenmişimdir mutlaka ama her iki cinsiyet örneği de olduğu halde bula-bula kadın örneğini mi buldum sadece? Erkeklere ve erkek davranışlarına, yaşam biçimine karşı hep yabancıydım. Futbola olduğu gibi. Üzerime top gelince korkardım, hala da korkarım. En önemli özelliğim hep kızlarla arkadaş olmam ve onlarla sohbet etmemdi. Kadınlar da eşcinsellerle sohbet etmeyi sevmez mi, kendi cinsdaşları gibi davranmazlar mı onlara? Şimdi birileri diyecek ki, "Cinsel olarak zarar görmeyecekleri için yakın davranıyorlardır." Sırf zarar görmeyecek diye heteroseksist bir toplumda kadınlar eşcinsel erkeklerle yakınlık kurarlar mı? Geçiniz. Erkeklere özenir küfür etmeye çalışırdım, ne iğreti dururdu. Şimdi mi? Ohoo! Erkekler halt etmiş. İnsan kendisiyle, özellikle cinsel yönelimiyle tam anlamıyla barışınca kadınlığın veya erkekliğin önemi kalmıyor. Kendin gibi olunca, içinden geldiği gibi davranıyorsun veya ne yapmak istiyorsan öyle yapıyorsun. İçer'de böyle olayım, dışarıya şöyle yansıtayım kendimi gibi kaygın olmuyor artık.
Aslında bu konuyu yani eşcinsellerin stereotipleşmesinin çevresel veya genetiksel, nasıl olması veya olmaması gerektiği konusunu fazla irdelememek gerekiyor. Çünkü sonuçta çevresel faktörleri didaktik bir dünyada kaale almamak o kadar kolay değil. Genetiksel olarak da hangi cinsiyete yakın davranmasını dayatmanın da bir manası yok.
Benim asıl değinmek istediğim, cinsel yönelimin-eşcinselliğin görünümle paralel olarak algılanması. İşte burada önyargılara itiraz edebiliriz. Yani eşcinseller kadınsı olabilir ama cinsel rol olarak illa ki sadece pasif olacak diye bir kural yok.
Ama eşcinseller de eşcinsel olarak ayrımcılığa maruz kalmanın sıkıntısını hem psikolojik, hem de fiziksel olarak bertaraf edebilmek için cinsel rol olarak kendilerine hep aktifliği biçerler, en azından toplum içinde. Tabi kendileri ne olduklarını, ne istediklerini biliyorlar isteklerini bastırsalar veya gizleseler de. Zaten o da-cinselliğin şekli de eninde-sonunda pörtlüyor ilişkiden sonra homofobiye sebep olsa da.
Ben mesela eşcinsel olarak cinsellikte hiç şekil ayırımı yap-a-madım. Zaten eşcinselliğini bastırıp, eşcinselliğini inkar eden ve aktifliğini erkeklik olarak sunan erkek egemen bir kültürde kendinle barışık bir eşcinselsen istemek veya tercih etmek yerine fırsatları değerlendirmek çok daha akıllıca. İlişki sevişmenin orgazm noktasıysa, önceki bölüm daha önem taşımaz mı? Gerçi önünü boşverin, çoğu zaman sonrası bile olmuyor sevişmenin ama cinsellik için temas bile çok önemliyse mecburiyetten maruz kaldığımız cinsel şekil çok da canımızı sıkmamalı.
Eş-cinselliğimi toplumun eşcinselliğe bakış açısına göre yaşamam benim cinselliğimin şeklinin ne belirleyisi oldu, ne de şekil değiştirmesine sebep oldu. Eş-cinselliğimi genellikle eşcinselliği bastırılmış dünyaya göre yaşadım ama rüyalarımda hep kendi yapıma uygun seviştim. Sahi siz rüyanızda aktif mı oluyorsunuz, pasif mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder